Babacan: "Türkiye, menfaat şebekelerinin zenginleştiği bir döneme girdi"

Babacan: "Türkiye, menfaat şebekelerinin zenginleştiği bir döneme girdi"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "2011'den itibaren Türkiye'de küçük bir menfaat şebekesinin zenginliği artarken, geniş kitlelerin yoksulluğu da giderek büyüdü" ifadesini kullandı.

(ANKARA) - DEVA Partisi'nin Genel Başkanı Ali Babacan, "2011 sonrası, hele hele 2015 sonrasına baktığımızda Türkiye'de küçük bir menfaat şebekesinin zenginleştiği ama geniş kitlelerin gittikçe fakirleştiği, yoksullaştığı bir döneme girdik" şeklinde konuştu.

Babacan, AKİT TV'deki Muharrem Coşkun ile "Kırmızı Masa" programında gündemi ele aldı. Ali Babacan, 2003 yılında Irak tezkeresi öncesinde kendisine atfedilen "Irak'a ilk bomba düştüğünde 8,5 milyar dolar hesaba geçecek" konusunu değerlendirdi:

"Bu tek bir gazetede çıkmıştır, Sabah gazetesi, isim de vereyim. Kapalı grup toplantısından dışarıya doğru uydurulmuş bir haberdir. Bu gazeteden başka hiçbir gazetede bu haberi göremezsiniz. O günkü Sabah gazetesinin attığı yalan manşettir. Böyle bir ifadem hiçbir zaman olmadı. Teknik olarak da doğru değil. Böyle bir şey konuşulmadı da benim öyle bir ifadem de yok. Ama bunu döndürüp dolaştırıp özellikle yine DEVA Partisi kurulduktan sonra sürüme verdiler. DEVA Partisi kurulmadan önce bu başlıkları hiç görmüyordunuz, bunlar yoktu ortada."

Babacan, bir ülkenin gücünün ekonomi, askerî kapasiteleri ve itibarıyla ölçüleceğini belirtti. Ayrıca, "Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak söylüyorum, üçü de önemlidir. Ekonomimiz güçlü olacak, sağlam olacak. Yani Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres'e "one minute" dediğinde, bütün Avrupa krizden kavrulurken, yılı 2009, Türkiye'nin ekonomisi sapasağlamdı.

Bizim hem kendi kadromuz var hem de Türkiye'de hangi alanda isterseniz isteyin o alanda uzman olan kadroları harekete geçirme gücümüz var. Bizim en önemli farkımız belki de bu. Bugün Türkiye'de iddialı söylüyorum; hangi konuda olursa olsun bir konunun uzmanı, ben alo dersem, "Şu konuda bir desteğe ihtiyacımız var, siz bu konuyu iyi biliyorsunuz, gelin bir görüşelim" dersem beni kırmaz. Çünkü bilir ki bu memleket içindir, ülke içindir. Bizim vatanseverliğimizi inanın herkes tescil etmiş, herkes biliyor. Fakat önemli olan memleketin topyekûn zenginleşmesi. Küçük bir menfaat şebekesinin zenginleşmesi değil. 2011 sonrası, hele hele 2015 sonrasına baktığımızda Türkiye'de küçük bir menfaat şebekesinin zenginleştiği ama geniş kitlelerin gittikçe fakirleştiği, yoksullaştığı bir döneme girdik.

"Asgari ücretle yalnızca 2 çeyrek altın alınabiliyor"

Örnek olsun diye yanımda bir de çeyrek altın getirdim. Bakın bu 200 lira ilk çıktığında üç tane çeyrek altın alabiliyordunuz bununla. 3 çeyrek altın, 200 lirayla. Şimdi asgari ücret 22 bin lira oldu. Yanımda bir de tam asgari ücret kadar para getirdim. 22 bin 105. 5 lirası bile var. Zaten bankalar sürekli bastıkları için parayı gıcır gıcır. Bakın bu 22 bin lirayla kuyumcu bugün ancak 2 tane çeyrek altın verir. Bir deste 200 lirayla ancak gidersiniz 2 tane çeyrek altın. Bakın çeyrek altın küçücük bir şeydir. Bu 200 lira ilk çıktığında tek bir banknotla 200 lirayla 3 tane alabiliyordunuz. Bugün asgari ücret olmuş 22 bin lira. Bir deste para ediyor. Bu 22 bin lirayla kuyumcu ancak 2 tane çeyrek altın verir.

" ve Devlet tasarruf etmeden enflasyonun düşmeyeceği üzerine düşüncelerini paylaştı. Değişmeyen Bir gerçekte, bu ülke için özverili çalışmalarına devam edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Kıbrıs Türkü'nün Adanın tamamı üzerindeki haklarının var olduğunu belirtti ve Kürt sorunu hakkında görüşlerini Kürt vatandaşlarımızla paylaşma gerekliliğini ifade etti."

Kürt sorunu dediğimiz nedir diye sorduğumuz aslında Kürt vatandaşlarımıza sormamız gerekiyor. "Kürt sorunu mu var kardeşim" diyenler var. Ben diyorum ki, "Siz onu Kürt vatandaşlarımıza sorsanıza" diyorum. "Onlar size anlatsın" diyorum, ne kadar dertleri var. Kürt sorunu diye bir sorun var Türkiye'de. Bu ana diliyle ilgili kısıtlamalardan tutun da vatandaşlık anlayışına kadar; her bir vatandaşımızın eşit ve özgür olması lazım. Eşit ve özgür olması lazım. Devletin, devletin bütün vatandaşlarına aynı samimilikte yaklaşması lazım.

Anayasa'nın ilk 4 maddesi

İlk 4 madde çok tartışıldı. İlk 4 madde ile ilgili bugün bir gündem yok. Yani benim bildiğim kadarıyla iktidar tarafında da yok ki. Tayyip Bey'in defalarca açıklaması var, "İlk 4 madde ile bizim derdimiz yok" diye. Muhalefet tarafında da bu ilk 4 madde değişsin diye bir talep de yok şu anda. Yani ilk 4 madde ile şu anda problemi olan bir siyasi parti yok. Madde 66'yı biz biraz fazla sert buluyoruz. Alternatifler olabilir. Kaldı ki AK Parti'nin de 2012'de o madde ile ilgili bir alternatif önerisi vardı. Ama bunlar çalışılır. Ümit ediyoruz ki bu Meclis'teki komisyon bu örgütle ilgili çalışmasını bitirdikten sonra bu konulara da bakar ve bu konularla ilgili de bir çözüm, en azından bir bakış ortaya koyar."

"Rekabete açık hangi sektör varsa Devletin O sektörde olması yanlış"

Ali Babacan, "Şunu özelleştirmeseydik dediğiniz bir kurum var mı?" sorusuna yanıt verirken şu ifadeleri kullandı:

"Geçenlerde bir tane söyledim. Baktım bu ana muhalefete yakın medya her gün gündeme getiriyor. "Ali Babacan da itiraf etti, özelleştirmeler yanlış oldu" falan. Benim verdiğim bir örnek vardı. Dedim ki "Şu öyle olmayabilirdi" diye. Onun için onlara ben ilave malzeme vermek istemiyorum bugün. Rekabete açık hangi sektör varsa devletin o sektörde olması yanlış. Eğer şu kupayı özel sektör Türkiye'de üretiyorsa devletin "ben bunu üreteceğim" diye bir derdinin olmaması lazım. Özel sektöre o işi bırakması lazım. Özel sektörün rekabetle daha iyi ürünü, daha kaliteli ürünü daha ucuza satmanın yarışında olması lazım."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar