Bahçeli'nin DEM Parti adımı ve yeni anayasa çalışmaları: İmralı Meclis’teki tokalaşmanın neresinde?
Haber Merkezi
Meclis’in yeni yasama yılı açılışında Erdoğan’ın İsrail’i bölgedeki etkinliğini arttırması üzerine “İç cephe” vurgulu konuşması siyasette yeni rüzgarların esmesine neden oldu.
Erdoğan Meclis kürsüsünde İsrail’in Lübnan’dan sonraki hedefinin 'vadedilmiş topraklar' hayaliyle Anadolu olacağını söylemesinin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aynı gün DEM Partili vekillerle tokalaştı.
Akşamında düzenlenen resepsiyonda ise Bahçeli, “Dünyada barış isterken Türkiye’de neden olmasın” sözlerini sarf etti.
Bahçeli bu adımlarının sonrasında grup toplantısında partililere yaptığı konuşmada “El uzatıyorsak boşa uzatmayız” mesajı verdi.
Erdoğan ise Bahçeli’nin adımlarının önemli olduğunu ve desteklediğini vurguladığı konuşmasında muhataplar bu durumu anlamalı ifadelerini kullandı.
AKP ve MHP cephesinde DEM Parti’ye ilişkin atılan bu adımlar yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi.
Erdoğan’ın Bahçeli’ye desteği ile AKP içinde yer alan Kürt vekiller yeniden “çözüm süreci” mesajları atmaya başladı.
İktidar cephesinden atılan bu adımları siyaset Cumhur İttifakı’nın CHP’ye bağımlı kalmadan yeni anayasa çalışmalarını DEM Parti’nin desteğini alarak ilerletmesi olarak değerlendiriyor.
Ancak DEM Parti bu konuda Cumhur İttifakı’ndan sahici adımlar bekliyor.
DEM Parti ne düşünüyor?
DEM Parti ise Bahçeli’nin tokalaşma adımının hemen arkasından Cumhur İttifakı’na seslenerek ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve demokratik bir anayasa için birlikte çalışalım mesajı verdi.
Daha sonra parti yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda yeniden diyalog zeminin oluşabilmesi için bir yol temizliği yapılması gerektiği vurgulandı.
DEM Parti’nin öncelik verdiği konular arasında tutuklu siyasetçilerin durumu ve Abdullah Öcalan’ın avukat ve aile görüşünün önünün açılması.
13 Ekim’de 'Özgürlük' mitingi
DEM Parti, başlıca talepleri arasında olan Öcalan’ın durumu konusunda 13 Ekim günü Diyarbakır’da miting düzenleyeceğini duyurmuştu. 9 Ekim’de Abdullah Öcalan Suriye’den çıkartılmış ve yakalanmasına giden süreç başlamıştı. Kürt siyasal hareketi bu günü ‘Komplo’ olarak değerlendiriyor ve Öcalan’ın serbest bırakılması için her yıl 9 Ekim’de kampanyalar düzenleniyor.
Bu durum nedeniyle miting Diyarbakır Valiliği tarafından yasaklandı. Ancak DEM Parti mitingi yapmakta kararlı.
Bu tartışmalar devam ederken Al Monitor yazarı Amberin Zaman üç kaynaktan aldığı bilgiler üzerine hükümetin Öcalan'la görüştüğünü, Öcalan'ın ise Kandil'le görüştüğünü iddia etti.
Bu haber üstüne Mezopotamya Ajansı, DEM Parti kaynaklarına dayandırdığı haberinde Türkiye’nin Öcalan’ı 2013-2015 yılları arasında olduğu gibi muhatap alması gerektiği vurgulandı.
Haberde DEM Partili yetkililer “Öcalan’ın barış ve diyalog çağrıları, Kürt sorununun çözümünde şiddetten uzak, siyasi bir çözüm çerçevesi sunabilir ve bu süreç Türkiye’nin demokratikleşme sürecine de katkı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
Murat Yetkin: Üçüncü yol Cumhur+DEM Parti mi?
Murat Yekin ise kendi sitesinde kaleme aldığı yazısında Erdoğan’ın yeni anayasa için yeni bir rota oluşturduğunu ve bu rotanın DEM Parti’den geçtiğini belirtti.
Yetkin, Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa için izleyebileceği yolları şöyle tarifledi:
“Birinci yol, AK Parti ve MHP hukukçularının üzerinde çalıştığı Cumhur İttifakı Anayasa taslağını Meclis’e getirmek. Burada yeni Anayasayı halkoylamasına taşımak için gerekli 360 oya ulaşmak için dahi 30 açık var.
İkinci yol, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un işaret ve tercih ettiği üzere, değişikliği Meclis’te gerçekleştirmek için en az 400 oyun bulunmasıdır. Bunun en kolay yolu CHP’den geçer ama CHP’nin mevcut İcracı Cumhurbaşkanı sistemini tartışmaya açacağı kesin görünüyor.
Üçüncü yol acaba “Cumhur İttifakı + DEM” formülünü zorlamak mı? Bahçeli’nin onayı ve oyun kuruluşuna katkısı olmadan bu yolun açılma ihtimali yoktur.”
DEM Parti’nin kapısı açık
Tüm bu senaryolar konuşulurken DEM Parti’nin ise her şeye rağmen kapıyı aralık bıraktığı söylenebilir. Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüştürülmesi Türkiye’yi bambaşka bir iklime sokabilir.
Ancak AKP’nin MHP’nin de desteği ile son yıllarda büründüğü “güvenlikçi siyaset” rolünden vazgeçeceğini düşünmek şu an için zor. Zira MHP’li yetkililer ise DEM Parti’ye yönelik atılan bu adımın boş bir adım olmadığını söylerken şu uyarıyı da yapıyorlar; 2013-2015 yılları arasında olan süreç gibi bir süreç olmayacak. O süreç hatalı yürütüldü.
Ayrıca AKP’nin anayasayı değiştirme isteğinin sahiciliği de DEM Parti için belirleyici olacak gibi. İktidar şu sıralar başında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın olduğu bir ekiple anayasa çalıştayları düzenliyor. Bu çalıştaylardan çıkacak sonuçlar siyasi partilere sunulacak.
Son olarak bu ılımlı siyaset arayışının ve yakınlaşmanın karşılıklı adımlar atılmadığı sürece ilerlemeyeceği kesin.
Kaynak:Haber Merkezi