Cevdet Yılmaz'dan bütçede sapma açıklaması
(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerini tamamladı. Komisyon üyelerinin soruları üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Burası bir hesap verme yeri aynı zamanda. Bütçemizde gider tarafında bir sapma yok. Yani faizlerdeki artışa rağmen geçen sene belirlediğimiz gider bütçesi çerçevesinde kaldık. Hatta bu çerçeve içinde bir miktar altında kaldık. Gelir tarafında ise beklediğimizin altında kaldık, asıl sorun bu" şeklinde açıklamalarda bulundu. "Bürokratlarımız ve uzmanlarımız keşke bu olumsuz durumu daha önce öngörseydi" diyen Yılmaz, "Şu an bizimle paylaşılmış bir etki değerlendirmesi yok. Dolayısıyla biz de gidip hesap kitap yapamayız, uzmanlarımıza güveniyoruz. Yapılan etki değerlendirmesiyle çıkan sonuç birbirini tam olarak karşılamadı" ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Bugünkü oturumda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri gerçekleştirildi. Geçen hafta milletvekillerine sunum yapmış olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu kez onların sorularını yanıtlamak üzere komisyona katıldı.
"Bütçe vesilesiyle aslında ülkeyi tartışıyoruz"
Komisyonda muhalefet milletvekillerinin "Biz konuşuyoruz ama hiçbir şey değişmiyor" eleştirilerine cevap veren Yılmaz, "Tartışmalara böyle bakmak doğru değil. Nitelikli bir fikir, doğru bir düşünce er veya geç tesirini izah eder. Ben buna yürekten inanıyorum. Yeter ki doğru bir fikir olsun, gerçekçi bir fikir olsun. Er veya geç bir etkide bulunur. Bu seneye olmaz seneye etki eder. Dünyada da böyledir. Hükümetler bütçelerini yaptıklarında belli bir denge kurulduğu için çok fazla bir değişiklik yapılmaz. Bu bu çok anormal bir durum değil. Bize özgür bir durum da değil. Bütçe vesilesiyle aslında ülkeyi tartışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Belediyelerin de burada yapacağı çok iş var"
Konya'daki su sorununa ilişkin sorulara yanıt veren Yılmaz, şunları belirtti:
"Bu su konusu gerçekten en kritik konulardan biri. İklim değişikliğiyle birlikte sadece bizi değil özellikle bu Akdeniz havzasında Birçok ülke bu konuda dünya ortalamasına göre daha yoğun etkilenecek. Bunu şimdiden görüp tedbirlerinizi almamız gerekiyor geleceğe dönük olarak. Türkiye su zengini bir ülke değil. Giderek nüfus artışıyla tüketim kalıplarının değişmesiyle su konusunda belki çok daha zorlu bir döneme gireceğiz. Dolayısıyla şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız hep birlikte. Bu çerçevede kabinemizde de bu toplu konular tabii ki ele alındı, tartışıldı.
Burada tabii şunu da söylemek zorundayım. Belediyelerin de burada yapacağı çok iş var, doğrusu... çünkü şehirlerimizin şebekelerinde muazzam bir kayıp kaçak. Hep DSİ'ye yükleniyoruz biz. DSİ su getirsin, su getirsin diyoruz. Su geliyor şehre kadar Şehrin içinde kayıp kaçak oranı çok olunca büyük bir kısmı maalesef hanelere ulaşmadan yok olup gidiyorum. Beyana dayalı olarak biz bunları ölçüyoruz. Şimdi yeni dönemde beyana değil de objektif ölçüklerle nasıl ölçeriz diye de kafa yoruyoruz doğrusu. Doğru bir yaklaşım değil, ölçülmesi lazım. Çok boyutlu bir konu ve bu konuda biz de kapsamlı bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz."
"Burası aynı zamanda bir hesap verme yeri"
Tasarruf tedbirleri sonrası yapılan yatırımlara dair gelen soruya karşılık Yılmaz, "Yatırımlarla ilgili şunları yaptık; kurumların yatırım ödeneklerinden yapılan yüzde 15 kesintiyle birlikte yüzde 75'in üzerinde tamamlanan projelerin daha erken ekonomiye kazandırılması ve vatandaşımıza hizmet sunmasını gözettik. Buradaki mesele verimlilik. Yani çok sayıda projeye ödenekleri eşit dağıttığınız zaman hiçbiri bitmiyor. Bir hizmet üretemiyorsunuz ama sonuçlanma aşamasına gelmiş projelere yoğunlaştığımız zaman bunları bitirip onlardan hizmet alıp sonra bir sonraki yıl diğer projelere daha rahat bir şekilde biten projelerin de sağladığı imkanlarla müdahale etme imkanımız oluyor. Bunu yaptık" şeklinde yanıt verdi.
Yılmaz, "bütçedeki sapma" hakkında ise şu ifadeleri kullandı:
"Şunu belirtmek isterim ki burası aynı zamanda hesap verme yeri. Bütçemizdeki sapma ile ilgili bu yıl gider kısmında herhangi bir sapma bulunmuyor. Faiz artışlarına rağmen, geçtiğimiz yıl ilan ettiğimiz gider bütçesi içinde kaldık. Hatta biraz daha düşük bir seviyedeyiz. Harcama açısından bir aşım yaşanmadı. Ancak gelir tarafında, beklediğimizden daha düşük bir performans sergiledik. Özellikle kurumlar vergisi gibi. İki tür analiz yapmak istiyorum. Birincisi daha genel. Enflasyonun yükseldiği dönemlerde bütçeler geçici olarak olumlu etkilenebilir. Tüketim KDV'si, ÖTV gibi vergiler enflasyon arttıkça geçici olumlu bir etki yaratır. Ama enflasyon düştüğünde ters bir etki gözlemlersiniz. Tüketim ve ithalatın azalması, ekonomik aktivitenin yavaşlaması gibi nedenler, gelirlerde de olumsuz bir etki bırakabilir. Bu durum geçici bir etki tabii ki.
"Bürokrat arkadaşlarımız keşke daha iyi öngörselerdi"
İkincisi ise kurumlar vergisindeki durum daha çok enflasyon muhasebesiyle ilişkilidir. Bildiğiniz üzere enflasyon muhasebesi uygulaması gerçekleştirildi. Şirketler kendi bilançolarında öz sermayelerini artırmak için önlemler aldılar. Bu durum uzun vadede sağlıklı bir yapı oluşturacaktır. Şirketler, vergi yükümlülüklerini artırmak için öz sermayelerini güçlendirdi. Ancak bu, kamu gelirleri üzerinde olumsuz bir etki yarattı, bunu da unutmamak lazım.
Burada eklemek istediğim bir nokta var; bürokratlarımız ve uzmanlarımız keşke daha iyi öngörselerdi. Başından beri bu etki değerlendirmesinin yapılmasını talep ettik ama henüz bize ulaşan bir etki değerlendirmesi olmadığını ifade edelim. Sonuçta hesap yapmaya gidip oturacak değiliz, uzmanlardan destek alıyoruz. Ancak yapılan etki değerlendirmesi ile sonuçların tam olarak örtüşmediğini belirtmeliyim. Bu durum oldukça da olumsuz bir tablo değil. Bir taraftan, şirketler bu ülkenin şirketleri. Bilanço yapıları ve sermaye ölçükleri güçlendi. Ancak maalesef kamu gelirlerimizde beklemediğimiz bir azalma oldu. Dolayısıyla, bütçedeki sapmanın izahı budur. Gider kısmında aşırı harcama olayı yok. Ayrıca cari açığımız öngördüğümüzden daha düşüktü. Ana etkenler bunlar. Maliye Bakanlığımız bu şirketleri de inceliyor, eğer uygunsuz veya yasadışı bir durum tespit edilirse incelemeler yapılacaktır."
(SÜRECEK)
Kaynak:ANKA