Cüneyt Arkın son yolculuğuna uğurlandı...

Cüneyt Arkın son yolculuğuna uğurlandı...
Canlandırdığı karakterlerle Türk halkının gönlünde taht kuran sinemanın unutulmayacak ismi Cüney Arkın’ı, sevenleri dün son yolculuğuna uğurladı. Betül Arkın, “Dünyayı kurtardı maalesef kendini kurtaramadı” diyerek...

Canlandırdığı karakterlerle Türk halkının gönlünde taht kuran sinemanın unutulmayacak ismi Cüney Arkın’ı, sevenleri dün son yolculuğuna uğurladı. Betül Arkın, “Dünyayı kurtardı maalesef kendini kurtaramadı” diyerek üzüntüsünü ifade ederken Türk halkı, sevdikleri kahramanlarına, “Şimdi dünyayı kim kurtaracak” diyerek veda etti.

85 yaşında hayata veda eden sanatçının Türk Bayrağı’na sarılı cenazesi, dün sabah saatlerinde Zincirlikuyu Gasilhanesi’nden alınarak tören yapılacak olan Atatürk Kültür Merkezi’ne getirildi. Usta sanatçının sevenleri sabahın erken saatlerinden itibaren AKM’ye akın etti.

Arkın’ın eşi Betül Arkın, naaşı Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törene girerken, “Ben bu kadar çok sevildiğini gerçekten bilmiyordum. Gitti, dünyayı kurtardı. Kendini kurtaramadı maalesef. Evinde ölmek isterdi. Evinde öldü” ifadelerini kullandı.


“TÜRK SİNEMASINDA BİR DEVİR KAPANIYOR”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AKM’deki törende yaptığı konuşmada, “Türk sinema tarihinin maalesef bir devir kapanıyor. Cüneyt Arkın daima hatırlanacak, bıraktığı izler asla silinmeyecektir. Atlas Sieması’nda bir köşeyi Cüneyt Arkın için ayıracağız ailesiyle görüşüp en iyi şekilde yaşatacağız” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Benim de sinemayla tanışmama vesile olan Cüneyt Arkın’ı uğurluyoruz. Cüneyt Arkın ve onun gibi isimler hep evimizde, hiç çıkmadılar bizimle oldular, ama bizi büyüttüler ama bizimle büyüdüler. Cüneyt Arkın’ı hiç unutmayacağız, unutmamız mümkün değil. Bir de yaşatmak önemli. Yaşatmak konusunda da sorumluluk sahibiyiz» dedi.


“BEDENİMDEN BİR PARÇA KOPMUŞ GİBİ”
Sanatçı Ediz Hun, “Olağanüstü bir insandı. Her rolün üzerinden gelebilecek kabiliyetli bir insandı. Bedenimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum” sözleriyle arkadaşına veda etti. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ise, liseden sınıf arkadaşı olan sanatçıyı şöyle anlattı:
“Fahrettin, İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı. Fırsat buldukça Eskişehir’e gelir arkadaşlarıyla vakit geçirirdi. Çok büyük bir sanatçıydı. Fahrettin yalnızca büyük bir oyuncu değil, çok da iyi bir edebiyatçıydı. Lisede aynı sırayı paylaştık. Eğer sinema dünyasına katılmasaydı, Türkiye’nin en büyük çocuk hastanesini yapmak vardı. Bir diğer özelliği de katıksız bir Atatürkçüydü… Halk kahramanıydı, filmlerinde halk kahramanlarını temsil ederdi. Ben gençlere, yeni yetişen kuşaklara söylüyorum, Fahrettin’in bilinmeyen yönlerini araştıralım okuyalım.”

“BÖYLE İNSANLARA AĞIT DEĞİL, DESTAN YARAŞIR”
Zaman zaman gözyaşlarını tutmakta zorlanan sanatçının oğlu Murat Arkın ise şunları söyledi:
“Bizim ailemiz güzel bir aileydi ama bugün sizlerin sayesinde şunu anladım. Bizim ailemiz sandığımdan çok daha büyük ve güzelmiş ayaklarınıza sağlık. Böyle adamlar cenneti bile vatan yapacak adamlar. Sözcükler boğazımda düğümleniyor. Biz her şeyi ondan öğrendik. Attığım her adımda, muhabbet ettiğim her insanın gözünde o var… Dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun tüm insanları birleştirici bir unsur olmuş Cüneyt Arkın… Ne mutlu bize… Onun filmleriyle büyük, yaşadık, onun filmleriyle yaşayacağız. Babamın bir filminin repliğiyle bitirmek istiyorum: Ağlamayın be! Böyle insanlara ağıt değil, destan yaraşır…”

“FİLMLERİNİ İZLEYEREK İYİ İNSAN OLMAYI ÖĞRENDİM”
Arkın’ın diğer oğlu Kaan Polat Arkın ise duygularını şöyle dile getirdi:
“Ailemiz çok güzel bir aile birbirini seven sayan ve kollayan bir aile… Büyüdük, evlendik, çocuklarımız oldu. Temelimiz bizi eğiten, bize öğretmen olan babamız… Aslında onunki ölüm değil ölümle gelen ölümsüzlük. Hayatı çok zor yaşamış ama dolu dolu yaşamış… Anneme hep şöyle derdi; ‘Betül sen dünyaya yetecek kocaman bir merhametsin’, Murat’a ‘santranç oynarken beni yine yendin oğlum’ derdi. Bana gelince ‘ne güzel gözlerin var, dünyaya mavi mavi gülümsüyorsun’ derdi. Küçüktüm bir röportajında ‘çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz’ diye sormuşlardı. Şu cevabı verdi; ’Ben çocuklarımın mutlu olmasını, gülmesini ve iyi insan olmasını istiyorum.’ Çocuktum anlayamamıştım, iyi insan nedir, nasıl olunur diye. Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Mütevaziliği, iyilerin hep kazandığını, kötülerin kaybettiğini öğrendim.

“CESARETİN TA KENDİSİYDİ”
Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı, bütün bedeninin ruhunun bana geçtiğine inanıyorum. Bir makalede şöyle diyordu ‘hayatı yaşamak cesaret ister’. Yaşam cesaretinin ta kendisiydi o… Bize düşen de onun eserlerini yaşatmak, ben onun önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum. Bana öğrettikleri için teşekkür ediyorum.”

Cüneyt Arkın’ın cenazesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenin ardından son yolcuğuna uğurlanmak üzere Teşvikiye Camii’ne getirildi. Buradaki törene Bakan Mehmet Nuri Ersoy, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Arkın’ın ailesi, sanatçılar Türkan Şoray, Kenan İmirzalıoğlu, Mahmut Cevher, Nuri Alço, Burak Özçivit, Kerem Alışık, Tamer Yiğit, Serdar Gökhan ve usta oyuncunun binlerce hayranı katıldı. 

GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Türkan Şoray da çok sayıda filmde beraber rol aldığı Cüneyt Arkın’ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Arkın’ın tabutuna kapanan Şoray, gözyaşlarına boğuldu. Kerem Alışık, “Çok önemli büyük bir sanatçıydı. Hakikaten filmimiz koptu diyebilirim. Sıcak ekmek kokuları bıraktı, gitti. Başımız sağ olsun milletçe. Mekanı cennet olsun” dedi.

Törene katılan Burak Özçivit, “Hepimiz için çok önemli biriydi. Son görevimizi yapmaya geldik. Benim için onun yeri çok ayrı. En son ‘Kuruluş Osman’ da birlikte rol aldık. En zor süreçte bizim yanımızdaydı. Pandemi sürecinde o yaşta, o enerjisiyle kalktı ve geldi. Ekibi motive etti. Başımız sağ olsun” açıklamasını yaptı.
Arkın’ın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.