Dayakçı erkek aldatan kadından masum

Dayakçı erkek aldatan kadından masum
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanma davalarındaki kusur incelemesi yönünden emsal ve bir karara imza attı.İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı kadın A.K., eşinin aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini,...

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanma davalarındaki kusur incelemesi yönünden emsal ve bir karara imza attı.

İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı kadın A.K., eşinin aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini belirterek, davalı olan eşine şizofren ön tanısı konulduğunu belirtti. A.K., iki çocuğunun velayeti ile nafaka ve tazminat talep etti.

M.K. ise, eşinin iddialarını ‘hayal ürünü’ olarak nitelendirerek, psikolojik şiddet gören tarafın kendisi olduğunu, bu nedenle şizofreni değil psikolojik tedavi gördüğünü, AK’nin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ifade etti. M.K, iki yıldır birlikte yatmadıkları eşinin çocuklarının odasında bilgisayar başında vaktini geçirdiğini bildirdi. M.K. da çocukların velâyetlerini tazminat talebinde bulundu.

‘KADIN EŞ AĞIR, ERKEK EŞ KUSURLU SAYILDI’
Mahkeme, ‘boşanmaya sebep olan olaylarda sadakatsiz davranan; eşini ve çocuklarını ihmâl eden ve eşine hakaret eden kadının ağır, eşine fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine, davalı-karşı davacı erkek eş yararına 7 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine” karar verdi. Kadın eş, kararı temyiz etti.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU DA ‘KADIN AĞIR KUSURLU’ DEDİ
Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, “tarafların eşit kusurlu olduğuna” vurgulayarak kararı bozdu. Mahkemenin kararında direnmesi üzerine, kadın eş, kararı temyiz etti.

Direnme kararını görüşen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “tanık beyanlarının yanında dosyada mevcut kadın eş A.K.’nın kullanmakta olduğu hatta ait HTS kayıtlarına göre A.K.’nın farklı numaralarla ve özellikle M.E.isimli şahsa ait olan telefon ile hayatın olağan akışına aykırı şekilde görüşmeler gerçekleştirdiği, karşılıklı mesajlaşmaların olduğu dikkate alındığında evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğünü ihlâl eden ve yaşanan olaylardan sonra çocuklarını da bırakarak evden ayrılan kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir” şeklinde karar vererek kadın eşin fiziksel şiddete maruz kalmasına rağmen olay açısından daha kusurlu olduğu yönünde görüş bildirdi.