DHMİ Genel Müdürü ve daire başkanı hakkındaki usulsüzlük iddiaları Meclis'e yansıdı
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile ilgili yeni usulsüzlük ve torpil iddiaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı. Özellikle kadrolaşma amacıyla Personel Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ndeki boşluklardan yararlanıldığı, sınavsız atamaların yapıldığı ve kamu ihalelerine nüfuz kullanılarak müdahale edildiği iddiaları yoğunlaşmış durumda.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin ve kurumda daire başkanlığı yapmış, adı rüşvet iddialarıyla anılan Mehmet Cemil Acar hakkında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na bir dizi soru yöneltti. Karasu, bu iki ismin ve yakın aile üyelerinin mal varlıklarının araştırılmasını talep ederek, kamunun kaynaklarının kötüye kullanıldığına dair ciddi şüpheler bulunduğunu ifade etti.
İhalelere Müdahale ve Kadrolaşma İddiaları
CHP’li Karasu, TBMM'de yaptığı konuşmada, DHMİ’de sınavsız atamaların yoğunlaştığını, Personel Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ndeki boşlukların suistimal edilerek kurumda kadrolaşma yaratıldığını dile getirdi. Özellikle müdür yardımcılığı gibi pozisyonlara liyakatsiz atamaların yapıldığı ve bu kişilerin daha sonra yüksek kademelere sınavsız şekilde getirildiğini belirtti. Sayıştay ve Etik Kurulu raporlarına da giren bu uygulamaların, kamuda liyakat sisteminin tamamen göz ardı edilmesine yol açtığını vurguladı.
Nüfuz Kullanımı İddiaları
İddiaların merkezinde, DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin ve danışmanı Mehmet Cemil Acar bulunuyor. Karasu, Acar'ın nüfuzunu kullanarak havalimanı müdürleri ve diğer yöneticilere peyzaj ve diğer malzemelerin belirli şirketlerden alınması talimatını verdiğini, taksi ve otopark ihalelerine de müdahil olduğunu öne sürdü. Ayrıca Acar'ın, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terör örgütleriyle mücadele komisyonu başkanı olarak da görev yaptığı hatırlatıldı.
Karasu, TBMM'ye sunduğu önergede Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’na şu soruları yöneltti:
- DHMİ ve Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde, son beş yılda kaç personelin görev yerinin değiştirildiği ve bu değişikliklerin ne kadarı hukuksuz şekilde yapılmıştır?
- Usulsüz atamalarla ilgili açılan davaların sonuçları ne olmuştur? Devlet, bu atamalar nedeniyle ne kadar maddi zarara uğramıştır?
- Mehmet Cemil Acar’ın DHMİ’de resmi görevi olmamasına rağmen makam aracı ve ofis kullanıp kullanmadığı ve havalimanlarını denetleyip denetlemediği doğru mudur?
- Genel Müdür Hüseyin Keskin ve Acar’ın ve birinci derece yakınlarının mal varlıkları ile ilgili herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır veya yapılacak mıdır?
Kamuda Liyakatsizlik ve Usulsüzlüklerin Önü Açılıyor Mu?
Karasu, DHMİ’de yaşanan bu iddiaların yıllardır devam ettiğini ve AKP hükümetinin yanlış uygulamaları nedeniyle kurumun itibar kaybına uğradığını dile getirdi. Kadrolaşma, yolsuzluk ve hukuksuz atamaların kurumdaki iş barışını bozduğunu belirten Karasu, devletin bir kuruş parasını dahi kötüye kullanan bürokratların mutlaka hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
TBMM'deki soru önergesine verilecek yanıtlar, DHMİ’deki bu iddiaların ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyacak ve kamuoyunu bilgilendirecek.
Kaynak:Haber Merkezi