Diyarbakır’daki ‘kobay’ iddiaları yargıya taşındı
Diyarbakırlıların kobay olarak kullanıldığını öne süren Prof. Dr. Cenap Ekinci, “Türk Işını” tedavisi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre Kovid-19 döneminde "Türk ışını" tedavisi için kobay olarak kullanıldığı iddialarına dair o dönemde “kobay” olarak kullanıldığını belirten Mahmut Orak, avukatıyla birlikte yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Orak, iddiaları gündeme getiren Prof. Dr. Cenap Ekinci’de tanık olarak suç duyurusu başvurusunda gösterildi. Tedavide sorumluluğu olan bütün yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunan Orak, ifade verdi. Orak, ultra viyole ışınının uygulandığına dair belgelerle birlikte Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulundu.
‘Yaşadığına şükret’
Yapılan başvuru ardından açıklama yapan Orak, 20 Haziran 2020’de bütün ailesiyle birlikte Kovid -19 testi için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittiklerini ve testlerinin pozitif çıktığını aktardı. Sonrasında kendilerine ilaç verilerek, eve gönderildiklerini aktaran Orak, ilaçlardan sonra ailesindeki herkesin düzeldiğini fakat kendisinin düzelemediğini kaydetti.
‘Dava açmaya çekindim’
Tekrar hastaneye gittiğini ve tedavi görmeye başladığını aktaran Orak, süreci şöyle anlattı: “Doktorumuz sürekli, ‘Bir tedavi uygulaması var. Ankara’dan bir heyet gelip seni iyileştirecek’ diyordu. Ben de canımın acısından ne yaptığımı bilmiyordum ve kabul ederek, verdikleri kâğıtları okumadan imzaladım. İmzaladıktan sonra heyetin geldiğini öğrendim. Beni yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakıma aldıktan sonra anestezi ile uyuttular. Anesteziden sonra o tedaviyi uygulamışlar. Ondan sonra uyandığımda boğazımdan ciğerlerime kadar tahriş edildiğine dair ağrı hissettim. Ondan sonra yaptığım testler bir negatif bir pozitif çıkıyordu. Sonrasında birkaç gün normal serviste, gözetim altında kaldım. Ailemle irtibata geçtikten sonra, bana kobay olarak kullanıldığımı söylediler. Buna çok üzüldüm. İnsanların canının bu kadar ucuz olduğunu bilmiyordum. Ondan sonra beni taburcu ettiler. Testlerine güvenmeyerek, başka bir hastanede test yaptırdım, pozitif çıktı. Tekrar geldim hastaneye. Benimle irtibatı olan doktorla görüştüm. ‘Neden benim sonuçlarım böyle çıktı, neden kobay olarak kullanıldım’ dedim. ‘Yaşadığına şükret’ dedi. Ondan sonra başhekimle görüşmek istedim, görüştürmediler. Sonrasında dava açmaya çekindim, korktum.”
'Halkı yanılttılar'
Orak’ın dosyasının bilirkişilerle incelediklerini söyleyen Cenap Ekinci, normalde tedavisinden 2-3 gün sonra evine gönderilmesi gereken hastanın “kandırıldığını” ve “Türk ışını” denilen tedaviyi kabul ettiğini belirtti. Orak’ın gereksiz bir şekilde yoğun bakıma yatırıldığını, anestezi altında akciğerlerine girildiğini ve damarlarına belirsiz ultra-viyole ışınlarının verildiğini aktaran Ekinci, “Sonrasında hasta iyileşmeden hastaneden gönderilmiş. Özel hastanedeki testleri pozitif çıkmış. Bir ay boyunca şikâyetleri geçmemiş. Şu anda bile hasta üzerinde elimizde tedaviden sonraki tomografi sonuçları var. Hastanın iyileşmediği net olarak ortadadır. Yeterince bilgilendirilmeden herhangi bir başarılı tedavi de söz konusu değilken, kameraların önüne geçip, ‘Hastayı iyileştirdik, büyük bir başarı sağladık’ deyip de halkı yanıltmış oldular” şeklinde konuştu.
‘Amed’i neden seçtiniz?’
Deney için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tesis olarak seçildiğine dair çıkan haberlere işaret eden Ekinci, “Bu hasta ister iyileşsin, ister iyileşmesin, ister ölsün, ister ölmesin. Siz Amed’i neden deney testi olarak seçtiniz? Neden bunu Ankara, İstanbul veya başka bir yerde yapmadınız da, gelip kıt imkânlarla yaşamını sürdüren Mahmut Orak kardeşimizi bilinçli olarak seçtiniz ve ‘iyileşti’ dediniz? Mahmut’tan önce kaç kişide yapıldı, ölenlerin sayısını bilmiyoruz. Önemli olan bu deneyde neden Amed’in seçildiği. Ticari şirket bu işin neresinde, bu ticari şirketle bağlantılı olan şahısların politikada görev alan suçlu insanlarla nasıl bir bağlantısı var? Amed’i tesis olarak kim önerdi, bunun onayını kim verdi? Bakanlık izin verdiyse bile idari izindir. İdari izinle deney yapamazsınız. Bunun etik kuralları var. Siz hayvan deneyi yaparken bile etik kurulundan onay almak zorundasınız. Ki bu bir hayvan deneyi değil. Hiçbir etik kural söz konusu değil, hiçbir tıbbi prosedür işlenmemiş” tepkisinde bulundu.
Ekinci, son olarak gerekli tıbbi süreçlerle ilgili bilgi ve belgeleri savcılığa ibraz ettiklerini belirterek, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.
Kaynak:Haber Merkezi