Emre Apartmanı davasında acı itiraf: "Evlatlarımı kaybettim, cezalar ağır olmalı"

Emre Apartmanı davasında acı itiraf: "Evlatlarımı kaybettim, cezalar ağır olmalı"
Gaziantep'te 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 49 kişinin yaşamını yitirdiği Emre Apartmanı davasında, bir müşteki 6 evladını kaybedip Sorumluların cezalandırılmasını istedi. Cumhuriyet savcısı sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

Haber: Mehmet OFLAZ

(ANKARA) - Gaziantep'te 6 Şubat tarihinde yaşanan depremlerde çöken Emre Apartmanı davasında, müşteki 6 evladını kaybettiğini ifade ederek, "32 aydır evlatlarımın yüzünü göremiyorum. Beni ancak evladını kaybedenler anlar. Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyorum" dedi. Cumhuriyet savcısı, esas mütalaasında dört sanığın bilinçli taksir suçundan cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, tutuklu sanık mimar Erol Özuslu'nun serbest bırakılmasına karar verdi.

6 Şubat depremlerinde Gaziantep'in Şehitkamil ilçesi Batıkent Mahallesi'nde bulunan Emre Apartmanı'nın çökmesi sonucunda 49 kişi yaşamını yitirdi ve 17 kişi de yaralandı.

Bu binanın yıkılmasına neden olan müteahhitler Ali Emre ve Ahmet Yıldız ile mühendis Nazmi Tosun ve mimar Erol Özuslu hakkında dava açıldı. Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 24 Ekim tarihinde gerçekleştirilen 12. duruşmaya, depremin ardından yakınlarını yitirenler, tutuklu sanıklar ve tarafların avukatları katılım sağladı.

"Beni ancak evladını kaybedenler anlar"

Duruşmada söz alan müşteki Aysel Karakuşoğlu, "32 aydır evlatlarımın yüzünü görmüyorum, beni ancak evladını kaybedenler anlar. 6 evladımı toprağa verdim, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyorum" şeklinde bir açıklamada bulundu.

Müşteki avukatları, sanıkların tutukluluk durumlarının sürmesini talep etti.

Bina ile ilgili suçlamalar öne sürüldü

Tutuklu sanık müteahhit Ahmet Yıldız, savunmasında, davaya konu olan binanın zemin katının inşasından sorumlu tutulduğunu belirterek, "Evet, o bölümü ben yaptırdım ancak teknik ya da resmi bir sorumluluğum yoktur. Teknik Uygulama Sorumlusu Nazmi Tosun ve Erol Özuslu'dur" diye ifade etti. Yapının ruhsatının kendi adına değil, arsa sahibi M.K.K. ve hissedarları adına alındığını da ifade eden Yıldız, "Ali Emre inşaata devam etmiş, ben yalnızca yaptığım imalatın bedelini almışımdır. Sonrasında inşaatla hiçbir bağım kalmamıştır" dedi.

Sanık Yıldız, diğer sanık Ali Emre'nin kendisine çelişkili beyanlarda bulunduğunu savunarak, "Emniyette "inşaatı kontrol ettim, öyle aldım" demiş ama mahkemede "beni aldattılar" diyor. Bilirkişi raporunda da dairelerin üst katlarda genişletildiği ve bunun yıkım nedenleri arasında olduğu belirtilmiştir" şeklinde bir savunmada bulundu. Üç yıldır tutuklu olduğunu ve 76 yaşına yaklaşmakta olduğunu belirten Yıldız, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek tahliyesini istedi. Yıldız, "Vereceğiniz karar ne olursa olsun saygılıyım. Devletimiz, milletimiz var olsun. Karar yüce heyetinizindir" ifadelerine yer verdi.

Tutuklu mühendis Nazmi Tosun, savunmasını tekrar ederek raporların hatalı olduğunu belirtti, yeni bir bilirkişi raporu ve tahliye talep etti. Tutuklu mimar Erol Özuslu, ona yöneltilen kusur tespitlerinin hatalı ve uydurma olduğunu ileri sürdü.

Duruşma salonunda gergin anlar yaşandı

Tutuklu müteahhit Ali Emre, önceki savunmasını tekrarlayarak, binanın yıkımında kendisine sorumluluk yüklenmekte olduğunu iddia etti. Emre, "Hiçbir yerde kusurum yoktur, bilirkişi raporlarının tekrar incelenmesini istiyorum. Bana suç isnat ediyorsunuz" ifadesini kullandı.

Mahkeme başkanının uyarılarına rağmen, daha önce reddedilen hakim talebi ile ilgili konuları tekrar açınca Ali Emre, görevliler tarafından duruşma salonundan uzaklaştırıldı.

Sanık avukatları, müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep etti.

Mahkeme, sanıklar ile avukatlarının yeni rapor alma taleplerini, yargılama sürecinin mevcut durumu ve dosyada mevcut olan çok sayıda raporu göz önünde bulundurarak reddetti.

Sanıkların cezalandırılması talep edildi

Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı esas hakkında mütalaasını sundu. Savcı, müteahhitler Ahmet Yıldız ve Ali Emre ile mühendis Nazmi Tosun hakkında, binanın öncelikle kaçak olarak ve betonarme projesi olmadan inşa edildiğini, ruhsat alındıktan sonra ise mimari projeye aykırı, yeterli malzeme ve işçilik kullanılmadan yapıldığını belirtti. Yapının bodrum, zemin katı ve 11 normal kat ile çatı katından oluşan toplam 13 katlı ve 20 meskenden oluşan bir yapı olduğu, teknik standartlardan eksikliklerle inşa edildiği vurgulandı. Savcı, sanıkların sahip oldukları mesleki bilgi ve ticari unvanlar nedeniyle riskleri öngörmelerinin mümkün olduğunu kaydetti.

Mimar Erol Özuslu hakkında ise, binanın inşa sürecine katkısının belirgin olarak tespit edilemediği ancak yapı kullanım izni belgesini hem şantiye şefi hem de fenni mesul olarak imzaladığı, yapının mimari projeye ve teknik gerekliliklere aykırı olarak inşa edildiğini bilmesine rağmen sorumlu olduğu ifade edildi. Savcı, Özuslu'nun sorumluluğunun diğer sanıklardan farklı olacağını ve ceza artırımı aşamasında bunun dikkate alınacağını belirtti.

Mütalaada, tutuklu sanıkların kaçma şüphesinin bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamı talep edildi.

Binada yakınlarını kaybeden Aysel Karakuşoğlu, beyanında "Yüce mahkemenin vereceği karara her türlü saygı duyuyorum" ifadesine yer verdi.

Sanıklar ise savcının görüşüne katılmadıklarını belirtip, esas hakkında savunmalarını hazırlamak için süre talep ettiler.

Mahkeme salonunda gerginlik yaşandı

Sanık Ali Emre'nin avukatı Hasan Dündar, mütalaayı hukuksuz bulduğunu belirterek, müvekkilinin duruşmadan çıkarıldığını ve mevcut olmadan mütalaanın alınamayacağını iddia etti. Dündar, CMK'nın 215-216. maddelerine atıfta bulunarak, tüm deliller tartışıldıktan sonra müvekkiline söz hakkı verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Mahkeme başkanının "Hangi maddede yazıyor? Neden her celse duruşmayı sabote ediyorsunuz?" sorusuna avukat, katibe müdahale ederek "Yazın bunları" şeklinde yanıt verdi. Bunun üzerine başkan, "Mahkemeyi mi idare ediyorsunuz?" ifadesiyle uyardı. Avukat Dündar, "Niye işinize gelmiyor?" demesi üzerine, mahkeme başkanının talimatıyla duruşma salonundan çıkarıldı.

Bir Sanık tahliye oldu

Mahkeme heyeti, sanıklara ve avukatlarına savunmalarını hazırlamaları için süre tanıdı. Duruşma sonunda sanıklardan Erol Özuslu'nun, üzerine atılı suçun özellikleri, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak tahliyesine hükmedildi; ancak sanığa yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza verme yükümlülüğü getirildi.

Diğer tutuklu sanıklar Nazmi Tosun, Ali Emre ve Ahmet Yıldız hakkında ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Dava, 3 Aralık 2025 tarihine ertelendi.

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar