Erdoğan'dan Külliye'de 30 Ağustos mesajı: İç cephemizi sağlam tutmalıyız
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 30 Ağustos Zafer Bayramı'na ilişkin kutlamalar yapılıyor. Beştepe'deki Külliye'nin ana binası kırmızı ve beyaz renklerle ışıklandırıldı.
afer kutlamasına özel hazırlanan kısa filmin de gösterildiği programda, yurt dışında ve yurt içinde görev yapan Türk birliklerinin 30 Ağustos Zafer Bayramı tebriklerini ilettiği video mesajları izletildi. Bir dizi konser verildi.
Mesajların ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları şöyle:
Aziz milletim, değerli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler. Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz. 30 Ağustos Zafer Bayramı programımıza teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Büyük zaferin 102. yıl dönümünü kutlamak içir bir aradayız. Sizleri ağırlamaktan duyduğum bahtiyarlığı özellikle ifade etmek isterim. Bu vesileyle bir kez daha 102 yıl önce milletimize büyük bir zafer yaşatan İstiklal Harbi'mizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını milletimiz adına milli mücadeleyi sevk ve idare eden Meclisimizin kıymetli üyelerini, 1071 Malazgirt zaferinden beri vatan topraklarını kanlarıyla şereflendiren aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Rabbim hepsinin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin. Gazilerimizden ebediyete intihal edenlere, mevladan rahmet, hayatta olanlara sıhhat ve afiyet niyaz ediyorum.
Kıymetli misafirler, ağustos ayı tarihimizde Türk'ün zaferler ayı olarak bilinir. Bu ay içerisinde hepsi tarihimizde birer kilometre taşı niteliğindeki Mercidabık zaferini, Otlukbeli zaferini, Çaldıran zaferini, Belgrat zaferini, Moğaç zaferini, Kıbrıs fethini idrak ettik. Dört gün önce milletimize, Anadolu'nun kapısını açan Malazgirt zaferinin 953. seneyi devriyesini büyük bir gururla kutladık. Sultan Muhammed Alparslan ve ordusunun mümtaz mensuplarına olan vefa borcumuzu binlerce vatandaşlarımızla birlikte orada ifa ettik. Aynı gün Büyük Taarruz'un 102. yıl dönümünü yine heyecanla andık, hatırladık. Bugün de zaferler zincirinin zümrüt halkası olan büyük zaferin 102. yıla ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Burada öncelikle şu hususu vurgulamak istiyorum: İstiklal Harbimiz hiç şüphesiz başlı başına dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir başarıdır. Milletimiz tüm imkansızlıklara rağmen varını yoğunu seferber ederek vatanına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır.
Türk milleti, tarih yapan ve tarih yazan vasfını böylece bir kez daha göstermiştir. Kurtuluş Savaşı'mızın dönüm noktası ise Büyük Taarruz Başkomutan Meydan Muharebesi'dir. Büyük zafer yok edilmek istenen, vatanından kovulmak istenen bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun adıdır. Viyana Kuşatması'ndan beri savunmada kalan ve taarruz gücü zayıflayan ordumuz Dumlupınar'da elde ettiği zaferle makus talihini değiştirmiştir. Bazı istisnalar haricinde 250 yıldır süren ricat, böylece son buldu.
"Pek çok kumpasla uğraştık"
"Bölücü terör örgütünü tam 40 yıldır başımıza musallat ederek, güvenlik ve huzurumuza kastettiler. FETÖ'cü hainler eliyle milli iradeyi gasp etmeye çalıştılar. Darbeler yoluyla devletle millet arasında kalın duvarlar ördüler. Bir taraftan Türkiye'yi ekonomide, kalkınmada, demokraside, savunmada, dış politikada hak ettiği yerlere getirme mücadelesi verirken, diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraştık.
"İç cephemizi sağlam tutmalıyız"
85 milyonun aynı fikirde olmasını beklemek doğru değildir. Ama iç kalemizde bir kan kaybı yaşanırsa bunu toparlamak meşakkatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz bedel öderiz. 85 milyon olarak hepimiz sıkıntı çekeriz. Sahte ve gereksiz tartışmalarla birbirimizi örselemek yerine, hep beraber ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye odaklanalım. 5. kol faaliyetlerin tuzağına düşmeyeceğiz.
Kaynak:Haber Merkezi