Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlattı: Yeni İmralı sürecinde Barzani’nin rolü ne?

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlattı: Yeni İmralı sürecinde Barzani’nin rolü ne?
DEM Parti İmralı heyeti ve Öcalan’ın avukatları önceki gün Mesud Barzani ile dün ise Neçirvan Barzani ile görüştü. Öcalan’dan 3 mektup gittiği açıklandı. İmralı sürecindeki gelişmeleri eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Gazete Pencere’ye anlattı.

Gazete Pencere- Caner Taşpınar

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdikleri görüşmeler sonrası başlattıkları temaslar kapsamında 16 Şubat 2025’te Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesud Barzani ile Erbil’de bir araya geldi.

Barzani, tüm tarafların sürecin başarıya ulaşması için çaba göstermesi gerektiğini belirterek, Türkiye’de barış sürecine destek vermeye ve sürecin ilerlemesine katkıda bulunmaya hazır olduğunu söyledi.

Heyette İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Asrın Hukuk Bürosu’ndan Özgür Erol ve İbrahim Bilmez, DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüsü Berdan Öztürk, DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç yer aldı.

Heyet, bir gün sonra, 17 Şubat 2025’te ise bu kez Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ile görüştü. Barzani görüşme sonrasında “PKK’nin bu sürece stratejik bir bakış açısıyla yaklaşması ve bu tarihi fırsatı kaçırmaması gerektiğini umut ediyorum” mesajını verdi.

İmralı Heyeti’nin iki kritik görüşmesinden sonra DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Öcalan’ın mektubu hem Kandil’e hem Avrupa’ya hem de Kuzey ve Doğu Suriye’ye, ilgili yetkililere ulaştı” açıklamasını yaptı.

İmralı sürecindeki gelişmeleri eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Gazete Pencere’ye anlattı.

Cevat Öneş “Öcalan’dan beklenen PKK’nın silah bırakması yönündeki çağrısı öncesinde, Öcalan’ın mektubunun ilgililere iletilmesi ve bu görüşmelerin önemi nedir?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

mit-eski-yetkilisi-onesten-siyasi-cinayetler-uyarisi-somut-supheler-var.png

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş.

‘Temaslarda Öcalan’ın konfederal bir Kürdistan yapısı arayışı var’

“Siyasi iktidar yetkililerinin ve İmralı heyetinin gerçekleştirdikleri görüşmeler, PKK'nın silahsızlandırılması ve örgütsel yapısının sonlandırılması meselesiyle doğrudan bağlantılıdır.

Aynı zamanda ABD-İsrail ekseninin Orta Doğu'daki güç ve çıkar dengelerinin yeniden yapılandırılması arayışlarında, Kürt siyasetleri arasında birlik, bütünlük, iş birliği sağlayıcı çalışmaları da kapsayıcı mahiyettedir.

ABD-İsrail ekseninin stratejik hedefleri çerçevesinde, Türkiye ile yeniden geliştirilmesi düşünülen yapıda, Irak, Suriye, İran, Türkiye Kürtleri ile kurulabilecek ilişkilerin niteliği önemli bir mesele olarak ortadadır. Bu konudaki izlenimleriyle ilgili tespitleri önemli olacaktır.

Öcalan’ın Orta Doğu’da konfederal bir Kürdistan yapısı arayışı için de bu temaslardan sonuçlar çıkarılmaya çalışıldığını görebilmek önemlidir.

El-Kaide kökenli, Yeni Suriye yönetiminin, ABD-İsrail eksenine olan bağımlılığı çerçevesinde, bölgedeki Kürt siyasi unsurlarının birliğinin yaratacağı etkilerin, Türkiye’nin demokratik, laik hukukun üstünlüğünü hedef alan temel unsurlarını kısaca bekasını etkileyici tesirlerinin öngörülebilmesi hayati öneme haizdir.

İmralı Heyeti’nin bazı unsurlarının açıklamaları, Kürt siyasetine bir ulusal hareketi savunma ve etnik bir zihniyet ve pratik içinde, demokratik sistemin gelişmesini engelleyici bir yapının savunucuları olarak konuşmalar yapabildiklerini göstermektedir.

19. ve 20. yüzyıl pratiğinde emperyalist siyasetlerin, güçlerin kimlik ve inanç farklılıklarını kullanarak, araçsallaştırarak küresel ve bölgesel boyutlarda yaratabildikleri acı sonuçları bize göstermiştir.

Aynı kimlik siyasetinin yakıcı sonuçlarını önümüzde küresel, bölgesel ve ulusal boyutlarda açıklıkla görebilmekteyiz.”

barzani-surecin-ilerlemesine-katki-bulunmaya-hazirim.jpg

İmralı Heyeti'nin 16 Şubat 2025’te Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesud Barzani ile yaptığı görüşmeden...

Barzani’nin süreçteki rolü ne?

“Sizce Barzani’nin bu süreçteki rolü nedir?” sorusuna ise Cevat Öneş şu yanıtı verdi:

“Barzani’nin tarihsel birikimi Irak’ta yaratılan statü, federal yapı, uluslararası bağlantıları sebebiyle ön açıcı, arabulucu, güven yaratıcı rolleriyle devrededir, diyebiliriz. Ayrıca, seküler Kürt siyasetleri ve kitleleri dışında muhafazakar-milliyetçi yapısıyla bölgedeki Kürt siyasetlerini etkileyici role sahiptir. Ülkemizde de Kürt seçmenini, tabanını etkileyici rolü mevcuttur.”

‘DEM Partisi ısrarla ikili yönetimden bahsediyor’

İmralı Heyeti’nin görüşmelerinden bir hafta öncesinde, 10 Şubat 2025’te, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde 'Halkların Eşit ve Özgür Yaşamı Yolunda Çözüm Barışta' başlıklı konferansı düzenlendi. Burada DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in “İkili yönetim olacak, bu çözüm projesidir” sözleri dikkat çekiciydi. DEM Parti Milletvekili ve Öcalan’ın eski avukatı Cengiz Çiçek ise “Kürtler tanındı” dedikten sonra “Kürt halkının bütün aktörler tarafından jeopolitik kart olarak değerlendirildiği bir tarihsel aşamayı yaşıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Cevat Öneş, bu açıklamalar kapsamında “Kürt siyasetinde öne çıkan isimlerin dile getirdiği ‘ikili yönetim’ nedir?” sorusuna ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Türk milleti kimliğinin bütünleştirici, ayrışmayı önleyici anlayışından uzaklaşılarak Kürtler ve farklı inanç yapıları için ayrı bir anayasal statü kazanılması arayışıdır.

DEM Partisi ısrarla bir statüden bahsediyor, ikili yönetimden bahsediyor, Öcalan’ın perspektifinden bahsediyor, üzüntü duyulacak şey, Cumhuriyet’in örnek demokratikleşme ve bağımsız değerleri istikametinde gelişme göstermeden bugün sadece Öcalan’ın bilinen ve çözümleyici olmayan farklı statüler yaratma arayışının ortaya çıkması, buna kimsenin de farklı bir cevap verememesi ve bunun da bir ‘çözüm’ diye sunulması meselesi. Barışı herkesten fazla istiyoruz, herkesten fazla savunuyoruz ama barış diye farklı bir statüden ve emperyalizmin arayışlarına alet olma gibi bir yola girildiği izlenimini alıyoruz, düşündürücü olan bu.

Biz güncel politik meselelerle, seçimlerle uğraşırken ama mesele ulusal, bölgesel, küresel yeniden şekillendirme arayışları içerisinde yeniden araç olarak kullanılıp kullanılmama, -bu da Türkiye siyasetlerini ilgilendiriyor tabi- bunları tartışmıyoruz.

Özellikle emperyalizmin bilinen ve süreklilik kazanan kimlik siyasetleriyle yarattığı ayrıştırma ve parçalama politikalarının araçları olarak sayısız örnekleri verilmektedir.

Demokratik Cumhuriyetimiz emperyalizmin belirtilen yıkıcı faaliyetleri karşısında, Türk milleti kimliğini, kavramını hukukun üstünlüğünün ve eşit vatandaşlık kavramının içini doldurarak bir demokratik bağımsız Türkiye vizyonuyla hareket ederek örnek bir ülke olmuştur.

Ancak, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıramadığımız için sorunlar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Mesele, emperyalizmin stratejik hedeflerinin bilinci içerisinde demokrasimizi zenginleştirerek bilime ve çağdaş değerlere önem vererek yeniden kurumsal bir yapı kazandırılabilmesine dayanmaktadır.

Sonuç olarak, iç politikada da yaşamakta olduğumuz sorunları ve dış politika açmazlarını Cumhuriyet’in kurucu, çağdaş vizyonunu yakalayabilmek için tüm demokrat unsurların birlikteliği ve mücadelesiyle engeller aşılabilecektir.

PKK terörü çözülemeyen Kürt sorununun sonuçlarından biridir. Emperyalizm tarihsel ömrünü dolduran PKK’yı ortadan kaldırıcı çalışmalara yardımcı olma görüntüsü verirken birleşik Kürdistan siyasetiyle Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmek istemektedir.”

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar