Polis eğitimlerinin yetersizliği tartışılıyor: Polislerin savunması yasalar elimizi kolumuzu bağladı
Murathan Demircioğlu
Çeteler ve saldırganlar polisle silahlı çatışmadan artık çekinmiyor.
Son bir ay içinde yaşanan; İstiklal Caddesi'nde görev yapan polis memurunun bıçaklanması, Konya'da yardım çağrısı üzerine bir eve giden polis memuruna saldırılması, Gaziantep’te aile içi olaya müdahaleye giden polise silahla saldırılması, Ankara'nın Altındağ ilçesinde polisin 'dur' ihtarına ateşle karşılık veren 2 kişinin polisle çatışması, İstanbul Fatih'te kimlik soran polis ekiplerine silahla ateş açılması ve daha birçok örnekte çetelerin güvenlik güçlerine karşı cesaretlendiği konusu tartışılıyor.
Bu gelişmeler ışığına “Polislerin eğitiminde yetersizlik mi var?” sorusu gündemde.
Kapatılan ve dosyasının Anayasa Mahkemesi'nde olan Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, Gazete Pencere'ye konuştu. Sezer, yargılama süreçleri polislerde, yetkisinin kullanmasında çekinceye neden olduğuna dikkat çekti.
Sezer, “Çete üyeleri ve saldırganlar polisle çatışma noktasında nasıl cüret kazandı? Bu saldırılara yönelik polislerin eğitimi noktasında eksikler var mı, neler yapılmalı? Polisler bu saldırılardan sonra ne düşünüyor, Emniyet içinde bu saldırılar nasıl yansıdı?” sorularını yanıtladı.
“Öncelikle 2021 yılı pandemide sokağa çıkma yasağı olduğu döneme denk gelen bir süreçte 'dur ihtarı'na uymayan vatandaşın kovalama sonucunda polis tarafından öldürülmesi, Türkiye hukuk tarihine geçen bir yargılama sürecinin de başlangıcı oldu. Bu olayda polisin görev esnasında yetkisini kullanmış olmasına karşılık 'kasten adam öldürmek suçu' ile yargılanması bazı dengeleri değiştirdi.
'Kasten adam öldürmek suçu' maddesinin içi doldurulmadan bir süreç işletildi.
O dönem bu konuda birçok çalışma yaptık, çağrıda bulunduk ancak ne iktidar ne de muhalefet partileri bize kulan asmadı. Meslektaşlarımız dahil sessiz, çekimser kaldı.
Polisler 'Cezaevi mi? Şehitlik mi?' arasında sıkıştı
Bu gelişmelerle kanunları bilen, eğitimli meslektaşlarımız dahi silaha dokunamaz oldu. Bu durum son 3 yılda daha belirgin hale geldi.
Polis neden silah kullanmıyor diye araştırdığımızda iki cevap karşımıza çıkıyor: Cezaevi mi? Şehitlik mi? Polisler bu iki seçenek arasında sıkışmış durumda. Öleceğini bilse dahi eline silahı almayı düşünmüyor.
Öncelikle polise saygısızlığın hukuka, devlete saygısızlığa evrileceğinden korkuyorum. Brezilya gibi… Brezilya’da polise korkusuzca saldıran çeteler var. Ekonomik dar boğazdan geçerken zenginin malına çökülmesine kadar bu süreç uzar.
En önemli şeyin güvenlik olduğunu siyasetçiler, yöneticiler kavrayamıyorlar ne yazık ki. Özellikle hain darbe girişimi sonrası terörle ilişkisi tespit edilen 30-35 bin kişinin ihraç edilmesi güvenlik açığına da neden oldu. Bu oranda bir sayı olumsuz etkiledi.
Eğitimin ne kadar verildiğini ne kadar yeterli olduğunu bilemiyoruz.
Polisler kanunları uygulamakta çekiniyor
Şu an çok sayıda polis cezaevinde yatıyor. Eğitimi dört dörtlük alsa bile cezaevine girme korkusu ağır basıyor. Yargı sürecinde yaşananlar polislerin kanunları uygulayamama noktasında etkili oluyor.
Polis ölümü ve intihar vakalarında yetkililer belli bir oranı göze aldı. Dünya ortalamasına göre 'kayıp' oranı düşük ve göze alınır düzeyde olduğu için hamlede bulunulmuyor.
İntihar olaylarıyla ilgili çok sayıda çalışmam var. Şimdiye kadar verilen yanıtlar ne oldu? Dünyadan intihar örnekleri bize sunuldu. Ve 'dünyadan çok daha iyiyiz' açıklaması yapıldı. Dünya ortalamasının altında olduğumuz için makul görülüyor ve kabul görüyor.
Polise saldıranlar zaten saldırmaya meyilli ya da onlarca suç işlemiş şahıslar. Saldırganlar, suçlular cezaevinden çıktığı sürece tehlike devam edecek.”
Çetelerin güvenlik güçlerine karşı ‘cesareti’: Cezasızlık algısı yayılıyor
Kaynak:Murathan Demircioğlu