Gezi protestoları sırasında hafızalara kazınan kareler...
127
28 Mayıs 2013'te, sosyal medya üzerinden hızla yayılan haberle iş makinelerinin parka girdiği ve çalışmalara başladığı bilgisiyle birlikte başlayan eylemler, Türkiye'nin birçok noktasına yayıldı. Ancak başlangıçtaki nedenin ötesinde, Gezi Parkı'nın savunucularının çadırlarının yakılması gibi olaylar, tepkilerin büyümesine ve eylemlerin hükümet karşıtı bir kimlik kazanmasına neden oldu. Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nı yaklaşık 2 hafta boyunca işgal altında tutan eylemciler ile güvenlik güçleri arasında gerilimli bir çatışma dönemine dönüştü. Üç haftaya yakın süren eylemlerde biri polis sekiz kişi yaşamını yitirirken, 10 bine yakın insan da yaralandı. Onlarca kişi tutuklandı. O dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerini dış kaynaklarca kışkırtılan kitlelerin sokaklara dökülmesiyle hükümetin değiştirilmesinin istendiği "bir darbe senaryosu" ve "darbe girişimi" olarak nitelendirdi.
227
Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan gece inşaat çalışmalarına başlamak üzere ilk dozerler parka girdi. Çalışmalar, Park'ın Divan Otel tarafında yer alan duvarın yıkılmasıyla ve bazı ağaçların sökülmesiyle başladı. Bir grup aktivist, yıkım çalışmalarını engellemek için çadır kurarak parkta beklemeye geçti. Sabah saatlerinde toplanan kalabalık arttı. Kalabalığın artmasıyla birlikte Çevik Kuvvet polisleri de konuşlandırıldı. Polis, toplanan kalabalığa biber gazıyla müdahale etti. Reuters haber ajansı foto muhabiri Osman Örsal'ın yakaladığı ve tüm dünyada ün kazanan "kırmızılı kadın" fotoğrafı da bu müdahale sırasında çekildi. Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de eylemcilere destek vermek üzere Gezi Parkı'na geldi. Önder, "Ben ağacın da vekiliyim" sözleriyle dozerlerin önüne oturarak, çalışmaların durmasını sağladı.
327
Çoğunluğunu Taksim Dayanışması bileşenlerinin oluşturduğu parkta toplanan kalabalık, çadır kurarak çalışmaların devam etmesini engelledi. Bir gün önce sökülen ağaçların yerine yeni fidanlar dikildi. Bazı sanatçılar, toplananlara destek olmak için konserler verilirken, film gösterimi ve müzik dinletisi gibi etkinlikler düzenlendi. Başbakan Erdoğan, İstanbul'da üçüncü köprünün temel atma töreninde yaptığı konuşmada, "İşte birileri geliyor, Taksim Meydanı'nda, yok Gezi Parkı şöyle olmuş, böyle olmuş, gösteri yapacaklar şudur budur vesaire. Ne yaparsanız yapın. Biz kararı verdik. Verdiğimiz gibi bunu işleyeceğiz" dedi.
427
Polis sabah saatlerinde, parkta çadır kurarak geceleyen eylemcilere müdahale etti, yaklaşık 150 kişilik kalabalığın üzerine biber gazı attı. Kalabalığın uzaklaştırılmasının ardından yıkım çalışmaları yeniden başladı. BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, bir kez daha Park'a gelerek, dozerlerin önüne geçti ve çalışmaları durdurdu. Polisin müdahalesinde bir kişi de yaralandı. Çalışmalar durduruldu ve toplanan kalabalık parkta sabahlamaya devam etti.
527
Sabah saat 05.00'te parkta uyuyan eylemcilere bu kez polis daha sert müdahalede bulundu. Polis önce biber gazıyla müdahale etti, ardından da eylemcilerin içinde uyudukları çadırları ateşe verdi. Dönemin Beyoğlu İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli ise daha sonra çadırların yakılması talimatı verdiği iddiasıyla yargılandı. Çadırların yakılmasından dolayı 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çadırları yakılıp parktan zorla çıkarılan göstericiler, Taksim Meydanı'na yürüyerek oturma eylemi başlattı.
627
Binlerce kişilik grubu iki taraftan kuşatan polis oturma eylemini tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla dağıttı. Bunun ardından yapılan eylem çağrıları sonunda gün boyunca Gezi Parkı ile Taksim Meydanı'nda toplanan binlerce kişi ile polis arasında sert çatışmalar yaşandı. Gün içerisinde Taksim'de eylemler devam ederken, İstanbul Altıncı İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası'nın yapımına onay veren kararı iptal etti.
727
Akşam saatlerinde Taksim'e ulaşan füniküler, metro ve otobüs gibi toplu taşımanın kapatılmasına rağmen kalabalık daha da büyüdü. Polis, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nı kapattı ve yaklaşmaya çalışan kalabalığa biber gazıyla sert müdahalede bulundu. On binlerce kişi İstiklal Caddesi, Osmanbey, Sıraselviler ve Tarlabaşı yönlerinden Taksim Meydanı'na çıkmaya çalışırken, polis de biber gazı ve plastik mermi kullandı. İstiklal Caddesi'ni binlerce gaz kapsülü kapladı. Eylemciler, bazı noktalarda barikatlar kurdu, topladıkları atık ve eşyaları ateşe verdi ve söktükleri kaldırım taşlarını güvenlik güçlerine attı. İstanbul'un başka yerlerinde de sokağa dökülenler olduğu görülürken, evlerinin pencerelerinden eylemlere destek vermek amacıyla tencere ve tavalara vurarak ses çıkaranlar oldu.
827
Polislerin Gezi Parkı'ndaki çadırları yakmasının ardından başlayan olaylar 24 saat boyunca hız kesmeden sürdü ve yayıldı. Sert müdahaleye yönelik görüntülerin sosyal medya üzerinden yayılması ve yapılan katılım çağrıları, sadece İstanbul'da değil, Türkiye genelinde sokağa inen kalabalıkların daha da artmasına neden oldu. Polis, sabah saatlerinde gelen talimatla birlikte çekildi ve eylemciler yeniden Taksim Meydanı ile Gezi Parkı'na girdi. Böylece meydanın yaklaşık 10 gün; parkın da iki hafta süren işgali başlamış oldu. Meydana çıkan kalabalık, haber yapmadıkları gerekçesiyle bazı basın kuruluşlarına ait canlı yayın araçlarını ateşe verdi ve belediye otobüsleri, istasyon girişi ile reklam panoları zarar gördü.
927
Polisin çekilmesinin ardından Taksim Meydanı ve Gezi Parkı bölgesinde sular durulurken, bu kez İstanbul'un başta Beşiktaş olmak üzere diğer bazı yerlerinde ve Ankara'da toplanan göstericiler ile polis arasında sert çatışmalar yaşandı. Ankara'da Kızılay'da toplanan kalabalık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Başbakanlık binasına yürümek istedi. Ancak polisin müdahalesiyle karşılaştı. Ankara'da 500 kişi gözaltına alındı. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, altı günde 67 şehirde 235 eylem yapıldığını ve 1730 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Güler, maddi zararın da 20 milyon lirayı aştığını açıkladı. Güler, 115 güvenlik görevlisinin ve 58 sivilin yaralandığını belirtirken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ise yaralı sayısını 22'si ağır olmak üzere 1740 olduğunu bildirdi. Erdoğan ise daha sonra sloganlaşacak olan "çapulcu" ifadesini de ilk kez kullandı. İstanbul'da yaptığı bir konuşmada, "Açık söylüyorum; birkaç tane çapulcunun o meydana gelip insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine pabuç bırakmayacağız" dedi. Bu konuşmadan sonra Habertürk TV'de gazeteci Fatih Altaylı'ya bir mülakat veren Erdoğan, "Twitter denilen bir bela var, sosyal medya denilen şey toplumların baş belasıdır" sözlerini sarf ederek, içki içen herkesi "alkolik" olarak nitelendirdi.
1027
Taksim Meydanı ve civarı sükûnetini korurken, İstanbul'da Beşiktaş ve Gazi Mahallesi ile Ankara, Adana, Hatay, İzmir ve Tunceli gibi yerlerde devam eden eylemlere polis de sert şekilde müdahale etti. Can kayıplarının da görülmesiyle birlikte, gündemin odağına da polisin müdahalesi sırasında orantısız güç kullanıp kullanmadığıyla ilgili tartışmalara oturdu. İzmir'de eylemlerin ilk başladığı dönemlerde polisle birlikte ellerinde sopalarla protestoculara müdahale eden kişilerin sivil polis olduğu açıklandı. Ancak İzmir Valisi Mustafa Toprak, Emniyet Müdürü'nün bu açıklamasına, "Öyle polis mi olur?" sözleriyle tepki gösterdi. Özellikle İstanbul'da müdahalede bulunan Çevik Kuvvet polislerinin kasklarındaki sicil numaralarını gizlediklerine dair görüntüler sosyal medyada yayıldı. TTB, eylemlerin başlangıcından bu yana üçü ağır en az 2 bin 800 kişinin yaralandığını açıkladı.
1127
Adana'da Komiser Mustafa Sarı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) il başkanlığı binasının önünde toplanan kalabalığa müdahale sırasında alt geçit inşaatından düşerek hayatını kaybetti. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nda eylemlerin ilk 10 gününde hayatını kaybeden üç kişi için anma köşesi ve polis müdahalesinde ağır yaralanarak, hayati tehlikesi bulunanlar için de destek mesajları yazılan bir bölüm oluşturuldu. Ayrıca "Gezi Kütüphanesi" kuruldu. Eylemlerin 10'uncu günü nedeniyle bazı sanatçıların katılımıyla Park'ta düzenlenmesi planlanan konser, can kayıpları nedeniyle tepki gösterilmesi üzerine iptal edildi. Başbakan Erdoğan, Topçu Kışlası'nın yapılmaması yönündeki taleplerle ilgili olarak, "Şunu alırsan bunu veririm. Şunu verirsem, şunu isterim gibi mantıkla devlet yönetemezsiniz" diye konuştu.
1227
Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nın işgali ve buralardaki görece sükûnet devam ederken, İstanbul'un diğer noktalarında ve başka kentlerde eylemler düzenlendi. Ayrıca, Gezi Parkı eylemlerinin ilk can kaybı da gerçekleşti. Akşam saatlerinde İstanbul'un Ümraniye ilçesinde bir aracın TEM otoyolunu kapatan protestocuların üzerine sürmesiyle 19 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş; Antakya'da da polisin attığı gaz fişeğiyle vurulan 22 yaşındaki Abdullah Cömert hayatını kaybetti. Taksim Dayanışması da Gezi Parkı'nda yaptığı basın açıklamasıyla taleplerini sıraladı.
1327
Türkiye'de yayın yapan yedi ulusal gazete, Başbakan Erdoğan'ın dış gezisi sonrası uçakta yaptığı açıklamaları aynı başlığı kullanarak manşetlerine taşıdı. Diğer yandan, İmralı'da cezaevinde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan da Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bir mesaj yayınladı. O dönemde devam eden barış süreci kapsamında İmralı'ya giden BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın mesajını iletti. Öcalan mesajda, "Direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum. Elbette ki bu duruş yeni bir siyasal kırılma yaratmıştır. Ancak hiç kimse ulusalcı, milliyetçi, darbeci çevrelere de kendini kullandırmamalı" dedi.
1427
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş futbol takımlarının taraftar grupları birlikte Taksim Meydanı'na yürüdü. Sosyal medyada kendilerini "ezeli rakip" olarak isimlendiren üç kulübün taraftarlarının birlikte yürümesine "İstanbul United" adı verildi. Hükümete yakın basın organları, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da beş saat süren Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısında, olayların arkasında "faiz lobisi, ünlü spekülatör George Soros ve Türkiye'deki işbirlikçileri" olduğunu ve kendilerine karşı bir "sivil darbe" yapılmak istendiğini söylediğini bildirdi. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da projede sadece Topçu Kışlası'nın olduğunu, alışveriş merkezi ve otelin bulunmadığını belirterek, Gezi Parkı'ndan yalnızca 72 ağacın taşınacağını açıkladı.
1527
Taksim Dayanışma Platformu, Taksim Meydanı'nda büyük bir miting düzenledi. Mitinge 100 binlerce kişinin katıldığı belirtilirken, eylemlerin başlamasından bu yana Taksim'de düzenlenen en büyük toplantı olarak kayıtlara geçti. Gezi eylemcileri adına açıklama yapan mimar Mücella Yapıcı, "Parkımızı iade edin. Her ne ad ile olursa olsun parkın bir santimetrekaresini dahi yapılaşmaya açacak projelerinizi unutun" dedi. Aynı gün Başbakan Erdoğan da önce Adana, ardından Mersin'de birer miting düzenledi ve Ankara'ya dönüşünde de kendisine destek için havaalanı ile yol boyunca toplananlara otobüs üstünden 6 konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında, "Kızılay'da, Sıhhiye'de, yok şurada yok burada, artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum. Bir derdiniz varsa, temsilcilerinizi seçersiniz ben dahi kabul ederim ama aynı şekilde devam ederseniz anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım" dedi.
1627
Sabah saatlerinde başta Çevik Kuvvet olmak üzere çok sayıda polis, iş makineleriyle barikatları aşarak Taksim Meydanı'na çıktı. Polis, meydana girişinde, "Gezi Parkı'na dokunmayacağız, taş atmayın, gaz sıkmayalım" anonsu yaptı. Ancak bazı eylemciler ile polis arasında çatışmalar yaşandı. Daha sonra Gezi Parkı'nda kurulan kamptan gelen bir grup eylemci, park ile Meydan'da bulunan polis arasında el ele tutuşarak insan zinciri oluşturdu. Bu gelişme üzerine polis, AKM'nin olduğu alana çekildi. AKM ve Atatürk Anıtı üzerine asılan pankartlar indirildi. Polis, meydanda toplanan kalabalığa bu kez çok sert bir müdahalede bulundu. Çok yoğun biber gazı, tazyikli su ve plastik mermi kullanarak toplanan kalabalığı dağıttı. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Taksim'de gösteri yapan ve samimi duygularla oralara gittiğini kabul ettiğim gençleri özellikle buralardan ayırarak, 'Artık bu işi bitirin' diyor ve gözlerinden öpüyorum" dedi.
1727
Ankara'da düzenlenen eylemlerde polisin açtığı ateş sonucu başından ağır yaralanan Ethem Sarısülük'ün beyin ölümü gerçekleşti. Araştırma şirketi KONDA, 4 binden fazla kişiyle yaptığı yüz yüze görüşmede Gezi Parkı'ndaki eylemcilerin profilini oluşturdu. Katılımcıların yüzde 91'i en az lise mezunu olduklarını söylerken, yüzde 58'i özgürlüklerin kısıtlandığını düşündüğü, yüzde 37,2'si hükümete ve politikalarına karşı olduğu ve yüzde 30,3'ü de Erdoğan'ın açıklamalarına tepki gösterdiği için eylemlere katıldığını belirtti. Başbakan Erdoğan, oyuncu ve şarkıcı Hülya Avşar ile görüştü. Avşar, görüşme sonrası "24 saat içinde müdahale sinyali aldığını" söyledi. Vali Mutlu'nun bir gün önce ailelere yaptığı çağrının yüzlerce anne, eyleme katılan çocuklarına destek vermek üzere Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'na geldi. Anneler el ele insan zinciri oluşturarak, bir yürüyüş gerçekleştirdi.
1827
Başbakan Erdoğan, bir kez daha çekilme çağrısı yaptı. Erdoğan, "Mesajı aldık. Yargının kararını bekleyeceğiz. Karar olumsuz çıkarsa uyacağız, olumlu çıkarsa da halkoylamasına gideceğiz. Daha ne diyeyim" dedi ve çağrıda bulundu: "Artık Gezi Parkı'ndan çekilin, evlerinize gidin. Temenni ederim ki; bugün bu iş artık biter." Taksim Dayanışması da Erdoğan'ın çağrısı ve yapılan görüşmelerin ardından atılacak adımları belirlemek üzere Park'ta toplananlar arasında forumlar düzenlenmeye başladı. Sağlık Bakanlığı da Gezi Parkı'ndaki revir ve gönüllü sağlık hizmeti sunulmasıyla ilgili soruşturma başlattı.
1927
Gezi Parkı'na sert müdahalenin ardından polis, sabah saatlerinde Divan Otel'de mahsur kalanların ayrılmasına izin verdi. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nın sert müdahaleyle boşaltılmasının ardından İstanbul'un başka noktalarında ve Türkiye'nin diğer kentlerinde çok sayıda eylem ve çatışma yaşandı. İstanbul'da eylemler özellikle Beşiktaş ve Şişli ilçelerinde yoğunlaşırken, birçok noktada hayat durma noktasına geldi. İstanbul'un Okmeydanı semtinde 14 yaşındaki Berkin Elvan polis tarafından sıkılan gaz fişeğiyle kafasından ağır yaralandı. Elvan, dokuz ay yoğun bakımda kaldıktan sonra Mart 2014'te yaşamını yitirdi.
2027
Polis tarafından boşaltılmasının ardından Gezi Parkı, birkaç hafta boyunca kapalı tutuldu. Bu süre içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi peyzaj çalışması yaptı ve fıskiye gibi bazı noktaları onardı. Park daha sonra yeniden halkın kullanımına açıldı. Yaklaşık 20 gün süren Gezi Parkı eylemleri, Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vuran olaylar arasında yer alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarına göre, bu süre boyunca Gezi Parkı'ndaki eylemlere destek vermek için Bayburt hariç Türkiye'nin tüm kentlerinde protesto gösterileri düzenlendi. Bu gösterilere 4 milyona yakın kişi katıldı. Ancak sivil toplum kuruluşları, Türkiye genelindeki katılım sayısının daha da yüksek olabileceğini belirtiyor. Biri polis sekiz kişi yaşamını yitirdi. Toplam 10 bine yakın kişi yaralandı. Yüzlerce kişi tutuklandı, bunlardan 120'den fazlası hakkında dava açıldı. Hakkında dava açılanların çoğu beraat etti. Dönemin İstanbul Valisi Mutlu ve Emniyet Müdürü Çapkın ise 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen Cemaati'ne üye oldukları iddiasıyla kamudan ihraç edildi ve tutuklandı. Mutlu ve Çapkın, bir süre sonra tahliye edildi.
2127
Açılan bir soruşturma kapsamında 16 kişi hakkında 657 sayfalık iddianame hazırlandı. Aralarında Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Yiğit Aksakoğlu, Meltem Arıkan Memet Ali Alabora ve Pınar Öğün'ün de bulunduğu sanıklara "protestoları örgütlemek ve finanse etmenin" yanı sıra "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamaları da yöneltildi. İddianamede, Gezi Parkı protestoları "bir darbe kalkışması" olarak tanımlandı. AİHM, 10 Aralık 2019'da Osman Kavala'nın tutukluluğa itirazını öncelikli olarak görüştü ve Türkiye'nin birden fazla hak ihlali tespit etti. Mahkeme, Kavala'nın özgürlüğünün haksız yere kısıtlandığını, esas amacın onu susturmak olduğunu belirtti. Mahkeme ortada makul şüphe olmadığına, Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırma suçlaması için bahane edilen eylemlerin bir insan hakları savunucusunun normal eylemleri olduğuna hükmetti. AİHM yargının etkin bir şekilde işlemediğini, OHAL nedeniyle artan iş yükünün kabul edilebilir bir gerekçe olmadığını kararlaştırdı. Mahkeme Türkiye'nin Kavala'nın serbest bırakılması için gerekli olan her şeyi yapması ve Kavala'yı derhal serbest bırakması gerektiğine hükmetti. Türkiye bu kararı uygulamadı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 25 Nisan tarihinde görülen duruşmada, mahkeme heyeti, sanık Osman Kavala için TCK'nin 312/1. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
-----------
2227
Tahliye talebi yargılandığı mahkeme tarafından iki kez reddedilen Balbay bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararıyla Mustafa Balbay tahliye edilmişti. Erdoğan Gezi Parkı eylemlerinden sonra birkaç yıl daha, Gezi Parkı'na Topçu Kışlası'nın inşa edileceğini söylemeye devam etti fakat bu konuda somut bir adım atılmadı. AKM yıkıldıktan sonra tekrar inşa edildi ve 29 Ekim 2021'de açıldı. Temeli 17 Şubat 2017'de atılan Taksim Camii ise Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle 28 Mayıs 2021'de ibadete açılmıştı.
2327
Diğer sanıklardan Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay ve Mine Özerden'e de 18'er yıl hapis cezası verildi ve tutuklanmalarına karar verildi. Karar Aralık 2022'de istinaf mahkemesinde onandı. 14 Mayıs 2023'teki genel seçimde Hatay'dan TİP Milletvekili seçilen Can Atalay'ın cezaevinden çıkması bekleniyor. Bu konuda benzer bir hukuki süreç Gazeteci Mustafa Balbay ile ilgili de işlemişti. Balbay, Ergenekon Davası'nda tutuklu yargılanırken 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) milletvekili seçilmişti.
2427
2527
2627
2727