İki kadını katleden Semih Çelik'in babası konuştu: Olay günü 'eve gelme' dedi

İki kadını katleden Semih Çelik'in babası konuştu: Olay günü 'eve gelme' dedi
Fatih'te iki kadını öldüren Semih Çelik’in babası konuştu. İkbal Uzuner’in annesi tarafından daha önce uyarıldıklarını söyleyen Çelik, oğlunun olay günü kendisini arayıp 'sakın eve gelme' dediğini ifade etti.

İstanbul’da, Semih Çelik’in katlettiği 19 yaşlarındaki İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayetine dair tepkiler sürüyor.

Katil Çelik’in babası Adem Çelik konuya ilişkin ifade verdi. İfadede oğlunun olay günü kendisini arayarak eve gelme dediğini ifade eden Çelik, oğlunun medyada da genişçe yer bulan karakalem çizimlerini gördüğü, bir dönem kasap dükkanında çalıştığını ve odasında kesici delici aletler bulundurduğunu belirtti. Çelik, katledilen İkbal Uzuner’in annesinin kendilerini arayarak uyardığını da belirtti.

Sabah'tan Yunus Emre Kavak'ın haberine göre; Adem Çelik, ifadesinde şunları söyledi:

‘Lise 3’te öğretmeni arkadaşlık kurduğu kişiye karşı uyarmış’

"Bir oğlum bir kızım var. Kayınpederimin evinde oturuyoruz. Pandemiden önce Semih Lise 3'te okuduğu sırada, öğretmeni çağırıp bize bir arkadaşını söyleyerek 'Ondan uzak dursun' demişti.

‘Bilgisayarı şifreliydi, kontrol edemiyorduk’

O dönemde Semih'e almış olduğum bilgisayar ile evde devamlı vakit geçiriyordu. Odasına ben, annesi ya da ablası girdiğinde hemen telaşla bilgisayarını kapatıyordu. Bilgisayarı şifreli olduğu için de ne yaptığını, kimle görüştüğünü kontrol edemiyorduk.

Daha sonra kendisi bize okumayacağını söyledi. Ben de kendisine 'neden böyle düşünüyorsun' dediğimde 'okuyup büyük adam olacağım da, bilim adamı olacağım da ne olacak' diyordu. Dışarıdan okuyup liseyi bitirdi.

‘İkbal’in annesi eşimi aradı’

Çelik, oğlunun daha önce kendine zarar verdiğini katledilen Uzuner’in annesi tarafından uyarıldıktan sonra fark ettiklerini söyledi konuşmasına şöyle devam etti:

"1 Mart 2022 günü öğlen saatlerinde Semih'in okul arkadaşı İkbal Uzuner'in annesi eşimi arayarak, 'Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış’ demiş. Aynı gün akşam saatlerinde Semih'in kendini öldürmeye teşebbüs ettiğini öğrendik. Bu konuda Çocuk Şube'de ifade verdi. Bu olaydan ötürü muayenesi Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi'nde oldu. Psikolojik ilaç tedavisi üzerine 3 hafta bu hastanede yattı.

‘Kasap olmak istedi’

Bir süre sonra kasap olmak istedi. Kendisi Rami Meydan'da bir iş yerinde çalışmaya başladı. Kasaplığı öğrendi. En son Bayrampaşa'da çalışıyordu. Bundan 9 ay kadar önce bıraktı. Evde kendisinin altın birikimleri vardı. İhtiyaçlarını bunları satarak karşılıyordu.

‘Kasaplık aletleri odasındaydı, ‘dokunma’ diyordu'

Kasaplıktan edindiği et kesme aletlerini odasında tutuyordu. Ben bu aletleri almak istediğimde aşırı sinirlenerek 'Sakın dokunma, onlar benim' dedi. Ben de üzerine gidersem kendisine bir zarar verir diye korktuğumdan 'Tamam' dedim.

‘Uyuşturucu kullanıyordu, nasıl temin ettiğini bilmiyorum’

Kendisi 2 yıldan beri uyuşturucu madde kullanıyordu. Davranış değişikliğinden, duygu durum bozukluğundan bunu tahmin edebiliyordum. Ama uyuşturucu maddeyi nerden, nasıl temin ettiği hakkında bilgim yoktu.

‘Korkutucu kara kalem resimler gördüm’

Bundan 1 yıl kadar önce Semih'in odasına girdiğimde, çizdiği insan psikolojisini korkutan şeytana benzer kara kalem resimler gördüm. Semih'e bu resimlerin ne olduğunu sorduğumuzda bizlere 'Anlamazsınız, düşünce yapılarımız değişik' diyerek başka açıklama yapmıyordu.

Biz de üzerine gitmiyorduk. Semih, yukarıda beyan ettiğim intihara teşebbüs olayından sonra İkbal Uzuner'den ayrıldı. Bundan 1 yıl kadar önce Semih, bıraktığı liseden sınıf arkadaşı Ayşenur Halil isimli kızla çıkmaya başladı.

Ayşenur pazartesi günleri ikametimize gelirdi. 12.00 -17.00 arası Semih ile Ayşenur evde tek başlarına vakit geçirirlerdi. Aynı zamanda dışarıda da buluşurlardı.

‘Olay günü bana 'Sakın eve gelme' dedi’

Semih, ablası ve annesiyle birlikte ablasının üniversite kazandığı Ankara'ya gitti. Annesi orada kaldı, Semih geldi. 1 hafta kadar evde ikimiz yaşadık. Ben işe gittiğimde Semih de evde tek başına telefonuyla vakit geçiriyordu. Sadece ihtiyaçları için dışarı çıkıyordu. Hava almak için dışarı çıkmazdı.

Olay günü yani 4 Ekim Cuma günü saat 05.30 sıralarında ikametimde uyandım. Evden çıktım, sabah 10.44 sıralarında oğlumu arayıp Semih'e, 'Oğlum işten dolayı ben bu akşam geç geleceğim' dedim.

Kendisi de bana ‘Ayşenur evde, gün içinde sakın gelmeyesin baba’ dedi. Ben dışarıda bulunduğum sırada eşim arayarak 'Polisler evde, çabuk eve geç' dedi. Ben de eve geldiğimde polislerden öğrendim.

‘Olay günü eşim görüntülü aramış’

Eşimden öğrendiğim kadarıyla olay günü 11.00 sıralarında telefon üzerinden görüntülü Semih'i aramış, Semih ve evde yanında bulunan kız arkadaşı Ayşenur ile görüşmüş. Herhangi bir sorun yokmuş.

'Bilgisayar evimizde değil, parçalarını sattı’

Semih hakkında okul öğretmenleri zeki bir çocuk olduğunu, hatta lisede rehber öğretmeni 'Bu çocuk yazılım üzerine yetenekli, bilgisayar alırsanız bu konuda kendisini geliştirebilir' dedi.

Semih'e 'O bilgisayarı incelemeye götüreceğim' dediğimde kıyameti kopardı. 'Eve kapanmayacağım' diyerek ağlamaya başladı. Ben de üzerine gitmedim. Bu bilgisayar evimizde değil. Semih kasalı bilgisayarı parça parça internet üzerinden 3 yıl önce sattı.

Kaynak:Sabah, Alıntı

Öne Çıkanlar