İki rapor yolda: Ekmen'den önemli açıklamalar
Haber: Emine DALFİDAN / Kamera: Uğur DEMİRCİ
(TBMM) - Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi, Yeniyol Grup Başkanvekili ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, komisyonda hazırlanacak raporların yazımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ekmen, iki ayrı rapor hazırlanacağı bilgisini vererek, "Bu raporlardan birincisi "eve dönüş" yasasına dair hukuki çerçeve önerecek, yani fesih ve tasfiye sürecine ilişkin. İkincisi ise muhalefetin ve toplumun gözü ve kulağını dört açarak beklediği hukuk, adalet ve demokrasi alanlarında iktidara bir perspektif sunacak. Mevcut duruma dair belki bir durum analizi yapacak" dedi.
Ekmen, söz konusu komisyonun çalışmalarına dair ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu.
Komisyonun bugüne dek 15 oturum düzenlediğini, 128 kurum ve kuruluş temsilcilerini dinlediğini ve yüzlerce saatlik bir çalışma toplamış olduğunu aktaran Ekmen, ilerleyen dönemlerde Adalet ve Dışişleri Bakanları ile MİT Başkanı haricinde dinlemenin kalmadığını ifade etti. Zaman yönetimi açısından ihtiyaç olursa, "dil, kültür, medya" veya "örgütle bağını koparmış kişilerin yaşadıkları zorlukları anlattıkları" dinlemeleri yapılabileceğini vurguladı.
"Artık rapor yazımlarına başlamak gerekiyor" diyen Ekmen, "Bu raporlardan birincisinde "eve dönüş" yasasına dair hukuki çerçeve önerilecek, yani fesih ve tasfiye sürece ilişkin. İkincisi ise muhalefetin ve toplumun gözünü ve kulağını dört açarak beklediği hukuk, adalet ve demokrasi alanlarında iktidara bir perspektif sunacak, belki mevcut duruma dair bir durum analizi yapılacak. Bugüne kadar kararlar büyük bir titizlikle oy birliğiyle alınmıştı. Umarım bu iki raporda ve diğer yapılacak çalışmalarda da oy birliği hususu korunur. Tabii ki şunu ifade etmek gerekiyor: Kararların oy birliği ile ilgili çıkmasının en önemli aracı iktidarın esnekliği. Bugüne kadar gösterilen esnekliğin, bundan sonra da gösterileceğini umuyorum" ifadelerine yer verdi.
Mehmet Emin Ekmen, "Bu saatten sonra çalışmaların uzayacak olması toplumda bir şeylerin yolunda gitmediğine veyahut da tarafların özellikle de iktidarın gönülsüzlüğüne yorumlanabilir, yorulabilir. O nedenle inşallah raporlama safhasına bir an önce geçeriz" şeklinde konuştu.
"Süreç atipik. Ne Türkiye'deki önceki tecrübelere ne de dünyadaki emsallerine benzemiyor"
Raporlama süreci hakkında soru sorulduğunda Mehmet Emin Ekmen, iki rapor hazırlanacağını belirtirken, "Biri sürecin ihtiyaç duyduğu rapor, ikincisi toplumun ihtiyaç duyduğu rapor olacak" dedi. Ekmen, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Süreç atipik. Ne Türkiye'deki önceki tecrübelere ne de dünyadaki emsallerine benziyor. Bu komisyon da atipik. Daha önce bu komisyona emsal olabilecek 17 ayrı komisyon kurulduğunu biliyoruz. Faili meçhullerden, darbeler komisyonuna kadar… Buralarda bir komisyon raporu oluşturulmuş. Bu komisyon raporlarında dinleme notları ve artı siyasete, iktidara tavsiyeler olmuş. Burada da dinleme notlarının özetlenerek kayda geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Ama mevcut dinleme notlarından sonra nasıl bir eve dönüş yasası, fesih ve tasfiye sürecine ilişkin nasıl bir hukuki statü ve tasfiye sonrası Türkiye'de normal hayata karışması umulan ve beklenen örgüt üyeleriyle ilgili hangi hukuki, siyasi, sosyal, ekonomik ve eğitim hayatına ilişkin tedbirler veya entegrasyon politikaları uygulanacağına dair bir çerçeve metin olabilir. Bu birinci rapor olacak.
İkinci rapor ise hukuk, demokrasi ve özgürlükler alanında öncelikle yasalardan kaynaklanan sorunlar, uygulamadan kaynaklanan sorunlar daha sonra da toplumun beklentilerine cevap içerecek birtakım idari tedbirler ve yasal düzenlemeler önerilebilir.
CHP'nin net bir ısrarı ile bu komisyonun anayasa mevzularına girmemesi yönünde bir karar alınmıştı. O nedenle hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlükler başlığı içerisinde anayasal düzenlemelere ilişkin bir tavsiyenin olmayacağını öngörebiliriz. Oysa belli mevzularda anayasal tedbirlere de referans vermek iyi olurdu."
"Sürecin yasaya ihtiyacı var"
"Sürecin yasaya ihtiyacı olduğunu" vurgusunu yapan Ekmen, "Toplumun ise daha fazla hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasiye ihtiyacı var, bu alanlarda atılacak idari ve yasal adımlara ihtiyacı var. Bence ciddi anayasal adımlara da ihtiyaç var ama bahsettiğim gibi anayasa mevzuatlarına girilmeyeceği konusunda bir konsensüs var" ifadesini kullandı.
Komisyondan bir heyetin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ı dinlemek üzere gidip gitmeyeceğine dair tartışmalara da değinen Ekmen, Komisyonun başkanlığını yürüten TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, grupları temsil eden başkanlar ve başkanvekilleriyle yaptığı toplantılarda düzenli bir bilgilendirme sağladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar bu konu, istişari mahiyette grup başkanlarıyla gündeme gelmiş değil. Bir dinleme arzu edilip edilmediği, ediliyorsa nasıl bir format önerildiği hususu gündeme gelmiş değil. Sayın Meclis Başkanı açık bir tutum almadığı müddetçe diğer siyasi partilerin ya da grupların açabileceği bir tartışma yoktur. Abdullah Öcalan'ın görüşlerinin yapılacak çalışmaya katkısı ayrı bir konu. Çünkü geçmişe baktığımızda devlet ismi, "Topluma Kazandırma Yasası', "Pişmanlık Yasası" olan hatta Türk Ceza Kanunu'nda daimi bir hüküm getiren birçok düzenleme yapmış, adli veya terör niteliğinde olsun, örgütlü yapıların tasfiyesi ve çökertilmesi için çıkartılan bu özel veya genel yasalara PKK bugüne kadar bir cevap vermemiş yani bir katılım göstermemiş. Şimdi bir yasa düzenlenecek. Bu yasada da PKK üyelerinin önemli bir kısmına "eğer gelir bu yasaya tabi olarak örgütten uzaklaşırsan normal hayata katılımının önü açılacak" denilecek. Beklentileri nelerdir, hangi örgüt üyeleri bu düzenlemenin dışında olacaktır, hangileri içerisinde olacaktır; içerisinde olanlarla ilgili olarak daha önceki deneyim ve tecrübelere göre yasanın uygulamada kadük hale gelmemesi için hangi tedbirlere ihtiyaç vardır; karşı tarafla görüşmek gerekir. Bu, onların bütün talep ve beklentilerinin karşılanacağı anlamına gelmez.
"Optimum buluşma noktasına ihtiyaç var"
Ama devletin teklifi ile bu teklife icabet edecek kişilerin beklentileri arasında toplumun vicdanını yaralamayacak bir optimum buluşma noktasına ihtiyaç var. Bu, yasa düzenlendikten sonra konuşulacak bir konu değildir. Eğer bunun hazırlığı iyi yapılmazsa MİT, Kandil, İmralı üçgeninde yasanın çerçevesi ve bu yasaya katılım arzusu ve iradesi teyit edilmezse o zaman dağ fare doğurur. MİT, İmralı, Kandil görüşmelerinin dışında, İmralı komisyonla da görüşmek istiyor, görüşlerini doğrudan komisyona aktarmak istiyor. Örgütün umulduğu gibi tamamen tasfiyesini, feshini sağlayacak neler yer almalıdır, bu taleplerin komisyona Abdullah Öcalan tarafından iletilmesinde fayda var. Bu aktarım İmralı heyeti aracılığıyla mı olur, doğrudan komisyonla mı olur, komisyondan bir temsil heyeti ile mi olur, görüşmenin mekanı, usulü, içeriği ne olur? Bize bir formül bugüne kadar önerilmedi. Önerilmediği için biz de herhangi bir konuyu speküle ederek, provoke edecek, üsluptan uzak durmaya çalıştık.
Bir model bize gelmediği müddetçe bizim "şu olur" ya da "bu olmaz" "Bu şöyle olursa iyi olur, böyle olursa zinhar olmaz" gibi ön kesen ve süreci zora sokan değerlendirmelerden uzak durmamızda fayda var."
"Dananın kuyruğu oralarda kopacak"
Ekmen, soru üzerine, komisyonun hazırlayacağı raporun değerinin artırılması adına TBMM Meclis Başkanı tarafından bu raporların Genel Kurul'da okutulmasının önemli olacağını ifade etti. Ekmen, "Bunların hepsi protokol işleri. "Eve dönüş" yasası ve hukuk, demokrasi ve özgürlükler alanında atılması gereken adımlarla için oluşturulacak yasa tekliflerinde iktidar yine muhalefetle yakın çalışma isteğini sürdürecek mi? Muhalefetin katkılarını alacak mı? Ortaklaşma sağlanıyorsa teklifler farklı siyasi partilerin imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulacak mı? Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde muhalefetin kaygı, eleştiri, tavsiye ve önerileri alınmaya devam edilecek mi...? Dananın kuyruğu oralarda kopacak. Ümit ediyoruz ki iktidar, ortaklaşma ve birlikte çalışma arzusunu komisyon ve Genel Kuruldaki görüşme aşamalarında da sürdürür" diye konuştu.
"Sürecin tıkandığı söylenemez"
Mehmet Emin Ekmen, "sürecin yavaş ilerlediği veya tıkandığı yönündeki görüş ve eleştirileri" hakkında şunları söyledi:
"Bu komisyonun kurulması gündeme geldiğinde aslında şöyle bir hava vardı: Sadece bir "eve dönüş" yasasını hızlıca konuşalım, komisyon da çalışmalarını bitirsin. Daha sonra bir dinleme koreografisi oluştu. Bunun yanlış olmadığını düşünüyorum. O günkü hararet azaldı mı, bilmiyorum. Perde arkasında yürütülen çalışmalarla ilgili birtakım beklentilerin karşılanmasına bağlı bir yavaşlama mı var, bilgilendirilmiş değiliz. Ama tıkandığı söylenemez. Devlet ve örgüt kaynakları sürecinin işlediğini ifade ediyor. Raporlama aşamasına hızlıca geçemezsek "durduğu" eleştirileri ifade edilmeye başlanır."
Komisyonun hedeflerine ulaşıp ulaşmadığına dair sorulara Ekmen, devam ederek şu ifadeleri kullandı:
"Meclis Genel Kurulu ve komisyonlarında alışılmadık bir şekilde muhalefetin ve muhalefetin ilişkili olduğu sosyal kesimlerin kendini ifade etmesine ve bunların kayıt altına alınmasına dair bir esneklik oldu. Bu olumlu bir gelişmeydi.
Sürecin toplumsallaşması anlamında süreci doğrudan reddeden, eleştiri ve kaygıyla yaklaşanların, destekleyenlerin veya mesafeli duranların görüşleri ifade edildi, Meclis'in tutanaklarına geçti. Bu da olumlu bir gelişmeydi. Raporlar konusunda da aynı esneklik iktidar tarafından gösterilir, bu işbirliği zemini raporların tekliflere dönüşümü ve yasalaşması aşamalarında da sürdürülürse, o zaman biz bu komisyonun gerçekten önemli bir rol ve fonksiyon oynadığını düşünebiliriz. Değilse eve dönüş yasasının siyasi riskinin paylaşımı için iktidar tarafından bir araç olarak kullanıldığı gibi eleştirileri gündeme gelebilir ama bütün bunlar ancak bu süreçler tamamlandığında sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilir. Bugüne kadarki gelişmeleri, tutumu olumlu bulduğumuzu bir kere daha ifade etmekte fayda var."
"PKK'ya referans verilen Bir metin üretilme ihtimali var"
Sadece terör örgütü PKK ile sınırlı olduğu belirtilen bir "kod yasa hazırlanabileceği" yönündeki haberlere dair Ekmen, şunları aktardı:
"Toplumun diğer kesimleri ile ilgili beklentilerin bir "infaz paketi'nde karşılanması muhtemel. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde kendi kendini fesheden ve silahsızlandırma sürecine giren başka bir örgüt örneği olmadığı için ve mevcut örgütler arasında da böyle bir örnek ihtimali olmadığı için, burada doğrudan PKK'ya referans verilen bir metin üretilme ihtimali var. PKK ile ilgili bir yasanın ona özgü ve net bir adresleme ile yazılmasında sorun olmayabilir. Ama infaz yasasında yapılacak düzenlemelerin sadece PKK'lılar değil, diğer terör örgütü soruşturmaları ve hukuk ve adalet arayışında olan diğer adli soruşturmaları da kapsayacak içerikte, netlikte, kapsayıcılıkta ve eşitlikte olması gerekir."
Kaynak:ANKA