İsmail Saymaz: Ayhan Bora Kaplan soruşturması ‘Örgüt yok’ diye kapatılmış

İsmail Saymaz: Ayhan Bora Kaplan soruşturması ‘Örgüt yok’ diye kapatılmış
Ankara'da yurt dışına kaçmak isterken yakalanan Ayhan Bora Kaplan'ın liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik soruşturma ile ilgili olarak, Sözcü yazarı İsmail Saymaz “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan'la...

Ankara'da yurt dışına kaçmak isterken yakalanan Ayhan Bora Kaplan'ın liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik soruşturma ile ilgili olarak, Sözcü yazarı İsmail Saymaz “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan'la ilgili soruşturmada 4 Mayıs 2020'de kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş. Çünkü ortada örgüt mörgüt yokmuş” diye yazdı.

Saymaz, bugün kaleme aldığı “Ayhan Bora Kaplan soruşturması ‘Örgüt yok’ diye kapatılmış...” başlıklı yazısı şöyle:

"Meğer Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan'la ilgili soruşturmada 4 Mayıs 2020'de kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş. Gerekçe mi? Çünkü ortada örgüt-mörgüt yokmuş! O tarihte ‘bulunamayan' bu örgüt, ancak siyasi rüzgarın yönü değişince tespit edilebildi! Ve operasyon üç yıl önceki kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırılarak yapıldı. Üstelik aynı şikayetçilerin ifadesiyle, aynı kanıtlara Ayhan Bora Kaplan soruşturması ‘Örgüt yok’ diye kapatılmış.

Görüştüğüm bir polis yetkilisi 17 silaha el koymalarına rağmen kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini iddia ederek, dönemin Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı suçluyor. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara ulaştım. Okurken ürperdim diyebilirim. Çünkü karar Ankara Emniyeti ile Başsavcılığı'nın Kaplan'dan ötürü birbirine düştüğünü gösteriyor.

Soruşturma 2018'de başladı

Karara göre bu soruşturma, Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından 18 Aralık 2018'de başlatıldı. Dosyada Kaplan dahil 36 şüpheli yer alıyor. Kaplan'ın talimatıyla vurulduğu iddia edilen Altan Tozar ile üç şikayetçi var.

Yöneltilen suçlar şöyle:

-Görevi yaptırmamak için direnme
-Belgede sahtecilik
-Yağma
-Mala zarar
-İzinsiz silah bulundurma
-Üyelik
-Örgüt kurma
-Huzur ve sükunu bozma
-İzinsiz definecilik
-Yaralama

Telefonlar dinlendi.

İki yıl sonra…

Savcılık Emniyet'e yazı yazarak, “Delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler ile beyan ve ifadelerin alınması talimatının verildiğini” belirtti ve “ön değerlendirme için bilgi notu hazırlanmasını” istedi.

Kararda “Tahkikatın açıldığı tarihten bu yana kolluk tarafından cevap verilmediği” ifade ediliyor. Emniyet'e 15 Ocak-13 Nisan ve 22 Nisan 2020'de üç kez yazılan müzekkereye karşılık verilmediği belirtilerek, şöyle devam ediliyor:

“Müspet ve somut delillere ulaşılamadığı, dosyaya sadece bilgi notu kapsamında resmi olmayan cevap ile müştekilerin resmi olmayan, şifahi beyanlarını içeren bilginin verildiği…”

Deliller dosyaya yansımamış

Kararda, dört olaydan söz ediliyor. Olay B ve Olay C'nin daha önce soruşturmalarının yapılmış olduğu belirtiliyor.

Şöyle deniliyor:

“Bu suçların örgüt kapsamında işlendiğinin kabul edilemeyeceği, sadece iştirak kastıyla hareket ettiğinin değerlendirilebileceği, bu değerlendirmenin de daha önceki dosyalarda yapıldığı, delil ve soruşturma vasfının bulunmadığı…”

Olay D bakımından en önemli delil niteliğindeki silahların, sahte para ve evrakların, tarihi eserlerin ve izinsiz define aramaya ilişkin unsurların dosyaya yansıtılmadığı” ve “yeterli delil bulunmadığı” kaydediliyor.

Örgüt tanımının gerçekleşmediği, örgüt kurucusu, yöneticisi ve üyelerinin iş bölümlerinin bulunmadığı ve aralarındaki hiyerarşik ilişkinin saptanamadığı ileri sürülüyor.

Şöyle deniliyor:

“Şüpheliler arasında örgüt varlığını gösteren delillerin bulunamaması sebepleriyle tape kayıtlarının bu aşamada iddianame düzenlemek için dikkate alınamayacağı, kayıtlara yansıyan herhangi bir sahte belge, sahte para, kaçak tarihi eser, izinsiz define arama faaliyeti ve ruhsatsız ateşli silahların bulunmadığı…”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, işte bu kararı 3 yıl sonra kaldırarak, Kaplan'a yönelik operasyonu gerçekleştirdi.

"Bize yazı gelmedi"

Karardaki ithamları, o dönem Kaplan soruşturmasında yer alan üst düzey polis yetkililerine sordum. Polis yetkilileri kendilerine savcılık tarafından yazı yazılmadığını savunarak, şöyle dedi:

“Bu krizi o tarihte yaşadık. Takipsizlik verilmesinden bir hafta önce kararı bize bildirmişlerdi. ‘Dosyamız iyi, neden veriyorsunuz' demiştik. ‘Yazı yazdık, cevap alamadık' demişlerdi. Sistemimizde öyle bir yazı yok. Adliyeyle aramızdaki sistem elektroniktir. Yazının saklanması mümkün değil. Böyle yapıldıysa soruşturma açılması lazımdı. Düşünsenize, üç kere yazılıyor, bizimkiler cevap vermiyor. Tarihimizde yoktur.”

Polis yetkilileri dosyada kanıt bulunmadığı iddiasını reddederek, “Yalan! 17 silah var. Delil yoksa ikinci operasyon nasıl yapılmış?” diye soruyor."