İzmir Barosu, Ganalı Michael Adufu’nun ölümü ile ilgili suç duyurusunda bulundu
(İZMİR) - İzmir Barosu, gözaltındayken rahatsızlanan ve cezaevinden hastaneye sevk edildiği süreçte yaşamını yitiren Ganalı Michael Adufu'nun şüpheli ölümü nedeniyle sorumlu görülen görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Baro, bu durum hakkında Nevzat Erdemir Konferans Salonu'nda bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıda konuşan Baro Başkanı Sefa Yılmaz, olayın "basit bir ihmal değil, açık bir cinayet" olduğunu ifade etti. Yılmaz, "Adufu, Şakran Cezaevi'ne gittiğinde oradaki görevliler Adufu'yu cezaevine kabul dahi etmiyorlar. Bu çok önemli bir gösterge. Bu insanın bilincinin o yolculukta tamamen kapanmamasından bahsedemeyiz. Emniyette sorulara cevap vermediği süreç içerisinde, savcılıkta bulunduğu süreçte, adliye içinde Sulh Ceza'ya götürüldüğü süreçte ve Sulh Ceza Hâkimi'nin karşısına çıkarıldığı aşamalarda müdafilerin ısrarla hastaneye sevk talepleri reddedilmek suretiyle tutuklama kararı verilmiştir. Sulh Ceza Hâkimi bunu görmedi mi? Yani bunu anlayamayacak kadar ya da gözleyemeyecek kadar mesleki tecrübesiz değil elbette. Burada farklı bir şey söylemek gerekiyor. Vicdani bir kanaate ulaşabilmiş mi, ulaşamamış mı? Bunların sorgulanması gerekir" şeklinde konuştu.
İhmallerin bir araya gelmesiyle bir kişinin göz göre göre yaşamını yitirdiğini belirten Yılmaz, "Bu ülkede sağlık açısından, hukuk açısından herhangi bir güvenceniz yok. Her an, her şekilde, nerede olursanız olun, kim olursanız olun, kimliğiniz, kişiliğiniz, cinsiyetiniz, siyasi görüşünüz hiç fark etmez, mutlaka bir şekilde bu hukuksuzlukların muhatabı olmanız an meselesidir" değerlendirmesinde bulundu.
Başkan Yılmaz, insanların yaşam haklarının korunması için ülkeyi yönetenlerin gereken önlemleri alması gerektiğini vurgulayarak, "Gerekli tedbirleri almayanlarla ilgili olarak da ne yapılması gerekiyorsa, İzmir Barosu olarak bundan sonra diğer kurumlarla birlikte üzerimize düşen görevi yapacağımızı bir kez daha ifade edebilirim" dedi.
"Tekerlekli ofis sandalyesine çöp poşetine sarılı şekilde getirildiği..."
Baro Yönetim Kurulu Üyesi ve Avukat Ceren Şen Tosun, Adufu'nun şüpheli ölümü ile ilgili süreci şu şekilde özetledi:
"Michael Adufu, Şubat ayında yani Haziran 2025'te geri gönderme merkezine alınıyor. Yaklaşık 8 yıl sonra, haziran ayından şubat ayına kadar yaklaşık 8 ay geri gönderme merkezinde kalıyor. Geri gönderme merkezinden çıktıktan yaklaşık 2,5 ay sonra, Alsancak Nevvar Ali Devlet Hastanesi'ne tıbbi destek almak için gidiyor. 5 Mayıs 2025 tarihinde hastaneye giriş yapan Adufu'nun yaklaşık 2 gün boyunca acil servislerden tıbbi destek için giriş çıkış yaptığı gözlemleniyor. Sonrasında 7 Mayıs'ta mala zarar verme iddiasıyla kendisi hakkında şikâyette bulunuluyor ve aynı gün Kantar Polis Karakolu'na götürülüyor. Bir gün gözaltında kaldıktan sonra 8 Mayıs tarihinde Adliye'ye, Cumhuriyet Savcılığı'na ifadesi alınmak üzere götürülüyor. Bu aşamada, zorunlu müdafiliği kapsamında İzmir Barosu'ndan görevlendirilmiş olan meslektaş, Adufu'yu ilk gördüğü anda yürüyemediğini, bilincinin yerinde olmadığını, hatta tekerlekli ofis sandalyesine çöp poşetine sarılı şekilde getirildiğini ve bu durumda ifade alınmasının mümkün olmadığını tespit ediyor. Meslektaşımız, kişinin acilen bir hastaneye sevk edilmesini talep etse de bu talep Cumhuriyet Savcılığı tarafından reddediliyor ve kişi tutuklama sevkiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderiliyor."
"Tutuklandığı gün bilinci Kapalı şekilde hastaneye getiriliyor"
Sulh Ceza Hakimi önüne siyah çöp poşetine sarılı halde getirilen Adufu'nun hiçbir soruya yanıt veremediğini ve hatta oturamadığını ifade eden Tosun, bu şartlarda ifade sürecinin tamamlanmasının ardından tutuklama kararı verildiğini belirtti. "İki meslektaşımız, adliye koridorlarında kişinin siyah çöp poşetine sarılı şekilde götürüldüğünü görünce polislere müdahale edip, bunun insanlık onuruna aykırı olduğunu ve yaptıklarının işkence suçu teşkil ettiğini söylemelerine rağmen kolluk görevlileri tarafından dikkate alınmıyor. Adufu'nun sevki, siyah çöp poşeti içinde gerçekleştiriliyor" dedi.
Şakran T Tipi Kapalı Cezaevi'ne gidip Adufu'yla görüşme talep ettiklerini fakat tahliye olduğunu öğrendiklerini ifade eden Tosun, "Tutuklandığı gün bilincinin kapalı olduğu, doğrudan ambulans çağrılarak şehir hastanesine sevk edildiği belirtilmişti. Şehir Hastanesi'nden edindiğimiz bilgilere göre, kişi bilinci kapalı şekilde hastaneye getiriliyor, 20 gün yoğun bakımda kalıyor ve bilinci hiç açılmadan orada hayatını kaybediyor" bilgilerini aktardı.
Soruşturmanın başlangıcından itibaren birçok usulsüzlüğün tespit edildiğini belirten Avukat Tosun, "Sulh Ceza ifadesinde çöp poşetine sarılı bir kişinin, hiçbir soruya cevap veremeyen ve yürüme yetisini tamamen kaybetmiş bir halde hangi şartlarda ifadesinin alındığı, neden tutuklandığı ve eğer yeterli tıbbi destek sağlanmış olsaydı yaşayıp yaşayamayacağı sorularını soruyoruz. İzmir Barosu olarak bu süreçte payı olan sağlık personeli, kolluk görevlileri, Sulh Ceza Hâkimi, Cumhuriyet Savcısı ve diğer tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk. Soruşturmayı da yakından takip ediyoruz. Adufu'nun ölümünün takipçisi olacağımızı, bu olay aydınlatılana ve tüm sorumlular hak ettikleri cezayı alana kadar süreci bırakmayacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak:ANKA