İzmir'de sağlık kuruluşlarına yönelik harç düzenlemesine tepki yağdı
(İZMİR)- İzmir Tabip Odası, İzmir Diş Hekimleri Odası ve İzmir Barosu, sağlık kuruluşlarına yönelik yeni harçlar öngören vergi paketine sert tepki gösterdi. Açıklamalarında, "Hekim ve diş hekimi muayenehaneleri, poliklinikler ve kamu hizmeti sunan işletmeler kamusal işlev taşımaktadır. Özel sağlık kuruluşlarının kamu niteliğini göz ardı eden ve onları sıradan ticari işletmeler gibi değerlendiren yaklaşımları kesinlikle reddediyoruz. Anayasal dayanağı olmayan bu harç uygulamasından derhal vazgeçilmeli ve teklif bir daha gündeme gelmemek üzere geri çekilmelidir," ifadelerine yer verdiler.
Bu meslek odalarının üyeleri, TBMM'ye sunulan vergi düzenlemelerinin içeriğiyle ilgili ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Yüce Ayhan, vergi teklifinin birçok vergi artışı içerdiğini ve bu durumu eleştirdi. Ayhan, "Bu teklif, sağlık hizmeti sunan işletmelerin mali yükünü artıracak," diye belirtti.
Ayrıca, Ayhan kanun teklifinin geri çekilmesini talep ederek, şunları söyledi: "Bundan sonraki gider kalemlerimiz arasında uygunluk belgesi ve harçlar bulunacak. Kaynakların yanlış yönetimi sonucu, sağlık işletmeleri üzerindeki yük her geçen gün artıyor. İzmir Diş Hekimleri Odası olarak, ruhsat işlemleri için belediyeden çoğu zaman ücret talep edildiği bir dönemdeyiz. Bir sağlık işletmesi açmak için üç ayrı kuruluşa para ödemek zorunda kalmak adaletsiz bir durumdur. Bu durumu bir gelir kaynağı olarak değerlendirmek, bizi daha da zor duruma sokacak ve zaten yüksek maliyetlerle karşı karşıya olduğumuz bu süreci daha da karmaşık hale getirecek."
Ayhan, yapılan bu uygulamaların Anayasa'nın eşitlik ilkesine ve vergide adalete açıkça aykırı olduğunu ifade etti: "Bu söylemler, anayasası olan ama işlevsel bir hukuk devleti olmanın zorluklarını aşmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Hukukun üstünlüğü ile yargının bağımsızlığı bir yerde yok. Herkes yasal olarak eşittir, fakat bu durumun olmadığı bir sistemle yüzleşiyoruz. Bu nedenle bu tür yasalar sürekli bize birer birer sunulmakta, sosyal refahın sağlanması gibi güzel sözlerle toplumun gözünü boyamaya çalışılıyor. Yalnızca odaları, baroları ve sivil toplum kuruluşlarını zayıflatmak amacı taşıdığı ortaya çıkıyor.
"Doğrudan yurttaşa yansıyan Bir süreç"
Cumhurbaşkanlığı sistemi sonrasında bu yasal düzenlemeleri, benzerlerini yasal düzenleme olarak değerlendirmiyorum. Bu, keyfi düzenlemelerdir. Çünkü yasal düzenlemelerin belirli bir süreci ve ihtiyaç analizi bulunur. Uzmanlar bir araya gelir ve problemleri çözmek için çalışırlar. Cumhuriyet'in 102. yılına gelirken hâlâ adaletsizliği, demokrasiyi ve hukuku müzakere etmek zorunda kalıyoruz. Bu vergi artışlarının sebebi yurttaşlar değil, ülkeyi yönetenlerin ekonomik zorluklarını bertaraf etme çabasıdır. İnsanları yoksullaştırmak ve yalnızlaştırmak, aynı zamanda da umutlarını kırmak için hesap yapıyorlar. Bu doğrultuda kaynakların akılcı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Osmanlı özlemi içinde olanlar, benim sağma dediğim bu vergiyi almaktan çekinmiyor. Bu, aslında bir harç değil, haraçtır ve başka bir anlama da gelmez. Bu yanlıştan geri adım atarlar mı? Bugüne dek birçok yanlış sergilendi. Düşünüyoruz ki, bu yanlıştan dönmenin ülkenin menfaatine olacağını bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Sadece sağlık çalışanları için değil, toplumun her kesimi için bu durumun sonuçları olacak. Örneğin, yıllık 30 bin lira ödemeniz gereken bir muayene ücreti varsa, bunun üzerine ek bir ödeme yapmak zorunda kalacaksınız. Bu etki doğrudan yurttaşa yansıyacak. Buradaki konular, özel muayenehaneler, hekimler ve iş hekimleri için geçerli. Bu mali yükü nasıl karşılayacaklar? Cevap net; halkın üzerinden. Her şey aslında hepimize karşı uygulamaya konulmuş durumda. Bu nedenle hep birlikte hareket etmenin ve bu zorlukların üstesinden gelmenin yollarını bulmalıyız.
Kaynak:ANKA