Kapadokya'da balon turizmi krizi: Jeologdan şok uyarılar
Kapadokya, benzersiz doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile dikkat çekerken, son yıllarda hızla gelişen balon turizmi bölgedeki ekosistemi tehdit ediyor.
Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey, Çepeçevre Yaşam programında yayınlanan görüntülerin ardından balon turizminin Kapadokya’nın jeolojik yapısına ve canlı yaşamına etkilerini masaya yatırdı. Atabey, balonların kalkış ve inişleri sırasında yaşanan trafik karmaşasının peribacalarına ciddi zararlar verdiğini ve bölgedeki kanserojen minerallerin insan sağlığını tehdit ettiğini vurguladı.
UNESCO Dünya Kültür miras Listesinde bulunan Kapadokya’da son yıllarda büyük bir hızla gelişen balon turizminin yol açtığı sorunlar tartışılmaya başlandı.
Geçtiğimiz hafta birinci bölümünü yayınladığımız Çepeçevre Yaşam programının “Kapadokya’da balon turizminin görünmeyen yüzü” programındaki görüntülerden yola çıkarak bir makale kaleme alan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, balon turizminin hem Kapadokya’nın jeolojik yapısına hem de canlı yaşamına dair yol açtığı sorunları değerlendirdi.
Evrensel'in haberine göre; programda görüntüleri yayınlanan Kapadokya Göreme’de devasa balonların kalkışı ve inişi sırasında yaşanan keşmekeşin, insan ve araç trafiğinin peribacalarının doğal haline, jeolojik yapısına, jeomorfolojisine, fauna ile floraya büyük zarar verdiğini belirten Atabey, “UNESCO Dünya Miras Listesinde, 1. Derecede Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı, jeolojik ve jeomorfolojik açıdan önemli peribacaları, balon turizmi ve alanda bilinçsizce yapılan diğer faaliyetlerle tahrip olma tehdidi altında. Bu alan kamunundur. 23 milyon yıldan günümüze kadar oluşan bu jeolojik miras alanın tahrip edilmesine, zarar görmesine izin verilmemeli” dedi.
“Doğa erozyonu kesintisiz devam eden bir unsurdur”
Kapadokya’nın kendine özgü jeolojik yapısı ile tarihsel değerlerin iç içe bulunduğu doğal bir açık hava müzesi olarak tanımlanabileceğini kaydeden Atabey, balon turizminin yörenin bu yapısına verdiği zararlara dair şunları söyledi; “Balon turizmi kapsamında ziyaretçilerin taşınması sırasında dört çekerli araçların vadi içleri ve peribacaları arasında hareketi sırasında tahribat oluşur. Doğa erozyonu kesintisiz devam eden bir unsurdur. Peribacaları bu doğa erozyonu etkisiyle şekillenir. İnsan kaynaklı tahribat devreye girerse peribacalarının şekillenmesi gerçekleşemez. Arkası römorklu arazi araçları, tur otobüsleri ile özel araçların oluşturacağı titreşimde yaşlı peribacalarının yıkılması, şapkalarının düşmesi olasıdır. Balon turizmi peribacalarına, doğal dokuya zarar vermeyecek şekilde düzenlenmelidir.”
“Tıbbi Jeolojik rapor hazırlanmalıdır”
Bölgede balon ekipmanlarını taşıyan araçlarla birlikte sayısı yüzlerle ifade edilen özel aracın toprak yoldan geçip vadilerde gezinmeleri sırasında havaya çok fazla miktarda tozun yayıldığına dikkat çeken Atabey, “Bu toz içinde karın zarı kanseri (mezotelyoma) nedeni olan eriyonit minerali olabilir. Bu insan sağlığı için risk oluşturur. Tıbbi jeolojik araştırmalar ile Nevşehir yöresi bazı yerlerindeki volkanik tüf kayaları içinde karın zarı kanseri (Mezotelyoma) nedeni eriyonit minerali saptanmıştır. Balon turizmi ve diğer her türlü faaliyetler ile havaya yayılan tozun içinde kanserojen eriyonit minerali olup olmadığıyla ilgili Tıbbi Jeolojik rapor hazırlanmalıdır” diye konuştu.
Kaynak:Haber Merkezi