Kartalkaya yangınında müvekilim kendine ölüm seçti
Haber: Esra TOKAT
(BOLU) - Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili olarak yapılan davanın üçüncü duruşmasında, yangında 12'nci kattan atlayarak hayatını kaybeden 24 yaşındaki hemşire Dilara Ermanoğlu'nun ailesinin avukatı, "Benim müvekkilim kendine ölüm seçmiştir. Ya yangında yanarak ölecekti ya da atlayarak. O atlamayı seçti. Sanıkların olası kasttan yargılanmasını istiyorum" şeklinde konuştu. Müşteki ve avukatların ifadelerinin ardından, duruşmaya yarın saat 09.00'a kadar ara verildi.
Bolu Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'de, 21 Ocak'ta meydana gelen yangında 78 kişi öldü, 133 kişi yaralandı. Bu yangın nedeniyle 20'si tutuklu olmak üzere 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
"Ya kendinden başka kimseyi düşünmeyen bu karanlık, çürümüş gemisini kar hırsıyla yürütenler ya da vicdanlı insanlar kazanacak"
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya itiraz eden müşteki avukatlarından Bilsay Sarper Arslan, "Turizm Bakanı maalesef şu an karşımızda sanık olarak bulunmuyor. Personellere yangında "haber vermeyin" denilmiştir ve bu emir eksiksiz yerine getirilmiştir. Duman dedektörleri ve yangın alarmları çalışmamaktadır. Sanki biz konuşmamışız, sanıklar susma haklarını kullanmış gibi yazılan bir mütalaa var ortada. Yangın gecesi otelde olan yönetim kademesinde olan herkesin suçunun hukuki niteliği "ihmal suretiyle olası kasttan insan öldürmek" olmalı. Bunun dışında bir karar çıkarsa bizi tekrar 21 Ocak'a götürmüş olursunuz. Ya kendinden başka kimseyi düşünmeyen bu karanlık, çürümüş gemisini kar hırsıyla yürütenler ya da vicdanlı insanlar kazanacak" şeklinde detaylandırma yaptı.
"Bu otelin yıllar boyu süregelen eksiklikleri sanıklarca örtbas edilmiş"
Müşteki avukatlarından Büşra Doğan, "Ceyda ve Elif'in otelin çalışanlarına çeşitli talimatlar verdiği ortaya çıktı yargılama sürecinde. Ayrıca müşterilerin gelişine ve gidişine kadar rapor aldıkları ortaya çıktı. Yangından sonra kurulan bir WhatsApp grubunda sadece "geçmiş olsun hepimize" diyerek diğer otelin asansörünün mavi etiketinin nasıl yok edileceğinin peşine düşebiliyorlar. Burada hiçbir önlem alınmaması olursa olsun demek ve oluşabilecek tüm sonuçları kabullenmek demektir. Bu otelin yıllar boyu süregelen eksiklikleri sanıklarca örtbas edilmiş" ifadelerinde bulundu.
Yangında kızı ve torununu kaybeden Tufan Haluk Seyhun, "Ben 21 Ocak gecesi büyük ihmal ve hata sonucu evlatlarımı kaybettim. Müge benim biricik evladımdı. Rabbim bize başka evlat nasip etmedi o yüzden tüm sevgimizi ona verdik. O bizim her şeyimizdi. Biz her hafta sonu aile buluşması yapardık. 21 Ocak'tan bu yana bekliyorum ama hiç telefon gelmiyor. Onları bizden ahlaksızca, hunharca aldılar. Torunum Alya henüz 14 yaşındaydı. Kızım, yavrusunun karnesini ödüllendirmek istemiş ve ETS Tur üzerinden devletin kontrol ettiğini düşündüğü otele güvenle gitti. Şükrediyorum üniversiteye giden kızını tatil için ikna edememiş. 78 masum canın ne suçları vardı? Şimdi yüce Türk adaletine sığınıyoruz" şeklinde konuştu.
"Bu davada verilen karar hepimizin güvende yaşayacağı günlerin başlangıcı olsun"
Yangında 12'nci kattan atlayarak yaşamını yitiren Şevval Şahin'in ailesinin avukatı "Benim arkadaşım 12'nci kattan atlayarak vefat etti. 12'nci kattan atlayan Eslam ve Şevval korkudan birbirlerine sarılarak atladılar. Benim arkadaşıma dumandan zehirlenerek, yanarak ya da atlayarak ölme seçeneği sunuldu. Bütün sanıkların olası kasttan cezalandırılmalarını istiyoruz" beyanında bulundu. Yangında hayatını kaybeden, işe bir ay önce başlayan aşçı Esra Nazik'in avukatı da "Bu davada verilen karar hepimizin güvende yaşayacağı günlerin başlangıcı olsun" dedi.
Bir başka müşteki avukatı da "Yarar sağlarken, menfaat sağlarken yönetim kurulu üyesi oluyorlar da sorumlulukları olunca mı yönetim kurulu üyesi olmuyorlar. Mahkemeden adil bir karar verilmesini bekliyorum. Kurumların ve huzurdaki sanıkların organize cinayete giden davranışlarını unutmayacağız. Sanıklar, odalardaki insanları bilerek ve kasten uyandırmamışlardır yani bilerek ve isteyerek öldürmüşlerdir" diyerek sanıkların olası kasttan cezalandırılmasını talep etti.
"Biz bilirdik ki büyüklerin mezarına gidilir. Ama Biz Her gün çocuklarımızın mezarına gidiyoruz"
Duruşmada söz alan çocuklarını ve torunlarını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, "Kendimi suçlu hissediyorum, evlatlarımı koruyamadım bu canilerden. 40 yıllık yuvamız 40 dakikada bitti, güzel eşimin yüzüne bakamıyorum. Her gün 15-20 tonluk bir mengenede sıkıldığımı hissediyorum. Bu acı geçecek gibi değil. Bu merhametsizler hak ettikleri cezayı almazlarsa biz bu hissi bir ömür boyu her gün çekeceğiz, yavrularımız da mezarlarında rahat yatamayacak" şeklinde ifade verdi. Oğlu Mert Doğan, gelini Duygu Doğan ile torunları Mavi ve Doğa'yı kaybeden baba Uğur Doğan, "Biz bilirdik ki büyüklerin mezarına gidilir. Ama biz her gün çocuklarımızın mezarına gidiyoruz. Nereden bilebilirdik bunu" dedi.
Yangında 12'nci kattan atlayarak hayatını kaybeden 24 yaşındaki hemşire Dilara Ermanoğlu'nun avukatı, "Benim müvekkilim kendine ölüm seçmiştir. Ya yangında yanarak ölecekti ya da atlayarak. O atlamayı seçti. Sanıkların olası kasttan yargılanmasını istiyorum" şeklinde bir ifade kullandı. Dilara Ermanoğlu'nun babası Hasan Ermanoğlu, "Diğer çocuklarımız etkilenmesin, üzülmesin diye onlardan kaçıyoruz. Biz çocuklarımızın kabrine gidiyoruz, oysa büyüklerin kabrine gidilir" dedi.
Suyolcu ailesinin avukatı Hasan Burak Suyolcu, yangında ETS Tur ve AYGAZ yetkililerinin olmadan bir yargılamanın sağlıklı olmayacağını belirtti.
"Ben çocuklarımı Adli Tıp'tan simsiyah aldım, yanmıştı"
Yangında kızı Feray Kanpolat ve torunu Oya Kanpolat'ı kaybeden Sema Şahin ise, "Biz çocuklarımızı tatile yolladık. Müge Turan'ın kızı Alya Turan'ı ile benim Oyam dört yaşından beri arkadaş. Ölüme de birlikte gittiler. Ben çocuklarımı Adli Tıp'tan simsiyah aldım, yanmıştı. Parça parça olmuş yavrum, bağlamışlar yavrumun vücudunu birbirine. Benim çocuklarımın karşı odasında kalıyormuş Emir ve Elif Aras. Ama odasının önünden geçip kaçmışlar. Emir Aras ve Elif Aras. Bu kast değil de nedir? Ben Ergül ailesinin olası kasttan yargılanmasını istiyorum." diyerek düşüncelerini paylaştı.
Duruşmaya yarın sabah 09.00'a kadar ara verildi. Yarın, müşteki ve avukatlarının ifadeleriyle duruşma devam edecek.
Kaynak:ANKA