Liderlerle 10 soru 10 yanıt: Erkan Baş anlatıyor

Liderlerle 10 soru 10 yanıt: Erkan Baş anlatıyor
Türkiye belki de tarihinin en önemli seçimlerine gidiyor. 14 Mayıs’taki kritik seçimlere günler kala siyasi partilerin liderleri seçmeni ikna etmek için son şehir şehir dolaşıyor.Tam da tarihi seçilere giderken biz de Gazete Pencere...

Türkiye belki de tarihinin en önemli seçimlerine gidiyor. 14 Mayıs’taki kritik seçimlere günler kala siyasi partilerin liderleri seçmeni ikna etmek için son şehir şehir dolaşıyor.

Tam da tarihi seçilere giderken biz de Gazete Pencere olarak, liderlerin bu yoğun programında sorular yönelttik. Fakat alışılagelmişin dışında siyasi değerlendirmeler için değil; hayatlarına dokunan sorular sorduk.

Hayatlarında unutamadıkları anıları neydi, hayatlarına kritik yön veren olaylar hangileriydi ve tabii ki 14 Mayıs seçimlerinin ertesi günü ne yapacaklarını…

İlk konuğumuz Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş.

İşte Baş’ın yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar: 

1- Hayatınızdaki dönüm noktası dediğiniz olay neydi?

Benim kuşağımdaki birçok insan gibi benim için de Gezi Direnişi. Gezi Direnişi sadece ülke çapında bir isyan dalgası yarattığı için değil aynı zamanda Türkiye’de sosyalist hareketin ilişkiye geçip temsilciliğini üstlenebileceği çok geniş ve aktif bir toplumsal taban olduğunu gösterdiği için de önemliydi. Hem içeriği ve yaratıcılığı, hem gösterdiği direnç ve ortaklık bilinci, hem de topluma geri alınması zor bir özgürlük arzusunun damgasını vurması Türkiye sosyalist hareketinin değerlendirmesi gereken bir gelişmeydi ve bizler de bu değerlendirmelerimizi yaparak yola çıktık. Bugün Türkiye İşçi Partisi’ni ayırt eden siyaset tarzı neredeyse bütünüyle bu değerlendirmelerin sonucunda ortaya çıkmıştır ve bu nedenle de benim hayatımda bir dönüm noktası olmuştur.

2- Unutamadığınız çocukluk anınızı paylaşır mısınız?

Sivas Katliamı’nı unutmam mümkün değil. 13-14 yaşlarındaydım. Yeni yeni muhalif yazarların kitaplarıyla tanışıyordum. Örneğin, Aziz Nesin okumaya başlamıştım ve çok sevdiğim bir yazar olmuştu, hala da en sevdiğim yazarlardandır. Sivas’ta yaşananları Almanya’da televizyondan izlemiş ve hem çok üzülmüş hem de çok şaşırmıştım. Aziz Nesin’in orada olması ve ona yönelik saldırganlık beni düşünmeye ve anlamaya sevk etti. O sürecin sonucu olarak solu, solun değerlerini ve sosyalizmi tanımaya başladığımı söyleyebilirim.

3- Sizi en çok ne heyecanlandırıyor?

Daha önce bilmediğim herhangi bir şeyi öğrenmek. Bunun hangi konuda olduğu önemli değil. Öncesinde bilmediğim, hatta hiçbir fikrim olmayan bir konuda ilgimi çeken bir şey öğrendiğimde çok heyecanlandığımı söyleyebilirim.

4- Kendinizde "burayı bir türlü tamamlayamadım" dediğiniz yönünüz nedir?

Bunu bazen arkadaşlarım da söylüyor: Soğukkanlılık ve sabır konusunda kendimi yeterince geliştiremediğimi düşünüyorum. Ama bu özelliğimle barışığım da. Bu beni birçok kere oturup beklemek yerine adım atmak ve bir yol açmak konusunda cesaretlendiren bir özelliğim oldu. “Şimdi zamanı değil” pek sevmediğim bir söz ve bir şeyin ihtiyaç olduğunu hissettiğimde hemen harekete geçmeyi tercih ediyorum.

5- Sizi en çok ne sinirlendirir ve en çok ne mutlu eder?

Basit hatalar nedeniyle olması gereken herhangi bir şey olmayınca çok sinirleniyorum. Altını da çizeyim, basit hatalara tahammülüm çok az. Çünkü hata ya da yanlış mutlaka yapılır, hayatta da siyasette de bu var. Ama basit hata, bana hata gibi değil de dikkatsizlik, tembellik ya da gayriciddilikten kaynaklanıyor gibi geliyor ve o yüzden basit hatalar karşısında çabucak sinirlenebiliyorum.

En çok mutlu olduğum şey ise, olmaz gibi görünen bir şeyin emek vererek başarılması. Özellikle gençlik yıllarımızda çok duyardık, hala da duyuyoruz: Olmaz, yapılamaz, başarılamaz. Herkesin böyle düşündüğü bir konuda emek vererek, çabalayarak bir başarı kazanıldığında, kazandığımızda gerçek anlamda mutlu oluyorum.

6- Siyasete atılmasaydınız yapmak isteyeceğiniz meslek ne olurdu? Neden?

Bilim Tarihi çalışmaktan ve özellikle üniversitede ders vermekten çok memnundum. Bilim Tarihi, hem çalışmanın çok keyifli olduğu bir alan hem de bilimsel düşüncenin yaygınlaşmasının ve bilimin toplumsallaşmasının en verimli alanlarından birisi. Açıkçası çalışmayı, derinleşmeyi ve Türkiye bilim dünyasına kazandırmayı umut ettiğim konular da vardı. Eğer siyasette olmasaydım kesinlikle Bilim Tarihi çalışmalarıma devam etmek isterdim.

7- Kullanmayı en sevdiğiniz ve sevmediğiniz kelimeler hangileridir?

Bunu bildiğimden emin değilim ama arkadaşlarım bazı kelimeleri çok kullandığımı söylerler. Örneğin, “daha iyisi olabilirdi”. Bunu sık sık söylediğimi söylerler. Ama genel olarak bir işin ya da hedefin başarılamayacağını ima eden kelimeleri kullanmaktan da duymaktan da hoşlanmadığımı söyleyebilirim. Zorunluluk, koşullar, zamanı değiller…

8- Hayatınızı yazsanız manşet cümlesi ne olur?

Cesaret, cesaret, daha fazla cesaret.

9- Siyasi hayatınızda unutamadığınız olumlu ve olumsuz anılar nedir?

Hatırladığım en olumlu ve hala gurur duyduğum an partiye ilk üye olduğum gündür. O günden bu yana çok zor, çok talihsiz, çok hayal kırıcı günler de yaşadım elbette ama bir kez bile keşke yapmasaydım demedim. Çünkü bugüne kadar olan ne varsa hepsi o gün sayesinde oldu. Unutmayacağımı düşündüğüm olumsuz anım ise 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’dır. Hem gözlerimle gördüklerim hem de 10 Ekim’in ülkemizin barış ve kardeşlik mücadelesine kattığı acı hep hafızamda kalacak.

10- Seçimin ertesi günü ne yapacaksınız?

Seçim sonuçları açıklanana kadar bütün gücümle ülkemizin üzerine çöken bu 21 yıllık karanlığa son vermek için çalışacağım ve inanıyorum ki, başaracağız. Fakat şunu da biliyorum: Hiçbir şey bu seçimden sonra bitmeyecek, mücadele sürecek, hatta esas zorluklar 14 Mayıs’tan sonra başlayacak. Çok geri kaldık, çok ağır bedeller ödedik ve yeni dönemin en önemli görevi bu yıkımdan büyük bir sıçramayla çıkmak olacak. Ülkemizin her alanda yaşadığı yıkımın derhal ve büyük emeklerle telafi edilmesi şart. Birilerinin hemen o görevlere odaklanması gerekiyor, kaybedecek zamanımız yok. Hemen ertesi gün itibarıyla bu zorlu sürece hazır hale gelmemiz gerekiyor. Dolayısıyla ben de kendimi o görevlerin içinde bulacağım.

Yarın: Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu.

Editör notu: Liderlerle yaptığımız 10 soru 10 yanıt serisinin yayımlanma sıralamasında liderlerin yanıtlara geri dönüşleri dikkate alınmıştır.