Mansur Yavaş son 5 yılını anlattı

Mansur Yavaş son 5 yılını anlattı
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 5 yıllık görev döneminde kente kazandırılan yatırım projelerini anlattı.2019-2024 yılları arasında gerçekleştirilen "5 Yılın Projeleri Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı"...
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 5 yıllık görev döneminde kente kazandırılan yatırım projelerini anlattı.

2019-2024 yılları arasında gerçekleştirilen "5 Yılın Projeleri Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı" Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleşti.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, göreve başladığı 2019 yılından 2024 yılına kadar başkentte gerçekleştirilen ve devam eden projelerini başkentlilere anlattı.

ABB Başkanı Yavaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Bugün buraya 5 yılımızı paylaşmaya, yaptığımız ve yapacağımız projeleri anlatmaya geldik. Bugün buraya Ankara halkına hesap vermeye geldik. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz.

5 yıl boyunca hiçbir fotoğrafımı meydanlarda görmediniz. Televizyonlara yılda 1 veya 2 kere, onda da sadece projelerimizi anlatmak için çıktı. Masraf olmasın, bu halkın parası diye toplu açılışlar dışında hiçbir açılış yapmadık. Bu kentin kodlarında olan sevgi ve kardeşliği yeniden kazandırdık. Kimseyi farklı düşünüyor diye dışlamadık. Oy vermeyenlere tek bir kötü sözümüz olmadı. Kimseyi kutuplaştırmadık. Kimseyle polemiğe de girmedik. İşimize odaklandık, sadece ve sadece Ankara için çalıştık. Buradan 6 milyon hemşerime sesleniyorum; biz az konuştuk, çok çalıştık. Bu yüzden biz az laf çok iş diyoruz". 

Yavaş konuşurken ekrana karekod yansıtıldı. Yavaş, tüm projelere bu karekoddan ulaşılabileceğini söyledi.

Yavaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bizler 5 yıl önce yıllardan beri yorulan, gerilen, kutuplaştırılan bir kentin yönetimini devraldık. Oysaki Ankara binlerce yıl farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim bir kenttir. "Kim daha çok oy verdiyse o bölgeden hizmete başlarım" demedik. Genci yaşlısı, kadını erkeği, köylüsü kentlisi, öğrencisi çalışanı demeden hep birlikte olmanın mutluluğunu kentimizin tamamına nakış nakış işledik. Hesap verebilir bir yönetim anlayışını hakim kıldık.

Evet büyük projeler yaptık. Köprüler, yollar, büyük tesisler kazandırdık. Ama en büyük projemiz başkente kazandırdığımız huzur ortamı oldu. En çılgın projemiz; kente getirdiğimiz adalet, kardeşlik ve güven duygusu oldu. Projeler yapmak elbette değerli ama bunu dürüst, şeffaf ve doğru yapmak projelerden çok daha değerli. Bugüne kadar 4 binden fazla ihalemizi canlı olarak yayınladık. Tüm mali tablolarımızı ve Sayıştay raporlarını yayınlıyoruz, korkacak hiçbir şeyimiz yok. Her fırsatta hesap veriyoruz. Yandaşlara değil, hak edene iş veriliyor. "Çalıyor ama çalışıyor" sözü artık bu kentin bağrından sökülüp atılmıştır.

Çalmadan da çalışılabileceğini herkes görüyor ve biliyor.

Şu cümleleri hatırlıyorsunuz değil mi seçimden önce: 'Bakalım bu seçimden önce de şapkadan ne tavşan çıkacak? Sosyal yardımları kesecekler, personeli işten çıkaracaklar, onlar belediyeleri yönetemezler, o kadar borçlu ki ilk ayın maaşını bile ödeyemezler...' Bu korkunun siyasetinin gerçek olmadığını artık herkes gördü. Maaşlar gününde ödendi. Bir de üzerine eski dönemin, 300 milyon dolarlık Anka Park için alınan ve 3 yıl sonra ödemesine başlanacak, bu durumda faizini hesap edin. 300 milyon dolarlık borcu kapattık. Zorla mitinglere, açılışlara götürülen personel artık sadece ve sadece işini yapıp ekmeğini kazanıp karşılığını da alır hale geldi. Tüm bu çalışmaların sonucunda ABB, Uluslararası Şeffaflık derneğinden, Dünya Belediye Başkanları Başkent ödülünü kazandı. Uluslararası değerlendirme kuruluşu Fitch'in analizinde Türkiye'deki en yüksek kredibilite notuna sahip belediye olduk. Bu ödüller 6 milyonluk Ankaralı hemşerimizindir. Çünkü biz kararları Ankara halkıyla hep birlikte veriyoruz. Belediye Başkanı artık köy köy bucak bucak geziyor.

Muhtarlarımız, 'Kaç yıldır muhtarlık yapıyoruz, şu kapının içinden giremedik' dediler. 'Bırakın belediye başkanı ile görüşmeyi, dair başkanı ile bile görüşemedik' dediler. Bizzat ben köy köy gezerek sorunları yerinde tespit ettim. AK Parti'nin en çok oy aldığı yerlerde, 'Biz ilçemizde dahi belediye başkanı görmedik' dediler.

2013 yılında bütçe 2 milyar 20 milyon dolar. Geldik, 1.147 milyon dolar. 31 Aralık sonunda nereden nereye gelmiş... Hem ekonomik sıkıntının etkisi hem de halkı kazıklamıyoruz. Halka suyu, otobüs biletini en uygun fiyattan veriyoruz. Dolayısıyla gelirlerimiz düşüyor. Pandemi döneminde esnaftan kira almadık, esnafa ceza kesmedik. Bugün çıkanlar cebine bir kuruş girmeyen esnafa ceza kesmiştir.

Cumhurbaşkanı, seçimde kaybetsem de EYT'yi kabul etmeyeceğim demişti. Bütçede EYT'ye ilişkin bir kuruş yok. 6 Şubat'ta deprem oldu. Onu da öngöremezsiniz. Dolayısıyla bu kalemlere 5 kuruş para ayırılmamış. Bu sorunlarla karşı karşıya geldik ve bütün belediyeler aynı durumda olduğu için hepsi kredi çekti. Depremden sonra her şeyin maliyeti arttı. Biz de 4 milyar lira kredi istedik, hepsi çekmişti. 8 aydır bekliyor mecliste. Yuha gerek yok. Yapılacak iş belli: Yapılacak iş, belediye meclisinde çoğunluğu sağlamak. İstiyorlar ki hizmetler aksasın. Biz çalışmaya ve başarmaya devam edeceğiz.

Otobüs biletini 30 liradan, 1 dolardan sattılar. Bizim dönemimizde bilet yarım dolar. Ayrıca sosyal destek alan ailelerin 100 bine yakın çocuğu evden okuluna ücretsiz gidiyor, parasını sosyal hizmetler ödüyor. ASKİ'de suyun metreküp fiyatı ortalama 1.6 dolardı. Yani bugünün parasıyla o garip gurebaya 50 liraya su satmışlar. Seçimlerden önce yüzde elliye indirildi. Şu anda suyu 0.7 dolara satıyoruz. Yani 21 liraya temiz suyu vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Sosyal destek alan ailelere tonu 1 liradan veriyoruz. Yani suya 200 lira yerine 10 lira veriyorlar. Öğrenci evlerine yüzde 20 su indirimi uyguluyoruz. 

5 milyar dolarla geçen senenin bütçesini kapattık. Sanki Mansur Yavaş'ın cebinden çıkıyor, halkın cebinden çıkıyor. Bula bula 2 milyar dolar bulduk. Banka diretti, Meclis kararı olması için. Gönderdik. Kendi yaptıkları bütçeyi de inkar ettiler, hala bekliyor. Hiçbir şekilde bize engel olamayacaklar, biz durmuyoruz. Peki ne yaptılar? 1.6 dolara sattıkları su paralarını ABB'nin fen işlerine, onların en büyük projem dedikleri çöp projelerine aktardılar, uçak, helikopter aldılar, havacılık okulu açtılar. Bunların hepsi ortadan kalktı. Şimdi Ankara Büyükşehir'in tüm parası, bize emanet edilen para için son derece cimri davranıyoruz.

2010-1018 yıllarında Ankara'da bir vatandaşımız su ve toplu taşıma giderine asgari ücretinin yüzde 14.73'ünü ödüyordu. 2019-2023 yıllarında ise su ve toplu taşıma giderleri yüzde 8'e ilerledi. İşte belediyecilik budur, halkı kazıklamak değildir. Ulaşım, su gibi en hayati hizmetlerini hem kaliteli hem de ucuz vermek durumundayız. İnşallah Allah o günleri de göstersin. Gün gelecek Avrupa'da olduğu gibi Ankara'da da toplu ulaşım ücretsiz hale gelecek. Belediyecilik budur.

5 yılda 171 köyün açıktan akan kanalizasyon sorununu çözdük. 61 köyde ise çalışmalarımız devam ediyor. Köylerimizin, mahallelerimizin çoğunda su yok, taşınma ile yapılıyor. Biz mazeret değil, çözüm üreteceğiz diyerek içme suyu, atık su imalat hatlarımızda gelirlerimiz azalmasına rağmen 5 yılda 2 kat artırdık. 

Tweet atan mahluklar var, biliyorsunuz. Artık iklim değişikliği var. DSİ ta 2013 yılında riskli 16 alan var, bu alanları çabucak yapmazsanız her tarafı sel basar, insan hayatı tehlikeye girer demişler. 2013'ten beri hiçbir şey yapmamışlar. Bunların yeşille işaretlenenleri gelir gelmez yaptık. Bizim işimiz bu. Bu işin en kadar öncelik olduğunu anlamanız için bir vatandaşın evini sel bastığı zaman kendi eviniz sel bastığı kadar üzülecek vicdan sahibi olmanız lazım. Umursamazsanız bunları yapmazsınız. Her yağmurda evini su basan insanlar var.

Seçim de kaybettirse doğru işleri yapmanız, parayı doğru yere harcamanız gerekir. 2017'de projesi yapılan 23.5 kilometrelik Çubuk-Akyurt içme suyunu tamamladık. Çivi dahi çakılmayan Mamak ve Gölbaşı'nın tamamında, acil yapılması gereken içme suyu hattını yaptık. 76 kilometrelik Nallıhan içme suyu hattıyla bölgedeki hemşerilerimiz sağlıklı suya kavuştu. Hasanoğlan'da suyun damlası yoktu geçen sene. Çamlıdere'nin suyunu Mamak-Gölbaşı hattından Elmadağ'a kadar götürdük, Hasanoğlan'a bağladık. Bundan daha önemli proje var mı?

Beypazarı İçme Suyu Arıtma Tesisi'nin ikinci etabı yapıldı. Polatlı'da 30 yıldır içme suyu sorunu yaşanıyor. Oraya 115-120 kilometreden geliyor su. 2-3 defa patlak oldu, yerinde incelemeye gitti. Su patladığı zaman kesecek vana yok. Kazıp tamir etseniz de test etme hakkı yok. Bir günde doluyor, insanlara iki günde gidiyor.

2019 yılında adayken Çamlıdere'den suyu buraya getireceğiz dedik, rakibim de dedi. Belediye meclisinde Polatlı'ya su getireceğiz dedik. Ret. 2-3 ay gecikmeyle krediyi aldık ve ihalesini alabildik. Gecikmeseydi şimdi su akıyordu. Sevgili kardeşim gelirse sen de kullanacaksın Polatlı halkı da. Gelmese sana ne faydası var? Rakibim Polatlı'ya gitmiş, 2024'te akıtacağım demiş. Henüz haberi yok, biz su vermeye başladık. 10 günde dolacak borular. Maliyeti 2 buçuk milyar. Hiç önemli değil, en büyük proje bu. Ne yapacaksınız kapıları, saatleri? Bundan daha önemli proje mi var?

Ailelere doğal gaz desteği, et, süt, ekmek desteğinde bulunuyoruz. Kırtasiyeye ulaşım desteği veriyoruz. Eczacılar odasıyla iş birliği yaparak bin 500 ailenin eczanelere ilaç borcunu ödedik. Grevdeki maden işçilerinin çocuklarının okul ihtiyaçları için 5'er bin lira kırtasiye ihtiyaçları için para gönderdik. Emeklilere 7 bin 500, 10 bin lira... Hükümet zam yapmadı diye kentte yaşayan herkesin aç kalmasında, üşümesinde belediye başkanının sorumluluğu yoktur mu diyecektik? Belli miktarın altında emekli maaşı alan, geçinemeyenlere biner liralık destek veriyoruz. 500'er lira doğal gaz desteği veriyoruz.

"Bunlar algı belediyeciliği yapıyor" diyorlar. Ne algısı? Siz aklınızı betonla, asfaltla bozmuşsunuz. En az sizin kadar onları da yapıyoruz ama reklam yapmıyoruz. Yaptığınız belediyeciliğin içinde insan yok. 

Bütün Türkiye'de öğrenciler için yurt sorunu var. Bir tek çocuğumuzu dışarıda bırakmadık. Hepsi memleketlerine kayıtlarını dondurup gidecekti. Bin 200 civarında depremzedeyi de 6 Şubat'tan beri ağırlamaya devam ediyoruz.

ABB'nin 1 tane kreşi yoktu. Şimdi 20 tane var. Bisiklet yolları yapılıyor. SMA testini ücretsiz yapmaya karar verdik. Sonra hükümet de buna karar verdik. Kadın Sığınma Merkezleri ve danışma merkezleri ile kadınlar daha güvenli adımlar atıyor. Saat 19.00'dan sonra da kadınlar istediği yerde inebiliyor.

Selde, yangında, depremde tüm illerdeki vatandaşlarımızın yanında olduk. Bir gün uyandık, uzaktan eğitim yapılacak dediler. Zaten geçim sıkıntısı çeken aileler ne yapacağız diye düşünürken. 70 bin çocuğa aylık 10 GB internet verdik. İnternet servisçileri hiç oralı olmadı. Hatırlarsınız depremde de doğru dürüst çalışmadılar. Nerede insani bir şey olsa onları orada göremiyoruz. 

Asfalt ve köprü için belediye başkanlığına gerek yok, fen işleri yapar. Bunun için reklama gerek yok. Halkın parasını kendi reklamı için harcayan belediye başkanı haram yiyor demektir.

5 yıl boyunca her türlü iftiraya uğradık ama başınızı öne eğdirecek bir şey yapmadık."