Meclis'te çocuk istismarının detayları: Taciz mesajları ve “Adam 16 yıllık devlet memuru” savunması iddianamede
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM’de stajyer öğrencilere taciz iddiasıyla yürütülen soruşturmayı tamamladı. Başsavcılık 5 sanık hakkında “çocuğa karşı cinsel taciz" ve "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğu cinsel istismarı" suçlarından dava açtı.
T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre iddianamede ifadesine yer verilen bir öğrenci, şikayetçi olmasının ardından TBMM’de aşçıların sıralı amirlerinden biri olarak görev yapan U.C.B.’nin kendisine “Olayı büyüttünüz. Bahsettiğiniz adam 16 yıllık devlet memuru” dediğini anlattı. Bir başka öğrenci ise İ.B isimli aşçının kendisine “karımla mutlu değilim, çok güzelsin, anlarsın ya” gibi mesajlar attığını kaydetti. 4 öğrencinin mağdur olarak yer aldığı iddianamede sanıklar hakkında 16 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.
“Beni gözüne kestirdi”
Ankara Başsavcılığınca TBMM’de stajyer öğrencilerin taciz edildiği iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında TBMM çalışanı 5 kişi hakkında iddianame düzenlendi. Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, soruşturmanın stajyer öğrenci D.K ve babasının Ankara Emniyeti’ne yaptıkları başvuru üzerine başlatıldığı kaydedildi. D.K.’nın burada verdiği ifadesinde, TBMM mutfak bölümünde Eylül 2024 – Haziran 2025 tarihleri arasında staj yaptığını, burada aşçı olarak çalışan H.İ.G.’nin stajının son döneminde WhatsApp üzerinden taciz içerikli mesajlar atmaya başladığını anlattığı kaydedildi. İddianamede ifadesine yer verilen D.K, H.İ.G.’nin kendisine ‘staj bitti, bana ağabey deme, bana ismimle hitap et’ diye söylemlerde bulunduğunu belirterek, “H.i.G. beni gözüne kestirdi. Telefon numaram onda kayıtlıydı çünkü alt kattan veya üst kattan bir şeyler istediklerinde bize mesaj atıyorlardı. Şubat 2025 gibi kendisiyle normal mesajlaşmalarımız başladı. Mayıs ayında bana bakışı değişti. Ben ağabey demeye devam ettim. S.U isimli arkadaşım beni haziran ayında H.İ usta senden hoşlanıyor diye uyardı” dedi.
“Evli olmasaydım birlikte olur muyduk?”
Kendisinin iş aradığını H.İ.G.’nin de bu konuda kendisine yardımcı olacağını söylediğini kaydeden D.K, “Bana kahve ısmarlama konusunda söz vermişti. Beni arabayla alıp Çukurambar’a gitti. Aileme kendisiyle buluşacağımı söylememem konusunda uyardı, ancak ben aileme iş arayacağımı ve usta ile buluşacağımı haber verdim. 30 Haziran 2025’te usta ile buluştuk. Kafeden çıkınca evime bırakmayı teklif etti, evimi öğrenmesin diye en yakın otobüs durağına bırakmasını söyledim. Arabadan inerken ‘evli olmasaydım, çocuğum olmasaydı birlikte olur muyduk’ diye sordu, ben de kesin bir dille aramızdaki yaş farkı da söyleyerek reddettim. Bana yaş farkının önemli olmadığını, kendisini yanıma yakıştırıp yakıştırmadığımı sorarak konuşmalarına devam etti. Ben kesin bir dille bu sözleri reddettim” diye konuştu.
D.K ifadesinin devamında, bir iki gün sonra ustanın tekrar kendisine yazdığını, ısrarla aynı konuları açtığını belirterek, “Yazdığı şeyler ‘selam merhaba’ diye başlıyordu, hayatımda birinin olup olmadığını soruyordu, hayatımda birinin olmadığını söyleyince ‘hayatına benden başka kimse girmeyecek, küçük sevgilim’ diye mesaj atıyordu. Ancak kendisi bana hiç dokunmadı” ifadelerini kullandı. Meclis’te benzer şeyleri başka stajyerlerin yaşadığını duyduğunu kaydeden D.K, duyumlarını “İ.B isimli bir usta vardı, A Blokta çalışırdı. S.U’ya ‘çok güzelsin’ gibi attığı mesajlar var, ancak S.U, İ.B’yi engelliyor. Bildiğim kadarıyla bu mesajlar S.U’da duruyor. Ayrıca D.U isimli ustanın da S.E isimli stajyeri taciz ettiğini ‘sen su gibi içilirsin’ dediğini, kolundan tutarak sıkıştırdığını duydum” dedi.
Mesajlar da dosyaya girdi
D.K, şikayetçi olduğu H.İ.G.’nin kendisine gönderdiği mesajların bir kısmını da savcılığa sundu. Söz konusu mesajlarda H.İ.G.’nin D.K’ya, “Fıstığım sen çok mu istiyorsun buluşmayı, gel bekliyorum seni, senle de buluşmayı çok istiyorum, güzelim, kimseye buluşacağımızı söyleme bak, en çok da sana hâkim olmak istiyorum, dün çok güzeldin, mesela daha çok buluşmak istiyorum, hayatımda olacaksan ben öyle gelmem etmem demeyeceksin, özledim yazdım merak ettim, sen benim küçük sevgilimsin” gibi çok sayıda mesaj attığı anlaşıldı.
“Yazışmalar abi-kardeş ilişkisi…”
D.K.’nın şikâyeti üzerine ifadesi alınan H.İ.G ise hakkındaki suçlamaları reddederken, “Yazışmalarımız abi kardeş ilişkisi içerisindedir. D.K.’nın stajının ikinci yarısında kendisinin mutfağı değişti, gitmiş olduğu yerde birlikte staj yaptıkları arkadaşları ile arasının iyi olmamasından dolayı kendisinin moral motivasyonu çok düşmüştü, bundan dolayı da kendisine moral vermek amaçlı yazışmalarım oldu. Stajı bittikten sonra iş bulması gerektiğini bana söylediği için kendisine tanıdığım olan Çukurambar’da ismini şu an hatırlamadığım bir kafeye götürdüm, burada kendisiyle kahve içtik ve kendisine burada çalışmak isteyip istemediğini sordum, o da kabul etmeyince oradan ayrıldık. Kendisine evine bırakmayı teklif ettim ama istemedi, ben de kendisini Sıhhiye’de otobüs duraklarına orada bıraktım” dedi.
“Türlü bahanelerle dokunuyordu”
Mağdurlardan S.U ise ifadesinde, Eylül 2024-Haziran 2025 arasında TBMM’de staj yaptığını, bir ara çalıştığı birimin değişmesi nedeniyle zaman zaman önceki çalıştığı birimi ziyarete gittiğini belirterek, burada çalışan R.S isimli aşçının kendisine ‘sürekli buraya geliyorsun, burada mı çalışmak istiyorsun’ diye sorduğunu, sonrasında da R.S.’nin diğer birimdeki usta ile konuşup, yeniden aynı yere görevlendirilmesini sağladığını kaydetti. S.U, B bloğa tekrar görevlendirildiğinde aşçı R.S.’nin sürekli çeşitli bahanelerle kendisine dokunduğunu ifade ederek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Türlü türlü bahanelerle, ‘kızım misafirlere çay koy’ diyerek önce omzuma dokunuyor, sonra elini çekerek göğsüme dokunuyordu. Elinin iç kısmı benim göğsüme sürterek bir iki saniye çarpıp geçiyordu. Bunu 2–3 kez yapınca bunun yanlışlık olmadığını anladım. Çalışırken bilerek eli ile belime ‘aferin’ diyerek dokunduğu oluyordu. Elinin iç kısmı ile belime 2 saniye dokunuyordu. (…) Mutfakta kimse yoksa tokalaşmak için elimi verdiğimde beni kendisine doğru zorla çekiyordu. Ben direniyordum kendimi geriye doğru çekiyordum”
“Karımla mutlu değilim, çok güzelsin”
S.U ifadesinin devamında mağdur D.K.’nın beyanlarında bahsettiği İ.B isimli aşçının taciz ettiği iddialarını da aktardı: “İ.B, benim stajım tamamlandıktan sonra bana "ne haber nasılsın" diye mesaj attı. Onun çalıştığı stajyerin adı da S. idi, ben karıştırıp karıştırmadığını sordum, o da bana "hayır karıştırmadım" dedi. Sonra bana mesajlar atmaya başladı, bana "karımdan mutlu değilim, konuşsak aramızda kalır mı" diye sordu, ben de "her usta ile nasıl konuşursam öyle konuşurum" diye mesaj attım, "ben her usta değilim" diye mesaj attı, bana "çok güzelsin, günaydın" şeklinde mesajlar atmaya başladı. İstenildiği takdirde bu mesajları sunabilirim” diyen S.U, kendisine gönderilen mesajları da sundu. Söz konusu mesajlarda İ.B’nin “bakgüzelsin, karımla mutlu değilim, çoook güzelsinnnn, anlarsın ya” gibi sözler söylediği anlaşıldı.
O mesajları dertleşmek için atmış
S.U’nun beyanı üzerine gözaltına alınan R.S de ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddetti ve S.U’ya kesinlikle fiziksel temasta bulunmadığını söyledi. Tutuklanan İ.B ise ifadesinde, “Ben eşimle aramızın kötü olduğu için kendisine eşimle mutlu değilim diye mesaj atmıştım. Kendisiyle dertleşmek amacıyla bu mesajı atmıştım. Ben kendisine işyerinde aramızın iyi olması ve sohbet etmemiz nedeniyle yakın hissettiğimden mesaj atmıştım. Ancak kendisini
sözlü veya fiziki hiçbir şekilde taciz etmedim. Eşimle aramızın kötü olması ve kendisiyle işyerinde muhabbetimizin iyi olmasından dolayı mesaj attım” savunmasını yaptı.
"Yatak odası sesi gibi"
Bir başka mağdur öğrenci S.E.D ise ifadesinde yaşadıklarını anlatırken, soruşturmanın TBMM’de görevli bazı isimler tarafından kapatılmaya çalışıldığını da öne sürdü. Eylül 2025’te staja başladığını kaydeden S.E.D, “İlk haftalarda bir şey yoktu, Eylül ayının son haftalarında bir adam işe başladı, herkese kızgın şekilde davranırken beni yanına çekiyor, benimle iş yapmak istiyordu. Gerçek ismi D.U, takma ismi ise O’dur. Beni rahatsız edici bir şekilde sürekli ismimi telafuz ediyor, herkesin içerisinde bağırarak uzatarak "S…." diye sesleniyordu, yatak odası sesi gibiydi” dedi.
D.U.’nun bir gün elindeki telefonuna baktığını ve “Aaa bunun sevgilisi var” diye bağırdığını kaydeden S.E.D, “Yanımızda da Bülent usta vardı, D.U sonrasında bana eğilerek 'Sen onu yatakta tanıyamazsın' diye söyledi. Daha sonra B. ustanın yanına gitti, B. usta yanıma gelerek, 'Kızım bu yaşta niye sevgilin var' dedi. D.U da B. Usta’ya, 'Abi o reşit, sen karışamazsın' dedi. Ayrıca bir gün bana 'Seni su gibi içerim' diye söyledi” ifadelerini kullandı.
“Olayı çok büyüttünüz, adam 16 yıllık devlet memuru”
Kendisinin D.U.’dan şikayetçi Ben Durmuş’tan şikayetçi olması üzerine staj bürosunda görevli A.C.P.’nin “şikayetçi olursan senin başın yanar” dediğini öne süren S.E.D, şöyle devam etti: “Tabur binasında M. İsimli bir başkan varmış onun yanına gitmek istedim, ancak N. usta sıralı amirlerle görüşmemi, U.C.B’a gitmemi söyledi. Gittik. Konuyu anlattık. U.C.B “konuyu niye yarım yamalak anlatıyorsun” dedi. A.C.P.’nin izni ile annem meclise geldi. Ustabaşı R. İle görüştük. R. Usta bize önce “olayı çok büyüttünüz” dedi. Annem detaylarıyla anlatınca “ben olsam ben de büyütürdüm” diye konuştu. Sonra benim yerim değişti. 8 Ekim’de yine M. İsimli başkan ile görüşmek istedik, ancak U.C.B bu görüşmede bize “olayı büyüttünüz, bahsettiğiniz adam 16 yıldır devlet memuru” dedi. U.C.B.’nin de uzaklaştırıldığını duydum. Onunla ile ilgili de şikâyette bulundum”
“Kızın biri çocuk aldırmış”
S.E.D ayrıca geçen sene de benzer şeyler yaşandığına ilişkin duyumları olduğunu belirterek, “Bugün sabah Tabur binasında görevli M. usta konuşurken, geçen sene bir kızın 4 aylık gebe olduğunu, çocuğunu aldırdığını söyledi, ancak hangi usta kızı bu duruma sokmuş bilmiyorum” ifadelerini kullandı. S.E.D.’nin beyanları üzerine gözaltına alınarak tutuklanan D.U ise, hakkındaki iddiaları reddetti.
16 yıla kadar hapis talebi
İddianamede “eğitici ve öğretici yükümlülüğü” olan şüphelilerin, kamu görevi ve hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak, 18 yaşından küçük stajyerlere yönelik eylemleri nedeniyle “çocuğa karşı nitelikli cinsel taciz”, “çocuğun cinsel istismarı” ve “sarkıntılık düzeyinde çocuğun cinsel istismarı” suçlarından yargılamalarının yapılarak 16 yıl 6 aya kadar cezalandırılmaları istendi. İddianame, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Kaynak:Haber Merkezi