MHP’li Avukat Serdar Öktem cinayetinde itirafçının ifadesi

MHP’li Avukat Serdar Öktem cinayetinde itirafçının ifadesi
MHP’li Avukat Serdar Öktem cinayetinde 6 Ekim’de tutuklanan 18 yaşından küçük Muhammet Kaplan’ın ifadesine Yeniçağ ulaştı. İtirafçı olan Kaplan cinayetten kısa bir süre önce Gaziantep’ten geldiğini belirterek olay günü yaşananları anbean anlattı.

Gazete Pencere- Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı avukat Serdar Öktem 6 Ekim'de uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Cinayetle ilgili ikisi çocuk 13 kişi gözaltına alınmış, bunlardan dokuzu tutuklanmış 4 şüpheli ise adli kontrolle serbest bırakılmıştı.

Cinayetin ardından yakalanan 18 yaşından küçük (suça süreklenen çocukların) şüphelilerin ifadelerine Yeniçağ’dan Ersin Eroğlu ulaştı.

Suikast gecesi gözaltına alınarak 6 Ekim’de tutuklanan 17 yaşındaki Muhammet Kaplan ifadesinde cinayetten kısa bir süre önce Gaziantep’ten geldiğini söyleyerek olay günü yaşananları anlattı.

Etkin pişmanlıktan yararlanan Muhammet Kaplan’ın ifadesinde öne çıkan noktalar şöyle:

“Gaziantep'te nenemle birlikte yaşıyorum. Nenemin maaşıyla geçiniyoruz. Kendim çalışmıyorum. Liseden terkim. Uğurcan Gündoğmuş, Beratcan Gökdemir, Mustafa Aktürk, Baran Yıkılmaz, Sidar Öz, Semih Aydın, Ejder Parlak ve Cengizhan Üzümcü dışında ben kimseyi tanımıyorum. Biz Gaziantep'ten Ejder ve Cengizhan ile mahalleden arkadaşız. Çocukluğumuz beraber geçti. Ejder bizi İstanbul'a getirdiğinde Sidar Öz ile tanıştık. Yine Semih Aydın da bizim olduğumuz eve geliyordu. Aynı evde kalıyorduk. Sidar ve Ejder benim telefonumda bazı görüşmeler yapıyorlardı. Bu görüştükleri kişiler arasında Gaddar diye söyledikleri Mustafa Aktürk vardı. Bir de Fercio ve Erko diye seslendikleri şahıslar vardı. Erko isimli şahıs bana dosyadan gösterdiğiniz Erkan Kan isimli şahıs değildir. Görünüş olarak başka biriydi. Sidar ve Ejder olaydan sonra yurt dışına gittiklerinde Erko isimli bu şahısla görüşeceklerdi. Bir kez de Sidar kendi telefonundan Signal uygulaması üzerinden Reis diye seslendiği biriyle görüşmüştü. Daha sonrasında bu şahsın Beratcan Gökdemir olduğu söylendi. Sidar bu konuşmadan sonra ‘artık Reis konu ile ilgilenecek’ dedi. Bir de Ejder'e para gönderileceğini söyledi. Mustafa Aktürk ile yapılan konuşmalarda sadece para ve uyuşturucu madde gönderilmesine dair konuşma yaptıklarını duydum. Zaten telefonla yapılan hiçbir görüşmede telefonu bize göstermiyorlardı. Biz sadece sesleri duyuyorduk.”

Olay günü neler yaşandı?

Cinayet gününden yaklaşık iki buçuk hafta Gaziantep’ten geldiklerini söyleyen Kaplan olay öncesi ve olay günü yaşananları şöyle anlattı:

“Yaklaşık iki buçuk hafta kadar önce Gaziantep'te mahallede Cengizhan ve Ejder ile birlikte bonzai içiyorduk. Bu sırada Ejder ‘gelin İstanbul'a gidelim iş var, güzel elimize telefon alır geri döneriz’ dedi. Biz de ‘tamam’ dedik. Ejder bizim biletlerimizi ayarladı. Üçümüz otogardan otobüse binip İstanbul'a geldik. Otobüse bindikten sonra zaten Ejder benim telefonumu alıp kullanmaya başladı. Oradan birisi ile görüştü. O şahıs da Gaziosmanpaşa'da Kral Suit isimli bir otelin konumunu attı. Önce taksi ile bu otele gittik. Ejder oteldeki görevli ile görüştü. Daha sonrasında ‘burası yanlışmış’ dedi. Ardından ‘yürüme mesafesindeki Lara Suit otele gittik’ dedi.

Lara Suit otele gittiğimizde biz Cengizhan ile dışarıda bekledik. Ejder içeri girdi. Önce görevli yer olmadığını söyledi sonra Ejder, Gaddar isimli şahısla görüştü. O da beş dakika bekleyin sizi alacaklar, dedi. Bir süre sonra yanımıza bir görevli geldi. ‘Gelin kaydınızı yapayım’ dedi. TC. lerimizi verdik. Herhangi bir para ödemedik. Ejder görevlinin IBAN’ını Gaddar isimli şahsa gönderdi. O da gecelik 4 bin TL para göndermiş. Daha sonrasında odaya çıktık. Ejder yine Gaddar'la görüştü. Gaddar alkol vs. Almamız için 4 bin TL para gönderdi. Ertesi sabah saat 10.00 da biz bu otelden çıktık, internet paketi satın aldık. Biraz vakit geçirdikten sonra saat 13.00 sıralarında Ejder'e telefon geldi. Gaddar'la konuştu. Ardından bir emlakçıya gittik. Ejder emlakçı ile görüştü. Biz o sırada uyuşturucu içtik. Daha sonrasında emlakçı ile beraber taksi ile beraber Esenler'de 422. Sokakta bulunan bir eve gittik. Yeni bir evdi. Emlakçı anahtarı bize bırakıp gittik. Evde Cengizhan, ben ve Ejder 2 gün kaldık. Bu sırada Ejder benim telefonumu kullanıyordu. Bir gece saat 00.00-01.00 civarında ‘Reis gelecek git karşıla’ diye beni dışarı yolladı. Ben de karşıladım. Bu kişi Sidar Öz'dü. Belinde silah vardı. O da bizde kalmaya başladı. Hatta biz de evdeyken arada o silahla oynuyorduk. Bir iki gün öyle geçti. Para eksik olduğunda ya Gaddar'ı ya da ismini bilmediğim başka birini arıyorlardı. Bir iki gün sonra Semih Aydın geldi. Sidar ağabey eve geldikten sonra benim telefonumla o da görüşmeye başladı. O da Gaddar'ı arıyordu. Başka kişilerle de görüşüyordu. Birisine Fercio diyordu. Kendi telefonuyla da Şeho dayı diye birisiyle görüşüyordu. Daha sonrasında Semih ve Sidar evden ayrıldılar. Bir iki gün sonra eve geri geldiler. Ellerinde de bir tane çanta vardı. Çantayı açtığımda içerisinde bir tane tabanca iki tane de keleş vardı. Bana keleşi sen kullanacaksın dediler. Ben kullanamayacağımı söylediğimde yapılı olan sensin sen kullanacaksın diyerek ateş etmeyi gösterdi. Ardından sabah 06.30'da çıkıp gideceğiz dediler. Sonrasında siyah bir Cupra araçla ben, Cengiz, Semih, Sidar ve Ejder ile bir tane evin önüne gittik. Evin iki tane otoparkı vardı. Aşağı otoparkta da yine bizden birisi bekliyordu ama ben kim olduğunu bilmiyorum. Hatta o diğer aracın orta plakası KVP şeklindeydi. Saat 12.30 olduğunda Sidar telefonla yeniden görüşmeye devam etti. Telefondaki kişi ofisin oraya gideceksiniz, kollamacı önden gitsin, dedi. Ondan sonra biz de Cupra araçla ofise doğru gittik. Orada Sidar telefonda 4-5 kişi ile görüştü. Bir süre sonra 15-16 yaşlarında kumral bir çocuk aracın yanına geldi. Bize bir miktar para getirdi. 16 bin 700 TL para vardı. Ardından petrole gidip 3 bin TL’lik yakıt aldı. Bir yandan da uyuşturucu madde kullandığımız için Cengizhan inip sigara aldı. Ofisin önünde beklerken Sidar telefonda görüşürken o adam kesin ölecek dediler. Cengiz ve ben biraz panik olduk. Ben gideceğim dedim. Araçtan inmek istedim. Ejder siz inip Antep'e gitmeye kalkarsanız ailenizden birinin cenaze haberini alırsınız, dedi. Şok oldum, inemedim. Bizi tehdit etmeye devam ettiler. Ejder küfür etmeye başladı. Biz o şekilde arabanın içerisinde konuşurken ‘tamam iş bitsiz Antep'e gidersiniz’ dedi. Bir 15 dakika sonra bir telefon geldi. Çabuk adam gidiyor, bu iş olmazsa reis sizin mezarınızı kazar, dedi. Semih de hemen kendisine gelen konuma doğru arabayı sürdü. Gittiğimizde Sidar araç bu dedi. Önce Cengizhan aşağı indi. Sonra Ejder beni ittirip in aşağı dedi. Arkamdan diğer ikisi de indi. Ben sadece bir el ateş ettim. Sonra zaten silah çalışmadı. Benim elimde keleş vardı. Bir an baktığımda arabada bir sürü mermi girişi vardı. Olayda Sidar abi ve ben keleş kullandık. Olay sonrasında hepsi araca bindi ben de peşlerinden bindim. Sonra yola çıktık. Ejder ve Sidar firavun öldü diye bağırmaya başladılar. Telefonda biriyle görüştüler. O da aferin aslanlarım adam kopmuş, dedi. Sonrasındaki elindeki dolarları saçarak sevindi. Daha sonrasında ormanlık bir alana gittik. Orada arabayı bıraktık. Sidar abi bize kıyafetleri çıkardı onları değiştik. Daha sonrasında telefonla görüştü. Telefonları kırın dedi. Benim telefonum zaten ondaydı. Benimkini de kırdı. Telefondaki kişi bir taksici göndereceğini söyledi. Onun gönderdiği taksiye bindik. Bindiğimizde taksici hala birisine ‘gülüm çocuklar bindi’ diyordu. Sonra yola çıktık. Sidar bana senin telefonunun kırıldığı için sana 3 bin TL daha vereceğim, dedi. Telefondaki kişiye de Semih ve Ejder ile birlikte yurt dışına kaçacağını bizi otogara bırakacağını söyledi. Telefondaki kişi de sana ‘50 bin TL atayım gidin kokain için, viski için’ dedi. Sonrasında zaten polislerce yakalandık.”

Ne olmuştu?

Serdar Öktem, 6 Ekim'de İstanbul'da aracında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Öktem'in içinde olduğu araca Büyükdere Caddesi'nin Zincirlikuyu mevkiinde ateş açıldı. Saldırı sonrası ait görüntülerde, aracın şoför bölümüne en az beş kurşun isabet ettiği görülüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün olayla ilgili 13 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. "Arnavutköy ilçesi civarında" yakalanan zanlılardan ikisinin 18 yaşın altında olduğunu açıklanmıştı. Cinayette kullanılan iki kalaşnikof ile iki tabanca da ele geçirildi.

Serdar Öktem, Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında yargılanan isimler arasındaydı. Davada da bir süre hapis yatmıştı. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş silahlı saldırı sonrası bir paylaşım yaptı. Ateş, Öktem'in de aralarında olduğu bazı isimlerin, "can güvenliğinin sağlanması" için mahkemeye talepte bulunduklarını hatırlattı. Ateş, "Serdar Öktem'in Apple'dan cihaz bilgilerinin gelmesi önemliydi ve devam eden diğer soruşturma dosyasında Sinan Ateş suikastine ilişkin yer alan iddialar çok ciddiydi" dedi. Yaklaşık 21 ay tutuklu kalan Öktem, 2 Ekim 2024'te adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Öktem, tutuksuz yargılanıyordu. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2024'te Ateş davasında 22 tutuklu sanık hakkında dava açmış, iddianameyi 7 Mayıs'ta kabul etmişti. İlk tutuklanan sanıklar arasında Serdar Öktem de bulunuyordu. Geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı da yapan Öktem, aynı zamanda davanın diğer sanıkları Doğukan Çep, Eray Özyağcı ve MHP'li Ufuk Köktürk gibi isimlerin de avukatıydı. Sanık Öktem savunmasında suçlamaları reddederek, "dosyanın eski savcılarının manipülasyonlarıyla" tutuklandığını savundu. Öktem savunmasında ayrıca, "Mensubu olduğum bir camiaya (suçu) yıkmak için 18 aydır bize zulmediliyor" demişti. Avukat Öktem, cinayetin ardından gözaltındaki sorgusunda telefonunun şifresini vermediği için telefon incelemesi yapılamadı. Geçmişte Covid geçirdiği için hafıza kaybı yaşadığını ve şifreyi hatırlamadığını söyleyen Öktem, telefonun şifresini şimdi de hatırlamadığını söylemişti. Öktem, Avukatlık Kanunu 36. madde kapsamında şifreyi vermeyeceğini de ifade etmişti.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar