Özel'den Dilovası'ndaki katliama tepki: Fabrika sahibi tanıdık çıktı!

Özel'den Dilovası'ndaki katliama tepki: Fabrika sahibi tanıdık çıktı!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis grup toplantısında vekillere seslendi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM grubunda yaptığı konuşmada 10 Kasım törenleri vesilesiyle Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla birlikte Anıtkabir’de bulunduklarını belirterek, “Dün saat 09.05’te tek başına tarlasında, fabrikasında, vapur güvertesinde başını eğip elini kalbine koyan milyonlarca yurttaşımızla birlikteydik” diyerek minnetini dile getirdi.

Konuşmasında öne çıkan bazı ifadeler şöyle:

  • “Baba ocağı parti”, “Cumhuriyet’e sahip çıkma” vurgusu: Özel, Atatürk’ün iki büyük eserinden birinin Cumhuriyet olduğuna, diğerinin ise “Cumhuriyet Halk Partisi” olduğuna dikkat çekti.

  • İstanbul’a yönelik yüksek beklenti: “Biz, İstanbul’u dünyanın en önemli mirası olarak görüyoruz” diyerek, İstanbul’da kamuya ait işgal edilmiş yeşil alanlar, imar rantları gibi konulara değindi.

  • İş kazası ve çocuk işçi göndermesi: Özellikle Dilovası’ndeki iş yeri yangınında hayatını kaybeden çocuk işçilerden söz ederek, “Kaçak işçi çalıştıran bir iş yerinde 17 yaşındaki Tuğba kardeşimiz hayatını kaybetti” diyerek sık denetim eksikliğine vurgu yaptı.

Konuşması şöyle:

"Kaçak işçi ve çocuk işçi çalıştıran tesisin sahipleri değerli milletvekillerim bilhassa pandemide grubumuzun yarısı o dönemde de milletvekiliydi. Maalesef tanıdık çıktı.

Şirket pandemide meclise tek başına kolonya ve dezenfektan tedariki yapan...

Genel Kurul'da Tekirdağ'dan hareketle Meclis Başkanına Sayın Şentop'a bu firma bu ihaleyi ne zaman aldı dediğimde önce o ihalenin, o şirketin onları bedava verdiği söylenen.

Sonra davet usulü ihaleler çıkan ve yurt dışına sattığı kolonyalarda metanol bulunan onu içeriye satan.

Yurt dışından getirdiği hammadde arasında uyuşturucu çıkan, tutuklanan ama sonra bir şekilde beraat eden Ali Osman Akat'ın Akat ailesinin bir şirketi olduğu ortaya çıktı.

Yani bu çağrılar yapılıyor. Bu ihbarlar yapılıyor. Ama bir türlü gidilmiyor. Vatandaş diyor ya. Kaç kere şikayet ettik. Söyledik. Hepimiz biliyorduk. Gelemeyiz, yapamayız, yıkamayız.

"Bütün Dilovasını yıkacağım. Sonra ancak geleceğim burayı yıkacağım" diyenlerin aslında 14 Nisan 2022'de mecliste tartıştığımız.

AK Parti'ye yakın, AK Parti'nin koruduğu kolladığı ihaleler verdiği. Tekirdağ'da AK Parti siyasetini finansına katkı sağlayan şirketi Kocaeli Dilovasındaki o katliamda gördük.

Çalışma Bakanı Haziran 2023'te göreve gelmişti. O günden bugüne 4836 emekçi öldü. Yani bütün vatandaşlarımıza şunu hatırlatmak isterim. Soma faciası oldu. Bütün dünya Soma'ya baktı. Bütün Türkiye Soma'yı izledi. Neredeyse bir ay bütün televizyonlar 2 3 hafta Soma'da madenin ağzından verdiler akşam ana haberlerini. Sunucular oradaydı. Bütün gazeteciler oradaydı. Ve ne diyorduk? Soma'yı unutursak yüreğimiz kurusun. İlk gün mahkemenin kapısında kilometrelerce kuyruk vardı. Son gün öldürdükleri kişi başına beşer gün yatıp çıktıklarında içeride biz 180 kişiydik. 300 kişilik mahkemede. Son karar gününde.

Soma'yı unutursak yüreğimiz kurusun sözünü çok bilip çok beğenip hashtag yapanlar, alt yazıda yazanlar orayı bıraktılar, döndüler, gittiler ve kaderine terk ettiler. İşin orasını bir hatırlatayım da. Bir de şurasını hatırlatayım.

Sadece bu Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı geldik beri 30 ayda 16 tane Soma katliamı yaşandı Türkiye'de. 16 tane. 4836 kişi. O yüzden öyle toplu olunca, çarpıcı olunca bunların üzerinde çok ciddi ciddi konuşmak, büyük büyük laflar etmek değil.

Esas daha Erdoğan 2. kez şimdi seçilip de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen yapı içinde. Yani hızlı karar alan, denetim yok, benetim yok. Bir kere oy veriyorsun 5 sene söz hakkın yok. Bakana soru sormak yok.

36 çocuğu yakan elini kolunu sallaya sallaya geziyor

Sözlü soru yok. Bu şartlarda ya bu bakana genç soru vermek yok. Çağırıp da hesap sormak, tekrar oya sunmak yok sistemde. Kartalkaya'da 78 kişiyi, 36'sı çocuk cayır cayır yakan adam kasıla kasıla geziyor. Burada 30 tane 16 tane Soma katliamı yaşanmış bu faciada gidip de bakmamışlar.

Bugün Meclis gene mecliste plan bütçe komisyonunda bu bakan gelmiş oturuyor. Sen ona genç soru veremiyorsun. Daha 1 hafta önce Gebze'de çöken binada 4 yurttaşımızı kaybettik. İlk dakikalarda metro inşaatı ile alakası yok diyen Ulaştırma Bakanı. Şimdi yavaş yavaş yanlamaya başladı. Gidip ona bunun hesabını soramıyorsun.

Böyle bir rejim, böyle bir düzen olmaz. Türkiye'de her 5 çocuktan bir tanesi çalışıyor. MESEM ile çalışmaya zorlanan çocuk sayısı 2 milyonu geçti. 2 milyonu geçti. Bakın bugün Çalışma Bakanlığı'nın bütçesi var. Çalışma Bakanlığı'nın bütçesinde çocuk işçiliğiyle mücadele edilsin diye bir ödenek kalemi var. 2023 yılında buraya 41 trilyon para ayrılmıştı.

Geçen sene 2024'te 41 trilyon ya, 41 milyon ya bunun beklersin ki hiç değilse 60 milyona çıkacak. 28 milyona düşürmüşlerdi. Bu sene ne kadar biliyor musunuz? Sıkı durun. 1000 lira koymuşlar. 1000 lira. Yani para koymamışlar. 0 yazamadıkları için iz ödenek koymuşlar oraya.

MESEM tepkisi

Bu sene orayla ilgili yani 2 yıl önce 41 milyon ayırdıkları çocuk işçiliğiyle mücadeleye bu sene bütçe dahi ayırmamışlar. Aynı bütçede bugün bu mecliste plan bütçede görüşülmekte olan aynı bütçede Çalışma Bakanlığı bütçesinde MESEM üzerinden okul çocuğunu ucuz işçi yapıyorlar ya güvencesiz işçi yapıyorlar ya. MESEM üzerinden patronlara verilmek üzere teşvik kalemine ise 6 milyar lira koymuşlar. Bir tarafa 1.000 TL. Yani 0 TL. Bir tarafa patronlar için MESEM 'de çocuk çalıştırsınlar diye onlara teşvik kalemine 6 milyar lira koymuşlar. İşte İşte görevi süresince 16 tane Soma katliamı olan çocuk işçilikte mücadeleye para koymayan, çocuk işçilik sistemine teşvik koyanların, Kartalkaya'nın baş sorumlularının, Gebze'de çöken binanın sorumlularının burada gelip pişkin pişkin oturup bir genç soruya dahi muhatap olmadıkları düzenin adına AK Parti'nin kara düzeni diyoruz. Mutlaka bu düzeni sonunu getireceğiz. Mutlaka getireceğiz. 16 buraya başkanım yanında. 16 buraya başkanım yanında.

Şimdi bu AK Parti'nin kara düzeninin içinde.... Neler oldu neler? Bir Soma'yı hatırladık, Ermenek'i, Afyon'daki cephanelik patlamasını, nereyi düşünsen bitmez acılar ama herhalde 6 Şubat depremi bu sürecin içindeki en büyük travmalarımızdan bir tanesi. Halen daha da yaralar sarılabilmiş değil. Ama bu iktidar hem 6 Şubat'tan hemen sonra bir yıl içinde herkes evine geçecek dediği halde seçim kampanyasını bunun üstüne kurduğu halde

Deprem konutları

Halen daha 350.000 kişi konteynerlarda yaşadığı 3. yıl geliyor, 1000 gün geçti halde bir tane drone cafcaflı bir sokağa karşılıklı 15 tane, 30 tane apartman güzel drone çekimleri gitsin gelsin. Arka sokağa bakmadan, konteyneri görmeden, verilen sözün tutulmadığını örten İstanbul'a Ankara'ya, Manisa'ya, Rize'ye biz sözlerimizi tuttuk diyen bir haksızlık Hatay'ı çıldırtıyor. Adana'yı Adıyaman'ı çıldırtıyor.

Malatya'ya bu kadar da olur mu dedirtiyor. Kahramanmaraş'a yazıklar olsun dedirtiyor. Ama İstanbul'a kar yağmadan Türkiye'ye kış getirmeyenler depremin 1000'inci gününde iletişim kampanyası yürüttüler. Dedim ki nasıl yapıyorlar?

En güzel yerleri çekiyorlar. Hatay'da durum ne? İşte milletvekilleri burada, Hatay perişan. Malatya perişan, Maraş perişan, Adıyaman perişan. O zaman dedim ki madem öyle. Hani videoları açıp açıp izletiyor da sonra oradan onu söylüyor, bunu söylüyor ya öyle ne montaj ne bir şey. Dün dün Adıyaman, dün Malatya, dün Kahramanmaraş, dün Hatay. Ekranın sol üst köşesinde dünün tarihini ve neresi olduğunu ve aslında depremin 1000'inci gününde Murat Kurum'un iletişim kampanyası diye Türkiye'yi kandırdığı bölgede aslında neyin olduğunu hep beraber bir izleyelim. Kapatalım ışıkları, yayında kalanı ve yayından kaçanı görecek millet. Hiç kimseye hakaret yok. Gerçek depremzedenin duygusu, düşüncesi ağzından çıkanlar. Görün bakalım neymiş bölgede yaşananlar? (Depremzedelerin yaşadıklarını anlatan video izletildi)

SİNPAŞ'e eleştiri

Bir yandan, bir yandan da AK Parti'nin kara düzeninde bir yandan yangını görüyoruz. Bir yandan göçüğü görüyoruz, bir yandan depremde vermediği sözleri görüyoruz.

Bir yanda da planlı şehirleri, doğayı ve halkı gözetmeyen, yandaş olunca gözü dönmüş bir rantçılığa ses etmeyen bir iktidarı görüyorum.

Sinpaş Marmaris'te 1998 Sinpaş'a 98'de buranın verilmesi de yanlış ama 98 bu halde. Marmaris'te aday belirleme sürecindeyiz.

En büyük travma Sinpaş. Çünkü ikinci etap büyümüş, 3 etap diyorlar. Devlet arkalarında Marmaris bizden bu, buna mücadele edecek bir aday arıyor. Bugünkü Marmaris Belediye Başkanını MYK salonundan gece 3'ü çeyrek geçe aradım. Gece 3'ü çeyrek geçe.

Dedim ki gencecik yaşındasın. İlçe başkanlığından tanıyoruz. Sen dedim geldiğinde başta bu Sinpaş, bu rantçılarla mücadele edebilecek misin? Ederim Genel Başkanım. Söz mü? Söz. Cumhuriyet Halk Partisi sözü mü? Cumhuriyet Halk Partisi sözü. Acar Ünlü'yü görevlendirdik. 98'de şu halde ama büyük resim için görürseniz şu kadarı var 98'de. Şimdi dağlar dolmuş. İkinci etapla buralar dolmuş.

3 etapla villalar, millalar 46.000 metrekarelik yer yandaş Sinpaştarafından 273.000 metrekareye çıkarılmış. Ha buralarda bizim sürecimizde seçime 3 gün kala imza atılmış. İmzayı atanları ben partimden attım. İmzayı atanların yani bu suça bir şeyiyle giderayak ortak olanların Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir partide yeri yok dedik. Acar Ünlü geldi.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar