Rezan Epözdemir: Yahudilerin bakire kız öldürüp ayin yaptığını öne sürmek bir akıl tutulmasıdır

Rezan Epözdemir: Yahudilerin bakire kız öldürüp ayin yaptığını öne sürmek bir akıl tutulmasıdır
Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, bugün yayımlanan yazısında, "Mayasız ayini" açıklamasıyla tartışılan avukat Rezan Epözdemir'in "Keşke mahkemenin tartıştığı gerekçeleri anlatırken konuyu daha derli...

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, bugün yayımlanan yazısında, "Mayasız ayini" açıklamasıyla tartışılan avukat Rezan Epözdemir'in "Keşke mahkemenin tartıştığı gerekçeleri anlatırken konuyu daha derli toplu anlatsaydım. Keşke ‘Yahudi’ kelimesini kullanmasaydım, ‘Mayasız ayini’ demeseydim. Sadece ‘Mahkemede cinayetin gerekçeleri ele alınırken bir ayine mi kurban gitti meselesi de tartışıldı’ demekle yetinseydim" dediğini aktardı.

Hakan'ın aktardığına göre, Epözdemir; ayin konusunu Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut'un mahkeme gündemine getirdiğini belirtti. Epözdemir, "Yahudilerin bakire kız öldürüp ayin yaptığını öne sürmek bir akıl tutulmasıdır. Manyakça ve sapıkça bir palavradır. Bu palavrayı azıcık da olsa ciddiye almak bile korkunç bir ayıptır. Hiçbir inanç grubu, böylesi sapıkça ve manyakça bir ithamla karşı karşıya bırakılamaz" ifadelerini de kullandı.

Hakan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

REZAN Epözdemir aradı.

Uzun uzun konuştuk.

O tezlerini anlattı, ben sorular sordum.

Hayli üzgün geliyordu sesi.

Bir özeleştiri yaptı konuyla ilgili olarak.

Tam olarak şunu söyledi:

“Keşke mahkemenin tartıştığı gerekçeleri anlatırken konuyu daha derli toplu anlatsaydım. Keşke ‘Yahudi’ kelimesini kullanmasaydım, ‘Mayasız ayini’ demeseydim. Sadece ‘Mahkemede cinayetin gerekçeleri ele alınırken bir ayine mi kurban gitti meselesi de tartışıldı’ demekle yetinseydim.”

Rezan Epözdemir, bir inanç topluluğunu asla hedef almadığını ve almayacağını da ısrarla vurguladı.

Ardından da şunu söyledi:

“Benim böyle bir şey yapmam, hayatım boyunca mücadele ettiğim insani değerleri hiçe saymam, kendimi inkâr etmem anlamına gelir.”

Peki bu ayin konusunu mahkemenin gündemine kim getirdi?

Sanırım Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, bu konuyu hem kamuoyu önünde hem mahkemede dile getirmiş.

Eski bir demecinde şöyle diyor Süreyya Karabulut:

“Ben olayın ilk gününden bugüne kadar bu cinayeti Cem Garipoğlu’nun tek başına işlediğine asla ve asla inanmadım. İnanmak da istemiyorum. Cem Garipoğlu, kızımı o eve tek başına götürmedi. Kızım o eve getirildi. O evde ayin yapıldı. Garipoğlu ailesi ayin yaptı.”

Sonuç olarak ben şunu bilir şunu söylerim:

Yahudilerin bakire kız öldürüp ayin yaptığını öne sürmek bir akıl tutulmasıdır. Manyakça ve sapıkça bir palavradır. Bu palavrayı azıcık da olsa ciddiye almak bile korkunç bir ayıptır. Hiçbir inanç grubu, böylesi sapıkça ve manyakça bir ithamla karşı karşıya bırakılamaz.

Yazının tamamı için tıklayın...