Şahbaz'dan Casusluk davasına sert eleştiri: Çifte standart yok

Şahbaz'dan Casusluk davasına sert eleştiri: Çifte standart yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, sağlık verilerinin sızdırılması ile ilgili olarak, Ulaştırma Bakanı’nın sözlerinin iktidarın onayı olduğuna dikkat çekti. Ekrem İmamoğlu ve diğerlerine yönelik açılan davayı eleştirdi.

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, sağlık verilerinin sızdırılmasına dair önemli açıklamalarda bulundu.

CHP'nin Sağlık Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile çalışma arkadaşı Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ'a casusluk suçlamasıyla açılan davaya tepki gösterdi. Şahbaz, geçtiğimiz yıl Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun, FreeWebTurkey tarafından gündeme getirilen ve MLSA'nın yargıya taşıdığı kişisel verilerin çalındığını doğruladığını hatırlatarak, yazılı bir açıklama yaptı.

"Ulaştırma Bakanı'nın sözleri, bu rezaletin iktidar eliyle teyit edilmesidir. Sağlık sisteminden sızan veriler üzerinden sahte e-imzalar ve sahte diplomalarla büyük dolandırıcılıklar gerçekleştirildi. Ancak dönüp bakıldığında, aynı yargı hoyrat bir şekilde, mantiksal deliller olmaksızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nu, çalışma arkadaşı Necati Özkan'ı ve gazeteci Merdan Yanardağ'ı casuslukla suçlamaktadır. Gerçekten bu yapılan resmi incelemelerde veri kopyalamak gibi bir durumun olmadığı yargı kararıyla ispat edilmiştir. Sonuç olarak, Ortada çifte standart bile söz konusu değildir," dedi.

"Sosyal Güvenlik Kurumu eliyle vatandaşların sağlık ve kişisel verileri para karşılığı satıldı. Bu skandal, 2016 yılı Sayıştay raporlarına dahi geçti. Ardından pandemi döneminde 85 milyon yurttaşın en mahrem bilgileri, sağlık kayıtları ve kişisel verileri sızdırıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu'nun "Bu pandemi sürecinde sağlık sisteminden bir sızıntıdır… Maalesef önlenemedi" sözleri, bu rezaletin iktidar eliyle teyididir. Sızdırılan veriler üzerinden sahte e-imzalarla, sahte diplomalarla büyük dolandırıcılıklar yapıldı. Bu yalnızca bir sızma meselesi değil; Anayasa'nın 17. ve 20. maddeleriyle güvence altına alınmış yaşama hakkının ve özel hayatın gizliliği hakkının doğrudan ihlalidir. Sağlık hakkı ticaret konusu edilemez, en mahrem bilgiler servis edilemez. Buna rağmen ne dönemin Sağlık Bakanı, ne Ulaştırma Bakanı, ne de KVK Kurumu Başkanı ve sorumlular hakkında tek bir soruşturma açılmıştır.

" Bu tablo, yargının iktidarın baskısı altında nasıl biçimlendirildiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu tutum, ülkemizi her geçen gün daha karanlık bir yola sürüklemektedir "

Toplum güvenliğini ortadan kaldıran fiillere karşı hiçbir önlem almayan iktidar, sorumluları korurken; muhalefeti bastırmak için hukuksuz bir infaz süreci yürütmektedir. Bu anlayış, ülkemizi her geçen gün daha da karanlık bir tünele sürüklemektedir. CHP, halkıyla birlikte bu karanlığı yırtacak, baskıya ve hukuksuzluğa boyun eğmeyecek, ülkemizde demokrasiyi mutlaka kuracaktır."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar