Şamil Tayyar'dan iktidar medyasına eleştiri: Reis maskesiyle racon kesiyorlar, liyakatsizlik var
İktidar medyasında yaşanan "tarafsızlık" ve "kim kimi savunmalı" tartışması, Şamil Tayyar’ın Halk TV’de Remziye Demirkol'a yaptığı çarpıcı açıklamalarla yeni bir boyuta taşındı. Tayyar, iktidarın medya stratejisinin artık "duvara tosladığını" belirterek, Türkiye’de gazetecilik ile siyaset arasındaki sınırların kalmadığı sistemik bir kriz yaşandığını savundu.
Tayyar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücünü kendi gücüymüş gibi kullananların yarattığı tahribata dikkat çekti:
İktidarın uzun süredir kendi medyasında nitelikli isimler yetiştiremediğini belirten Tayyar, Habertürk örneğini vererek; "Kayyım atanan Habertürk’ün başına getirecek 3-5 tane güçlü seçenek çıkmıyor. Bu bir liyakat problemidir" dedi.
Geçmişte seçimlerin kazanılmasıyla hataların gizlendiğini ancak artık %50 + 1’in garanti olmadığı bir realitede, yapılan tüm yanlışların duvara tosladığını ifade etti.
Reis maskesiyle racon kesiyorlar
Tayyar, özellikle sosyal medyada ve ekranlarda iktidarı savunma iddiasında olan bazı gazetecilerin kendilerini partinin üzerinde konumlandırmasına tepki gösterdi:
"Reis maskesiyle AK Parti’ye ayar vermeye çalışan bir grup çıktı. İstediği bakana, genel başkan yardımcısına sataşıyorlar. Partinin üzerinde bir vesayet unsuru gibi racon kesen bu kitle çok rahatsız edici" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin gazetecilik hüviyetinden sıyrılıp siyasetçi edasıyla konuşmasının demokratik açıdan sakıncalı olduğunu savundu.
Tayyar’ın çözüm önerisi rollerin net bir şekilde ayrılması:
Gazetecilerle siyasetçilerin aynı zeminde tartıştığı programları "sahici" bulmadığını söyledi.
Ekranlarda muhalefet temsilcilerinin karşısına gazetecilerin değil, AK Partili veya MHP’li siyasetçilerin çıkması gerektiğini, aksi halde bir "orantısız güç" ve temsil krizi oluştuğunu belirtti.
Operasyonların arkasında siyasi bir hesap veya Bilal Erdoğan için bir "mıntıka temizliği" yapıldığı iddialarını reddetti:
"Burada bir siyasi pencereden tasnif yok. Muhalif isimler de var, iktidara yakın isimler de var" diyerek operasyonların tamamen somut delillere dayalı olduğunu savundu.
Erdoğan’ın "kimsenin gözünün yaşına bakılmaması" konusunda net bir desteği olduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın parti üzerinde tam hakimiyeti olduğunu, böyle bir proje için yargıya ihtiyaç duymayacağını belirterek iddiaları gerçekçi bulmadığını söyledi.
Ahmet Hakan’ın yazısını da okuduğunu ancak Hande Fırat’ın "gazetecilik sınırlarının aşıldığına" dair yazısının teknik olarak daha doyurucu ve üzerinde durulması gereken bir yazı olduğunu belirtti.
Kaynak:Haber Merkezi