Siyanür sızıntısını Meclis'e taşıyan Yeneroğlu anlattı: Felaket nasıl geldi?

Siyanür sızıntısını Meclis'e taşıyan Yeneroğlu anlattı: Felaket nasıl geldi?
2022 yılında Anagold adlı şirketin işlettiği altın madenindeki siyanür sızıntısını Meclis'e taşıyan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, dünkü felaketin nasıl geldiğini yıl yıl anlattı.Erzincan'ın...

2022 yılında Anagold adlı şirketin işlettiği altın madenindeki siyanür sızıntısını Meclis'e taşıyan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, dünkü felaketin nasıl geldiğini yıl yıl anlattı.

Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu geniş bir alanda, saat 14.00 sıralarında toprak kayması meydana geldi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göçük altında 9 işçinin kaldığını açıkladı.

Anagold Maden'de (İliç'te) çalışan bir işçi, T24'e aktardığı bilgilerde her vardiyada 400 işçi çalıştığını belirterek, "Biz burada üç vardiya çalışıyoruz. Her vardiyada 400 işçi var. Bizim vardiyamız bittiğinde 'Olay var' deyip saat 13:30 gibi haber verdiler. Görüntülerin arka tarafında da kayma var. Gördüğünüz topraklar siyanürlü" dedi.

İliç'teki madeni işleten "Anagold'" adlı şirketin tüm itirazlara rağmen Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde kapasite artırımına gittiği ve maden hakkında “ÇED raporuna gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı. Çöpler Altın Madeni ocağında,  madenin kapasitesi uzmanların uyarılarına rağmen, 2020 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ikinci defa artırılmıştı. AKP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen Murat Kurum, dönemin bakanıydı. Kurum’un imzasını taşıyan onay ile maden alanı 3 kat artırıldı.

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu ise İliç'te göz göre göre gelen felaketi yıl yıl, aşama aşama aktardı. Daha önce "siyanür sızıntısı"nı TBMM’ye taşıyan DEVA Partisi, Erzincan İliç’te siyanürlü boruların patlamasını dönemin bakanı Murat Kurum’a sormuştu.

Yeneroğlu, 2018 yılındaki "ÇED olumlu" kararından Danıştay kararına, Anayasa Mahkemesi kararından Meclis'e taşınmasına kadar 6 yılda neler yaşandığını, felaketin nasıl göz göre göre geldiğini şöyle aktardı:

6 yılda neler yaşandı?

"İliç felaketi bağıra bağıra geldi. Nasıl mı?

Yıl 2018: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Erzincan İliç’te maden işletmesi revizyon ve kapasite artırımı projesine ÇED olumlu kararı veriyor.

Yıl 2019: Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan Eşref Demir’in, ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde açtığı dava, bilirkişi raporundaki eksiklere rağmen reddediliyor.

Yıl 2020: Danıştay kararda bir hata olmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunu reddediyor.

Yıl 2023: Anayasa Mahkemesi, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki eksikliklere dikkat çekerek başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmediyor.

"İktidarın yok etmeye çalıştığı hukuk devleti işlese bu felaket yaşanmayacaktı"

Ne yazık ki kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının üzerinden bir ay geçmeden, bugün son zamanların en büyük çevresel felaketlerinden biri yaşandı…

Anayasa Mahkemesinin haklı tespitleri ve daha fazlası çevre dernekleri, meslek kuruluşları, siyasetçiler ve gazeteciler tarafından ısrarla dile getirilmişti. Ben de geçmişte bu konuda Evrim Rızvanoğlu’nun hazırladığı soru önergesini Meclis gündemine taşımıştım.

Bölge halkının 5 yıl önce başlattığı mücadele ve devamında gelen tepkiler dikkate alınsaydı bugün koskoca dağın çökmesine şahitlik etmez; acılı şekilde kaç canımızın göçük altında kaldığını merak etmezdik.

Bağıra bağıra gelen bu felaketin sorumlularının hesap vermesi hukuk devletinin gereğidir ancak maalesef normali kaybedeli çok oluyor. Zaten iktidarın yok etmeye çalıştığı hukuk devleti işleseydi, bu felaketi yaşamayacaktır. Fakat artık ülkemizin normali, Anayasa Mahkemesi'nin maruz olduğu gibi bu hak ihlallerini tespit edenleri terörize etmek ve devlet mekanizmasında denge denetimi yok etmek."