Soylu, polis evine paramotorlarla gelip saldırdıklarını iddia etmişti: Sanıklar beraat etti

Soylu, polis evine paramotorlarla gelip saldırdıklarını iddia etmişti: Sanıklar beraat etti
Süleyman Soylu'nun, "Suriye'den paramotorla gelip saldırdılar" dediği Mersin'deki polis evine yapılan silahlı saldırı davası sonuçlandı. Sanıklar davadan beraat etti.Gazeteci Tolga Şardan, 26 Eylül 2022 akşamı Mersin'deki polis...
Süleyman Soylu'nun, "Suriye'den paramotorla gelip saldırdılar" dediği Mersin'deki polis evine yapılan silahlı saldırı davası sonuçlandı. Sanıklar davadan beraat etti.

Gazeteci Tolga Şardan, 26 Eylül 2022 akşamı Mersin'deki polis evine yapılan terör saldırısına ilişkin ayrıntıları paylaştı.

26 Eylül 2022 akşamında Mersin'de polis evine düzenlenen terör eyleminde polis memur Sedat Gezer şehit olmuştu.

Saldırıyı PKK adına gerçekleştiren iki terörist ise olay yerinde öldürülmüştü.

Saldırının ardından açıklamalarda bulunan dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP ile saldırı arasında bağlantı kurmuş ve CHP'nin 2020 yılında hazırladığı "tutuklu gazeteciler" raporunda yer alan Dilşah Ercan'ın, PKK adına bombalı saldırıyı gerçekleştirdiğini açıklamıştı ancak Dilşah Ercan'ın parmak izi, eylemde öldürülenlerin parmak iziyle örtüşmedi.

Ayrıca Soylu, iki kadın teröristin Suriye'nin kuzeyinden 12 saat boyunca paramotor kullanarak Mersin'e geldiği iddiasında da bulunmuştu.

Yargılama Mayıs ayında başladı

Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olaya ilişkin 2'si firari 9 sanığın yargılaması 2023 yılının Mayıs ayında başladı.

Sanıklardan Dilşah Ercan ile Ahmed Ahmo hakkında yakalama emri çıkartıldı ve daha sonra dosyaları diğer sanıklardan ayrıldı. Yargılama sürecinde mevcut 7 sanık savunmalarını yaptı.

Yargılamanın son duruşması ise 9 Şubat'ta yapıldı. Savcı son duruşmada sanıklara farklı hükümlerden ceza istedi.

Savcı, sanıklardan Sanıklar Zeki Önen, Mazlum Dolaşır, Ahmet Erdoğan, Kahraman Bağış, Fatih Süle ve Mazlum Karaboğa hakkında "PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda, PKK/KCK silahlı terör örgütü adına örgütün organizasyonu dâhilinde hareket ederek eylemi gerçekleştiren iki kadın terörist ile birlikte iştirak iradesi kapsamında örgütün belirlediği iş bölümü ve görev paylaşımı içerisinde hareket ederek üzerlerine atılı devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Şehit Polis Memuru Sedat Gezer'e karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme, yaralanan polis memurları ve bekçilere karşı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" iddiasıyla "ağırlaştırılmış müebbet hapis" talebinde bulundu.

Sanıklar beraat etti

Sanıkların son savunmalarını alan mahkeme heyeti, sanıklardan Zeki Önen, Mazlum Dolaşır, Ahmet Erdoğan, Kahraman Bağış, Fatih Süle, Mazlum Karaboğa, Sait Demir, Abdülgalip Gök'e, beraat verdi.

Şardan'ın yazısının devamı şu şekilde:

"Bunun anlamı, sanıklar hakkındaki iddiaların somuta ulaşmadığı, sanıkların söz konusu suça karışmadıklarıdır.

Aynı zamanda, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun olayın ardından yaptığı açıklamada ortaya koyduğu siyasi modelin yanlışlığı da anlaşıldı.

Ve şimdi; CHP'yi terör örgütüyle iltisaklandırmada siyaset adına hiçbir sakınca görmeyen, o günlerin "haşmetli" İçişleri Bakanı Soylu, şimdilerde İstanbul'da seçime yönelik çalışmalarında "tüm sempatikliği"ni kullanarak aynı CHP'nin seçim bürosunu ziyaret etmekte sakınca görmüyor.

Üstüne üstlük, "siyasetin nazireleri vardır. Hoşgörüleri için sağ olsunlar" şeklinde espri yapmaktan geri kalmadan hem de.

Oysa, döneminin "kudretli" İçişleri Bakanı olarak AKP'nin İstanbul'daki seçim çalışmalarında daha aktif rol alması gerekirken, parti yönetiminden gelen talimatla "geri planda" kalmayı hazmetmek zor.

Yanı sıra, iktidara yakın medya gruplarının üzerindeki ilgisi çekmesiyle, sosyal medya paylaşımlarıyla görüntü vermeye çalışan Soylu, bu kez CHP'nin seçim bürolarına gidip kendince şirinlik yaparak gündemde kalabilmeyi tercih ediyor.

E, ne yapalım hayat böyle bir şey işte!"

(Yazının tamamı)