Toprak altında kalanların aileleri umutsuzca bekliyor: 'Kocamı bulun, en azından bir mezarı olsun'

Toprak altında kalanların aileleri umutsuzca bekliyor: 'Kocamı bulun, en azından bir mezarı olsun'
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında yaşanan heyelan, toprak altında kalan 9 işçinin ailelerini yürekleri dağlamış durumda. İşçilerin aileleri, sevdiklerinin kurtarılması için umutsuzca bekleyişlerini sürdürürken,...
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında yaşanan heyelan, toprak altında kalan 9 işçinin ailelerini yürekleri dağlamış durumda. İşçilerin aileleri, sevdiklerinin kurtarılması için umutsuzca bekleyişlerini sürdürürken, yaşadıkları endişe ve acı gözlerinden okunuyor. Heyelanın ardından geçen 15 gün boyunca yapılan arama kurtarma çalışmaları sonuç vermedi ve işçilere hala ulaşılamadı. Özellikle maden ocağında 14 yıldır çalışan Abdurrahman Şahin'in eşi Selda Şahin'in, eşini bulup en azından bir mezarı olmasını dilediği ifadeleri, olayın yürekleri nasıl dağladığını gözler önüne seriyor.  

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası'nda çıkarılıp istiflenen toprak, 13 Şubat saat 14.28'de kaydı. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan su gibi vadiye doğru aktı. 9 işçi, geniş bir alana yayılan toprağın altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında aradan geçen 15 güne rağmen toprak altında kalan işçilere hala ulaşılamadı.

İşçilerin aileleri ise yakınlarının kurtarılması için gözyaşları ile bekleyişlerini sürdürüyor. İşçilerden 14 yıldır maden ocağında çalışan Abdurrahman Şahin'in Sivas'ta yaşayan 26 yıllık eşi Selda Şahin, tek çocukları olan 7 yaşındaki oğulları Ömer ile birlikte kocasının bulunmasını istiyor.

Eşinin kendilerini görmek için 15 günde bir Sivas'a geldiğini, olay günü ise 2 kez telefonda görüştüklerini belirten Selda Şahin, "Bölgedeki çatlakların fotoğraflarını çekmek için gitmişler. İşiyle alakalı hiç bize bir şey bahsetmezdi. Gelecek sanıyorum ve bekliyorum. Eşimin bulunmasını istiyorum. Orada kalmasın. En azından bir mezarı olsun. Orada kalmasını hiç istemiyorum. Bekliyoruz ama gelmiyor. Sadece o bölgeye fotoğraf çekmeye gitmişler. Konteynırın içinde çay içiyorlarmış. Arkadaşının biri 'ben gidiyorum, gel beraber çekelim fotoğrafları' demiş. Hemen ardından da kayma olmuş. En son aynı gün konuştuk ve 'oğlum Ömer'e iyi bak' dedi. Daha sonrada ulaşamadık" dedi.