Türkiye yanıyor... Uzmanı açıkladı: Trabzon Antalya, Samsun Adana, Kırklareli Hatay kadar sıcak olacak

Türkiye yanıyor... Uzmanı açıkladı: Trabzon Antalya, Samsun Adana, Kırklareli Hatay kadar sıcak olacak
Ülke genelinde aşırı sıcaklar etkisini artırdı. Günlük yaşamımızı etkileyen sıcak hava karşısında kronik rahatsızlığa sahipler yurttaşlar risk altındayken "Neler dikkat etmeliyiz?" sorusu merak konusu oldu. Dr. Ülkümen...

Ülke genelinde aşırı sıcaklar etkisini artırdı. Günlük yaşamımızı etkileyen sıcak hava karşısında kronik rahatsızlığa sahipler yurttaşlar risk altındayken "Neler dikkat etmeliyiz?" sorusu merak konusu oldu. Dr. Ülkümen Rodoplu, dikkat edilmesi gerekenleri Gazete Pencere'ye anlattı. TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Alican Bahadır ise kamu otoritesine dikkat çekerek, "Öncelikle aşırı sıcakları canlıların sağlığı için büyük bir tehdit olduğu kabul edilmeli. Bu farkındalıkla buna karşı önlemleri daha etkili bir şekilde alabiliriz" dedi. Öte yandan sıcak havanın etkisini artıran iklim değişikliği ve küresel ısınma konusunda da Türkiye'ye ilişkin açıklamada bulundan Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Türkiye açısından bakınca bu yüzyılın sonuna doğru kuzey illerimiz; Trabzon, Samsun, Kırklareli, Sinop çizgisi Güney çizgisine benzer bir iklime sahip olacak yani Antalya, Adana, Hatay ve Mersin gibi. Adana, Hatay, Mersin ve Urfa’da aşağı yukarı Kahire, Basra gibi bir çizginin iklimine sahip olacak" dedi.

Sıcak hava etkisi ile tüm yurtta sıcaklık 5 ila 10 derece arttı. Tarihin en sıcak yazı yaşanırken uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

Dr. Ülkümen Rodoplu, Gazete Pencere'ye dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Bedenimizin hava değişikliğine karşı savunma silahları olduğunu kaydeden Rodoplu, "Bu sıcak havada da terleyerek kendimizi soğutabiliyoruz. Terleme mekanizması bozulduğunda orada sıcak çarpması tablosu ile karşı karşıya kalıyoruz" dedi.

"3 litre su içmeliyiz"

Kronik hastalara, diyabet, hipertansiyon, kalp ve damar hastaları ile birlikte açık havada çalışan yurttaşları uyaran Rodoplu, "Risk gruplarının bugünlerde 10.00-15.00 saatleri arasında açık alana çıkmaması gerekiyor" diye konuştu. Sıcak havanın kalp krizi, beyin kanaması, inme, çoklu organ yetmezliği ve ani ölümlere sebep olabileceğini kaydeden Rodoplu dikkat etmemiz gerekenleri şöyle sıraladı:

"Şapka, güneşlik, güneş koruyucu kremler ama en önemlisi su. Sıcak çarpması, susuzluk hissi ile başlıyor. Devamında da o susuzluk hissi, baş dönmesi, bulantı, gözlerde kararma hissi eğer sıvı alamıyorsak birden bire bayılma, kusma, nörolojik bir takım belirtilere dönebiliyor. Terleme mekanizması bozuluyor. 3 litre su almamız gerekiyor bu mevsimde. Asıl problem terleme mekanizması bozulunca ortaya çıkıyor. Terleme ile vücudumuz kendini bir derece soğutuyor. Terlemenin devam edebilmesi için sıvı almamız çok değerli. Açık alanda çalışanlar için ise 5 litre.

Sıcak çarpması yaşayan birine nasıl yardımcı olunur?

İlk olarak gölgeye alıp, su vermeliyim. 40 derecenin altından 16 derecelik klimalı bir yere değil. Ani değişim sevmez vücudumuz. Esintili, rüzgarlı bir yere çekip su vermeliyim. Bilinci kapalı ise su vermeyiz. Kişi bardağı kendi tutup, kendi içebilecek durumdaysa su vermeliyiz.

"Kamu otoritesine görev düşüyor"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Alican Bahadır ise, sıcak havalarda dışarıda çalışmak zorunda kalanlar için kamu otoritesine görev düştüğünü belirterek, "Dışarıda çalışmak zorunda kalanlar için kamu otoritesine de görevler düşüyor. Öncelikle aşırı sıcakları canlıların sağlığı için büyük bir tehdit olduğu kabul edilmeli. Bu farkındalıkla buna karşı önlemleri daha etkili bir şekilde alabiliriz. Buna yönelik uyarılar ve eylem planları oluşturulmalı. Evi olmayan ve dışarıda çalışmak zorunda kalanlar için ise planlama yapılmalı. Çalışma koşulları ve saatleri buna göre düzenlenmeli" dedi.

Güneş yanıklarına da dikkat çeken Bahadır, "Önemli bir tehdit. Öğle saatlerinde dışarı çıkmak zorunda kalan yurttaşlar yüksek koruma faktörlü güneş kremleri ve şapka gibi koruyucu önlemleri ihmal etmemeli" diye konuştu.

"Adana, Hatay, Mersin ve Urfa’da aşağı yukarı Kahire, Basra gibi bir çizginin iklimine sahip olacak"

Geçmişte nadir görülen sıcak hava dalgası, iklim değişikliği ile birlikte kendini daha sık göstermeye başladı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Sıcak hava dalgasının Türkiye’ye girişi, iklim değişikliği olmasa da olabilecek bir sıcak hava dalgası. Bütün yağışlar, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları iklim değişikliği olmasa da olabilecek şeylerdir. Ancak iklim değişikliği bu olayların tamamını şiddetini, sıklığını artırır ve görüldükleri alanı genişletir. Bugün İstanbul’da yaşadığımız tür bir sıcak hava dalgası belki 15 senede bir olacakken, iklim değişikliği bunu iki senede bir olur hale getirir. Sıcak hava dalgası Trabzon’da hiç görülmeyecekken Trabzon’da da görülür hale gelir. İklim değişikliğinin yaptığı budur. Sıklığını, şiddetini ve görüldükleri alanı genişletir" diye konuştu.

Kurnaz şu açıklamalarda bulundu:

İklim değişikliğinin önüne geçebilir miyiz?

Önüne geçmek mümkün. Daha kötü olmasını engellemek için kömür, petrol, doğalgaz yakmayı bırakmamız gerekiyor. Devam etmemiz müddetçe bu olaylarda daha da şiddetlenmeye devam edecek.

Türkiye nasıl etkilenecek?

Türkiye açısından bakınca bu yüzyılın sonuna doğru kuzey illerimiz; Trabzon, Samsun, Kırklareli, Sinop çizgisi Güney çizgisine benzer bir iklime sahip olacak yani Antalya, Adana, Hatay ve Mersin gibi. Adana, Hatay, Mersin ve Urfa’da aşağı yukarı Kahire, Basra gibi bir çizginin iklimine sahip olacak.