Türkiye’de tutuklu milletvekili ayıbı!

Türkiye’de tutuklu milletvekili ayıbı!
Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay’ın seçilmiş olmasına rağmen hâlâ tahliye edilmemesi bir kez daha özellikle AKP döneminde yoğun bir şekilde yaşanan tutuklu milletvekili konusunu...

Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay’ın seçilmiş olmasına rağmen hâlâ tahliye edilmemesi bir kez daha özellikle AKP döneminde yoğun bir şekilde yaşanan tutuklu milletvekili konusunu gündeme getirdi.

Türkiye siyasi tarihinde geçmiş yıllarda milletvekillerinin tutuklu olması dönem dönem gündeme gelse de aslında tutuklu milletvekili konusu AKP döneminin bir parçası oldu.

AKP dönemi ve öncesinde tutuklanan milletvekillerinin büyük bir bölümü Kürt siyasi hareketi temsilcileriydi. Türkiye tarihindeki darbe dönemleri dışındaki en kapsamlı milletvekili tutuklamaları 1994’te yaşandı. Dönemin DEP’li milletvekilleri Orhan Doğan ve Hatip Dicle, 2 Mart 1994 günü Meclis çıkışında polislerce yaka paça gözaltına alınmış, aynı gün TBMM'de yapılan oylamada DEP milletvekilleri Orhan Doğan, Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve bağımsız Milletvekili Mahmut Alınak'ın dokunulmazlıkları kaldırılarak tutuklanmalarına giden süreç yaşandı. DEP milletvekillerinin yaşadıklarının bir benzeri ise aynı siyasi geleneğin temsilcisi Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri yaşadı. Ancak HDP’lilerin toplu şekilde tutuklanmalarına gelinmeden önce de AKP’li yıllarda dönem dönem milletvekillerinin tutuklanması ya da Atalay gibi cezaevindeyken milletvekili seçilmelerine rağmen tahliye edilmemeleri sık sık gündeme geldi.

Bir ilk cezaevinden Meclis’e

Türkiye’de cezaevinde tutuluyken aday gösterilerek milletvekili seçilen ikinci isim Sebahat Tuncel’di. Tuncel’den önce çok partili hayata geçilen 1946 yılında Osman Bölükbaşı, tutukluyken milletvekili seçilip tahliye edilmişti. Bölükbaşı’ndan atmış yıl sonra benzer bir durumu yaşayan Tuncel, 5 Kasım 2006’da tutuklandı. Yargılaması tutuklu olarak devam ederken, Temmuz 2007 milletvekili seçimlerinde İstanbul üçüncü bölgeden bağımsız milletvekili adayı gösterildi. Tuncel’in adaylığı, Kürt siyaseti ve Türkiye sol hareketinden kimi partilerin desteklediği “Bin Umut Adayları” ile oldu. Seçimler sonrasında da 90 bini aşkın oy aldı. Seçimlerden iki gün sonra 24 Temmuz’da mazbatasının alınarak milletvekilliğinin resmileşmesiyle birlikte de İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne Anayasa'daki yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83'üncü maddesi gereğince yapılan tahliye başvurusunun kabulüyle aynı gün tahliye oldu.

Milletvekili seçilenler, yıllarca tahliye edilmedi

Tuncel’in cezaevinden Meclis’e uzanan serüveni benzer örnekler sonraki dönemlerde de yaşandı. Ancak, sonraki dönemlerde yaşanan benzer örnekler Tuncel de olduğu gibi birkaç gün için de verilen tahliye kararları gibi olmadı. Bazı isimler, milletvekilli seçilmelerine rağmen yıllarca cezaevinde tutulmaya devam edildi.

2011 yılında yapılan seçimlere HDP’nin öncülü olan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adıyla bağımsız milletvekili adaylarıyla girdi. Bağımsız adaylar arasında bulunan Hatip Dicle, Gülser Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, Kemal Aktaş ve İbrahim Ayhan aday gösterildiklerinde cezaevinde tutuklu bulunuyorlardı. Dicle’nin seçilmesine rağmen milletvekilliği veto edilirken, diğer beş isim cezaevindeyken milletvekili seçildi. Aynı seçimlerde CHP’de “Ergenekon davası” kapsamında tutuklu olan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı milletvekili adayı olarak gösterdi. Balbay ve Haberal da seçimler sonucunda milletvekili seçildi. Böylelikle 7 isim cezaevinden milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeleri, seçimlerden iki yılı aşkın süre sonra oldu.

Milletvekili seçildiler üç yıl sonra tahliye edildiler

Haberal gibi aynı davada yargılanan Balbay ise Aralık 2013’te Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu "seçilme haklarının ihlal ihlali" ve "tutukluluğunun makul süreyi aştığı" kararıyla tahliye olabildi. Aynı karar BDP’li beş milletvekili için de emsal teşkil etse de o günlerde yapılan tahliye başvuruları olumsuz sonuçlandı. Nitekim bir süre sonra ilk başvuruya AYM kararına rağmen "tutuklu kalsınlar" yönünde mütalaa veren mahkeme savcısı, tahliye içeren mütalaasından sonra BDP’li beş milletvekili AYM kararı gereği Ocak 2014’te tahliye olabildi.

Milletvekilleri ilk kez toplu olarak tutuklandı

Milletvekili seçilmelerine rağmen yıllarca cezaevinde kalan bu isimlerin yaşadıklarından sonra tutuklu milletvekili ayıbı sona erdi diye düşünülse de öyle olmadı. Çok değil sadece iki yıl sonra Türkiye, darbe dönemleri dışında toplu olarak milletvekillerinin tutuklandığı günleri yaşadı. Bu tutuklama ise Mayıs 2016’da AKP ve MHP’nin ortaklaşa getirdiği, CHP’nin de “Anayasa aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz” desteğiyle getirilen düzenleme ile oldu.

Milletvekilleri açısından dokunulmazlıkların kaldırılması ön gören Anayasa değişikliği, tüm milletvekillerini kapsıyor savunmasıyla Meclis’ten geçirilse de öyle olmadı. 4 Kasım 2016’ya geldiğimizde Türkiye’nin en büyük üçüncü partisi olan HDP’nin dönemin Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere milletvekilleri evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı tutuklandı. İlk gün Yüksekdağ ve Demirtaş ile birlikte 9 milletvekili tutuklanırken, ilerleyen dönemlerde de yine dokunulmazlıkları kaldırılan HDP’li milletvekillerinden tutuklananlar oldu. Nitekim Yüksekdağ ve Demirtaş, tutuklandıkları o günden bu yana milletvekillikleri sona erse de hâlâ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen tutuklu bulunuyor.

Milletvekiliyken tutuklandı, cezaevindeyken milletvekili seçildi

HDP’lilerin toplu olarak tutuklanmasının getiren düzenleme sonrasında tutuklanan bir başka isim de CHP’li Enis Berberoğlu idi. Berberoğlu, yargılandığı MİT TIR’ları davasında 13 Haziran 2017 tarihinde tutuklandı. Berberoğlu, 2018 seçimlerinde tutukluyken CHP’den yeniden milletvekili adayı gösterildi ve seçildi. Aynı seçimlerde HDP listesinden de Leyla Güven Hakkari’den milletvekili seçildi. Bir kez daha seçimlerde cezaevinden milletvekili seçilmesi durumuyla karşı karşıya kalınırken, iki ismin tahliyesi yine mahkemelere takıldı.

AYM, 17 Eylül 2020 tarihinde verdiği kararla Berberoğlu’nun “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine hükmetti. Öte yandan tahliye konusunda Berberoğlu’nun yargılandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “yerindelik denetimi kapsamında kaldığı” gerekçesiyle, yeniden yargılamaya yer olmadığına iddiasıyla AYM’nin kararına uzunca bir süre direndi, tahliye kararı vermedi.

Fakat, Yargıtay'ın 25 yıllık hapis cezasını 5 yıl 10 aya düşürmesi sonrasında 20 Eylül 2018'de tahliye edildi. Berberoğlu’nun milletvekilliği de bu süreçte düşürüldü. Yargıtay’ın hakkında verilen hapis cezasının onanması üzerine 4 Haziran 2020 tarihinde milletvekilliği düşürüldü. Ancak AYM’nin ikinci kez verdiği "hak ihlali" kararı doğrultusunda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "yeniden yargılamanın kabulü, infazın durdurulması, hükümlülüğün sona erdirilmesi" yönündeki kararıyla yeniden milletvekili oldu.

Aynı gün hem tahliye hem yeniden tutuklama

Hakkari’den milletvekili seçilen Leyla Güven’in tahliyesi ise AYM’nin daha önce “milletvekili tutuklu yargılanmaz” kararına rağmen uzunca bir süre gerçekleşmedi. Milletvekili seçilir seçilmez tahliye edilmesi için başvuru yapılan Güven hakkında ilkin tahliye kararı verildi. Ancak savcılığın tahliye kararına ilişkin bir üst mahkemeye yaptığı itirazın kabulü ile Güven henüz cezaevinden çıkmadan tahliye kararı kaldırıldı. Bunun üzerine 7 Kasım 2018’de açlık grevine başlayan Güven, ancak 26 Ocak 2019’da sağlık sorunlarının da ağırlaşması sonrasında tahliye edildi. Fakat hakkındaki yargılamaya devam edilerek, 22 yıl 3 ay hapis cezasının onanmasıyla birlikte milletvekilliği düşürüldü ve 21 Aralık 2020’de yeniden tutuklandı.

Tutuklu milletvekilleri konusunda bu örnekler yaşanırken, 14 Mayıs seçimleriyle birlikte bir kez daha tutuklu milletvekili durumuyla karşı karşıya kalındı.

Yine tahliye edilmeyen milletvekili

Can Atalay hakkında Gezi Eylemleri Davası’nda “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasıyla birlikte tutuklama kararı verildi. Atalay, Nisan 2022’de tutuklanırken, 14 Mayıs seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili adayı gösterildi. Hakkında verilen hapis cezası henüz Yargıtay tarafından onanmayan Atalay, yasama dönemi başlamasına rağmen tahliye edilmedi. Milletvekilliğinin kesinleşmesiyle birlikte avukatlarının yaptığı tahliye başvuruları henüz sonuçlanmadı. Yeni kabinede Adalet Bakanlığı görevine getirilen Yılmaz Tunç konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “TBMM Başkanlığı'na başvurular var ve Başkanlık bu başvurular neticesinde elbette ki o yargı süreciyle ilgili gelen cevaplara göre hareket edecektir” açıklaması yaptı.

Şimdi gözler bir kez daha cezaevinden milletvekili seçilen Atalay’ın ne zaman tahliye edileceğine çevrilmiş durumda.