Yargıtay’ı savunan Erdoğan’ın danışmanı Uçum’a İsa Mesih Şahin’den sert tepki: ‘Haddini bil!’

Yargıtay’ı savunan Erdoğan’ın danışmanı Uçum’a İsa Mesih Şahin’den sert tepki: ‘Haddini bil!’
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Can Atalay Davası’nda Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymaması ve üyeler hakkındaki suç duyurusuna tepkiler sürüyor. Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili...

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Can Atalay Davası’nda Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymaması ve üyeler hakkındaki suç duyurusuna tepkiler sürüyor. Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un paylaştığı sosyal medya mesajı sonrası “Beyefendiye buradan sesleniyoruz: Bir kere sen atanmış bir bürokratsın, otur oturduğun yere, haddini bil!” sözleriyle tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un Yargıtay'la ilgili açıklamalarına Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin tepki gösterdi. Şahin Genel Kurul’a hitabında, “Bugün Türkiye'de yaşadığımız konu bir hukuk krizidir, bir yargı krizidir ve her şeyden öte, bir devlet krizidir. Eğer bir ülkede Yargıtay kurumu Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımıyorsa, Yargıtay kurumu yasama organına ayar vermeye çalışıyorsa bunun adı "kriz"dir, bunun adı "vesayet"tir ve bu kriz çözülmek zorundadır.” Dedi.

"Sen bir kere atanmış bir bürokratsın"

Şahin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’u eleştirerek “Bir kere sen atanmış bir bürokratsın, otur oturduğun yere, haddini bil! Buradan, bunu özellikle paylaşıyoruz. Sen mi karar vereceksin kimin millî olup olmadığına! Sen mi karar vereceksin hangi yargı organının, hangi kurumların millî olup olmadığına! Sen önce otur kendi millî-gayrimillîliğini sorgula!” şeklinde konuştu.

Şahin “Mesele, Türkiye'nin hukuk devletinden uzaklaşması meseledir. Mesele, Türkiye'nin anayasasızlaştırılması düşüncesidir. Mesele, Türkiye'de klik bir yapının Türkiye'yi otoriter bir hâle getirme gayretidir. Şimdi, bu klik yapının bir temsilcisi çıkıyor diyor ki: İşte görelim kim millî yargının yanında kim değil." Beyefendiye buradan sesleniyoruz: Bir kere sen atanmış bir bürokratsın, otur oturduğun yere, haddini bil! Buradan, bunu özellikle paylaşıyoruz. Sen mi karar vereceksin kimin millî olup olmadığına! Sen mi karar vereceksin hangi yargı organının, hangi kurumların millî olup olmadığına! Sen önce otur kendi millî-gayrimillîliğini sorgula! diyoruz” ifadelerini de kullandı.

"Bu ülkeyi kim yönetecek?"

Milletvekili Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir şeye karar vermek zorundayız: Bu ülkeyi kim yönetecek? Bu ülkeyi seçilmişler mi yönetecek, atanmışlar, klik yapılar mı yönetecek? Eğer seçilmişler yönetecekse, seçilmişler çıkıp ses vermek zorundadır, bu garabete itiraz etmek zorundadır. Bugün yasama organı da Meclis Başkanımızın Başkanlığında bu konuya bir cevap vermek zorundadır, bunun da altını özellikle çiziyorum. Şimdi, buradaki mesele şu: Biz devletin kurumlarını bu güven iklimi sorunundan çıkarmak zorundayız, devlet kurumunu bu krizden kurtarmak zorundayız; devlet kurumlarını hukuk temelinde, şeffaflık temelinde yeniden şekillendirmek zorundayız, Türkiye'nin yaşadığı sorun bu. Anadolu'da bir deyim vardır "Kavgalı eve kız verilmez, gelin verilmez." diye; değerli milletvekilleri, yargı organlarının kavgalı olduğu bir ülkeye, hukuk krizinin, adaletin olmadığı bir ülkeye yatırımcı da gelmez, hiçbir şeyi çözemezsiniz. Biz bu güven iklimi sorununu çözmek zorundayız.”

Mehmet Uçum'un açıklaması

Uçum’un sosyal medyadan duyurduğu açıklamasında şunları demişti:

“Anayasa Mahkemesi mahkumiyeti olan milletvekillerinin dokunulmazlığına ilişkin verdiği kararlarda ısrarla Anayasa’yı tanımıyor. Anayasa’nın 14. Maddesini yok sayıyor.Oysa dokunulmazlığa ilişkin 83. madde 14. maddedeki durumları hariç tutar. Anayasanın bu amir hükmüne rağmen AYM anayasaya aykırı kararlar vermeye devam ediyor. Anayasanın 14. maddesinin belirsiz olduğunu ileri sürmek AYM’nin görevi değildir. 14. Maddeye belirlilik kazandıran Ceza Kanunları ve Ceza Yargısı Kararlarıdır. AYM Anayasanın açık hükmünün yanı sıra Ceza Kanunlarını ve Yargı Kararlarını da göz ardı ediyor. Ne yazık ki AYM’nin bu konuda verdiği kararlar tam bir yargısal aktivizm örneğidir. Bu çerçevede Yargıtay’ın Aym ihlal kararına uymama kararı gerekçeleriyle doğrudur. Tepki gösterenlerin Yargıtay kararını okuyup okumadıkları da ayrı bir sorundur.Suç duyurusu meselesi ise Milli Yargıya karşı saldırıların çok büyük bir birikim oluşturması sebebiyle reaksiyoner bir tavırdır. Bir anlamda kral çıplak demektir. Yönteminin bu olup olmadığı ayrıca tartışılır ama cesareti tartışılmaz. Yargıtay’ın kararı ayrıca turnusoldur, kim Milli Yargıdan yana kim değil belli olur.Türkiye, Milli Yargısını batıcı ve neo liberal yargı anlayışlarına karşı sonuna kadar savunacaktır, kimsenin bundan şüphesi olmasın.”