Yeni Şafak yazarı Ünal'dan "Esenyurt saldırısı" yorumu: Dünyanın hemen her ülkesinde sıkça yaşanan hadiseler

Yeni Şafak yazarı Ünal'dan "Esenyurt saldırısı" yorumu: Dünyanın hemen her ülkesinde sıkça yaşanan hadiseler
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, İstanbul Esenyurt'taki bir tekel bayisinde iki kişinin öldüğü silahlı saldırıya ilişkin olarak, "Türkiye, bu tür suçların sayısıyla dünyada farklı bir yerde durmuyor. Başta ABD olmak üzere...

Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, İstanbul Esenyurt'taki bir tekel bayisinde iki kişinin öldüğü silahlı saldırıya ilişkin olarak, "Türkiye, bu tür suçların sayısıyla dünyada farklı bir yerde durmuyor. Başta ABD olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde sıkça yaşanan hadiseler bunlar" dedi. 

Ünal, yazısında, Esenyurt'taki saldırı görüntülerinin etkili olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Esenyurt’takine benzer hadiseler Türkiye’de sıkça yaşanıyor. Mafya hesaplaşmaları, kan davaları, trafik kavgaları hatta kaldırımda yürürken yan baktın tartışmaları silahlı çatışmaya dönüşüp birkaç saniye içinde birilerinin öldüğü, birilerinin müebbet hapse yolculuğunun başladığı süreçlere dönüşebiliyor. “Sıkça yaşanıyor” derken yanıltmayalım tabii: Türkiye, bu tür suçların sayısıyla dünyada farklı bir yerde durmuyor. Başta ABD olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde sıkça yaşanan hadiseler bunlar.

Esenyurt’taki dehşet, hadisenin güvenlik kameraları ile an be an kaydedilmiş, bu kayıtların da olaydan kısa süre sonra medyaya servis edilmiş olması ile diğerlerinden farklılaşıyor ve dikkatimizi çekiyor. Videonun sağladığı algıda seçiciliğin, tepkimizde, öfkemizde, hatta merhametimizde seçicilik oluşturduğunu görüyoruz. Görüntüsü olmayan hadiselerin vicdanlarda yansıması da olmuyor. Kitlenin vicdanının video ile, daha genel bir kavram olarak medya ile bu kadar kolay harekete geçirilebildiğini gören bir takım şer odakları da fırsatları değerlendirmekten kaçınmıyorlar. Görüntüler, fotoğraflar, haber metinleri üzerinden vicdanlarla adeta oynuyorlar. Örneğin Filistin’de katliam yapılan günlerde fok balıklarının trajedisini dünya gündeminde ilk sıraya yerleştirebiliyorlar. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz gibi hadiselerin bir kısmını toplumsal infiale yol açacak kadar büyütebilirken bir kısmını kamuoyundan saklayabiliyorlar. Sıradan bir cinayet toplumu günlerce meşgul ederken bir katliamın üzerini başarıyla örtebiliyorlar. Politik tercihleri, tüketim alışkanlıklarını, toplumsal değerleri, ahlakı dönüştürebiliyor, farklılıkları çatışma alanlarına çekebiliyorlar. Vicdanları, oyun hamuru gibi şekilden şekle sokabiliyor merhameti de öfkeyi de kontrol edebiliyorlar. Tam bir sazan sarmalı.

Esenyurt vahşeti sonrasında da gördük: Önce saldırganlar üzerinden politik mesaj çıkarmaya çalıştılar. Saldırganlar bekledikleri gibi çıkmayınca, yani HDP/PKK sempatizanı çıkınca, bu sefer güvenlik konusu üzerinden topluma karamsarlık pompalamaya çalıştılar. Yeni Şafak’ın önceki günkü haberine göre, PKK ve FETÖ hesapları devreye girerek bu manipülasyonu yaptılar."

Esenyurt hadisesi üzerinden devleti uyaran Ünal, emniyetin medyanın yönlendirmesine müsaade etmemesi gerektiğini ifade ederek, "Devletin bu hadiseden çıkarması gereken ikinci ders de manipülasyonun artık ne boyutta bir tehdit teşkil ettiğini görmesi olacaktır. Esasen bunu son seçimlerde bariz şekilde yaşadık. Esenyurt hadisesi yeni bir uyarıdır. Bir takım merkezlerin, odakların toplumun vicdanı üzerinde bu kadar kolay oynayabilmeleri, tekrar söyleyelim, milli güvenlik sorunudur" görüşünü savundu. 

Öne Çıkanlar