Yenidoğan çetesi hakim karşısında: Davada 2'nci gün

Yenidoğan çetesi hakim karşısında: Davada 2'nci gün
Yenidoğan çetesi davasının Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanıkların savunmaları alındı. CİMER şikayetini kendisinin yaptığını belirten Hemşire Korkmaz, "Buradaki hata; hastanenin hastayı alınan satılan eşya gibi görmesi" dedi.

Yenidoğan Çetesinin yargılandığı dava 2'nci gününde devam ediyor.

22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı Yenidoğan Çetesi Davası'nın ilk duruşması dün Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşması kimlik tespitiyle başladı. SEGBİS'te yaşanan teknik bir sorun nedeniyle verilen 45 dakikalık aranın ardından katılma taleplerinin alınmasıyla duruşmaya devam edildi.

Duruşma savcısı tüm katılma taleplerinin "suçtan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddini talep etti. Sanıklara katılma talepleriyle ilgili soru soruldu; hepsi "Bir diyeceğim yoktur" yanıtını verdi. Sanık avukatları ise savcının görüşüne katılarak suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle katılma taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme katılma taleplerinin "suçtan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddine karar verdi.

DAVADA 2. GÜN

Sanıkların savunma yapması bekleniyor

Mahkeme başkanı yerini aldı. 'Yenidoğan Çetesi' elebaşı Fırat Sarı'nın da aralarında olduğu sanıklar duruşma salonuna getirildi.

"112 araya girmeden Fırat Sarı alırdı bebeği"

'Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütüne suç isleme amacıyla üye olmak' suçlarından yargılanan Hasan Basri Gök'un savunması:

"Savcılıkta da emniyette de anlattım. Çoğu gözümle gördüğüm, bildiğim şeyler. Exel sistemi vardı. Hastane sorumluları bebeklerin değerlerini atardı. Avcılar'ın Sekreteri yollardım mesela. Bu notlar birlestirilip rapor olarak geri gidiyordu. Reyap, Silivri, Duygu hastanelerinde çalıştım. 2019-2021 yıllarında çalıştım. Fırat Sarı'nın normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim. Şoförlüğünü yaptım.

Bebek sevkleri tıp merkezinden, tanıdık doktordan ya da 112'den alınıyordu. 112 araya girmeden Fırat Sarı alırdı bebeği. 112'ye bildirmeden oranın çocuk doktoruyla alan doktor arasında bebek alınıyordu. Aileye '112'ye haber vermeyelim uzağa atarlar, yakında hastane var' deyip gönderiyorlardı.

Hastanın ilacı 1 adetse düşülen 3 tane oluyordu. Hasta yatışları normalden uzun oluyordu SGK'dan para almak için.

Yapılan büyük denetim işinde ben dışarıda bekliyordum.

"Fırat Sarı, tüm sorumlulara para ödüyordu"

Hakim iddianamede geçen "Denetimler sırasında tüm işletmeye girdiler" ifadesini Gök'e sordu. Gök "Tüm işletme derken Fırat Sarı'nın işlettiği hastaneler, yenidoğan bakım üniteleri" dedi.

Gök, hakimin "İfadenizde Serdarova bebeğin ailesinden para istediğiniz geçiyor" diye sorması üzerine, "Fırat Sarı aradı; sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı. Hastaneye parasını verdik, gerisini Fırat aldı. Bize de ek ödeme yaptı" dedi.

Mahkeme Başkanı: Denetimlerde 'Allah’tan ilaca bakmamışlar, mal bunlar' demişsin.

Sanık: O ilaçların orada durması yasaktı, ama Sağlık Müdürlüğü’nden gelenler dolaplara bakmadıkları için görmediler. Ona dair bir konuşmaydı.

Mahkeme Başkanı: 'Bu ex bebek bana neden kaldı' demişsin.

Sanık: İlk tapelerde de bana sordular. Fırat Sarı bana söyledi. Son dönemlerde raporlarını ben yazıp hastaneye gönderiyordum. Gelen nota göre raporları düzenliyorduk.

Mahkeme Başkanı: '20 yatışa uygun epikriz raporu yazılmasını istemişsin.'

Sanık: Hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: 'Günlük epikriz raporu yazılırsa ciro düşer, fiyat düşer' demişsin.

Sanık: Fırat Sarı düşük ücretler ödüyordu. Fırat Sarı, tüm sorumlulara para ödüyordu. Her şeyin bir ücreti vardı; doktora yardım etmek, epikriz raporu yazılması gibi işler.

Mahkeme Başkanı: 'Basamakları boşver, önemli değil' diyorsun.

Sanık: Basamak hastaneler doğru değildi. SGK’dan buna göre para alınıyordu. Önümüzdeki basamakları değiştiriyorduk. Hastanedeki ilaçları da Doğukan ile birlikte satıyorduk. İlaç satışından 40 bin lira para kazandık.

Mahkeme Başkanı: Hemşirelerden aldığınız ilaç var mı?

Sanık: Evet, aldık. Fırat Sarı’nın bilgisi dahilinde aldım. Denetim var diye bir seferinde 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı. Bu raporu zaten hastane başhekimi ve sahibi görüyor. Bunlar fark edilmeyecek ilaçlar değil; sistemden düştüğünde herkesin haberi olur. Sonuçta hastanenin birdenbire cirosu artıyordu.

"Çirkin bir cümle"

Mahkeme Başkanı: Mehtap ile bir konuşmanda ‘50 satürasyonlu çocuk mu olur?’ diyorsun. ‘O da ne yapalım öldürelim mi?’ diyor.

Hasan Basri Gök: Evet çok düşük bir satürasyon bebek için. Ama çirkin bir cümle.

Mahkeme Başkanı: Siz böyle mi yapıyorsunuz?

Hasan Basri Gök: Bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine neden olan bir durum vardı, o yüzden.

Mahkeme Başkanı: Mehtap’a "Bebeği öldür" demişsiniz.

Hasan Basri Gök: Bebeği görmedim. Bilmiyorum.

"Keşke düzgün bir hekim çağırsaydım"

Avukat: Ocak 2024'te 1 sene önceki dosyalara ilişkim SGK'dan evraklar işlenmiş. Hastane personeli olarak 10 gün düzenlenmemis. Daha sonra 20 kişi zemin katta bu raporları düzenlediniz mi? 1 sene önceki epikriz raporu değiştirilir mi?

Hasan Basri Gök: Biz dosyaları yapmadık. Fırat Sarı hastaneye geldi dosyaları kontrol etti.

Hasan Basri Gök: İlk yatış parasını Fırat Sarı verdi. Sonra aileden para aldım 25 bin lirayı Fırat Sarı'ya verdim.

Avukat: WhatsApp konuşmaları gördüğünü söylediniz. Bebeğin 4'te kötüleştiğini söylediniz.

Hasan Basri Gök: Keşke Doğukan'ı beklemek yerine düzgün bir hekim çağırsaydım.

Çete liderinin avukatı soruyor

Yenidoğan Çetesi' lideri Fırat Sarı'nın avukatı, sanık Hasan Basri Gök'e soru soruyor.

Avukat: Hakkında şirket kurulduğu söylenen Deniz Korkmaz ile ilgili tape var. Deniz'i istihbaratçı olarak işe aldık. Buradaki kastı nedir? Doğukan Taşçı, Şeyhmus bey adına kendini doktor olarak tanıtıyor. Bundan Fırat Sarı'nın haberi var mı? İlaç satışlarından Fırat Sarı'nın haberi var mı? 'Fırat Sarı'nın haberi olmadan 50 tane satmışızdır' ifadesi geçiyor. Bu ilaçları kaç bebeğe kullandınız?

Hasan Basri Gök'ün avukatı "Bu usulsüzlüklerle ilgili daha önce CİMER'e başvuruda bulundun mu?" diye sordu. Hasan Basri Gök, "Bulundum" diye cevap verdi.

Hasan Bari Gök'ün avukatı: Müvekkilinin etkin pişmanlıktan yararlandırılmasını talep ediyoruz.

Sanık hemşire Deniz Korkmaz'dan 'Kurtlar Vadisi' savunması

Deniz Korkmaz: 7 yıldır hastanede çalışıyorum. Bebek yoğun bakımında çalışıyorum. Hakkımda yapılan suçlamalar somut delil yoktur. Bu davada CİMER şikayetini ben yapmıştım, tutuklanan da ben oldum.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile yaptığın konuşmada 'Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir' dedin mi?

Deniz Korkmaz: Dedim ama bu Kurtlar Vadisi dizisindeki sözdü. Kendi aramızda bu diziyi konuştuğumuz için bu sözü söyledim.

Deniz Korkmaz: Benim elimde doz artığı ilaç vardı. Bu ilaçları atmak yerine Hakan Doğukan Tasçı'ya sattım. Başka bir eylemim, alma satma işlemim yok.

"Vicdanım rahat"

Deniz Korkmaz: Fırat Sarı geldi Gmz şirketini kuracaktı. Bana da 'Sen de şirket sahibi olursun' dedi. Sağlık ve turizm şirketi. Reyap Hastanesi'nde 1 hemşireye 5 tane baktırılıyordu. Yoğunluk oluyordu. Yoğun bakımlara ciro artsın diye baskı yapılıyordu. Buradaki hata hastanenin hastayı alınan satılan eşya gibi görmesi. Bunların olması kaçınılmaz.

Yoğun bakımda malzemeden kısılması gibi aşağılık bir şey olamaz. Malzeme hastanın iyiliği için kullanılır. Benim CİMER şikayetini yapma sebebim hastanenin hastayı para gözüyle gören zihniyete karşıdır. Vicdanım rahat.

Sanık İlker Gönen'in avukatından Deniz Korkmaz'a İbrahim Kaypakkaya sorusu

Sanık İlker Gönen’in avukatı, Sanık Deniz Korkmaz'a "İsminizin neden Deniz olduğunuzu öğrenebilir miyim, özel bir nedeni var mı?" sorusunu yöneltti.

Ardından "İbrahim Kaypakkaya'yla ilgili ne düşünüyorsunuz, gösteri muhalefeti suçundan cezanız var mı, kendi iradeniz dışında Vatan Emniyet'e gittiniz mi?" sorularını yöneltti.

Sorulara itiraz edildi.

Deniz Korkmaz’ın avukatı savunmasında şu ifadeleri kullandı:

“İddianamenin başındaki Cimer şikayetini yaparak tüm bu yapılanları ortaya çıkaran, Cimer şikayeti olmasaydı bugün ortada böyle bir davanın olmayacağı, hiçbir bebeğin ölümü ile irtibatı olmayan, teftiş raporlarında adı olmayan, kendisine sadece ilaç satmaktan suç isnat edilen müvekkil Deniz Korkmaz’ın tahliyesini talep ediyoruz”

Sanık kürsüsüne Hüseyin Günerhan geldi

Mahkeme başkanı: Hüseyin hakkındaki iddiaları biliyorsun neler diyeceksin?

Hüseyin Günerhan: Örgüt yok, kabul etmiyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışıyoruz.

Mahkeme başkanı: Sen ne olarak çalıştın?

Hüseyin Günerhan: Hemşireyim.

Mahkeme başkanı: Ne olarak?

Hüseyin Günerhan: İnsanların hayata adım attığı yerden son noktasına kadar çalıştım. Reyap Hastanesi’ndeyken Fırat Sarı ile çalıştım. Günlük paraya ihtiyacımız olunca sigortasız başka hastanelere gidip nöbet tutarız. Reyap Hastanesi’nde yenidoğan ünitesinde çalıştım. Kimseyi korumayacağım ama normalde birçok hastanede bulunmayan doktorların olduğunu gördüm. Bu nedenle bu hastaneye başladım.

Mahkeme başkanı: İlker Gönen ile konuşmuşsun, her yere baskın yapıldığını konuşmuşsunuz.

Hüseyin Günerhan: Benim cevabımı söyler misiniz?

Mahkeme başkanı: Ben sana soruyorum.

Hüseyin Günerhan: Orada usulüne uygun olduğunu söyledim.

Mahkeme başkanı: Bana akıl vermeyin, ben sana soruyorum.

“Cinayet koğuşunda yattım”

Sanık Hüseyin Günerhan’ın savunması:

"Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Örgüt yok. 3 ay boyunca cinayet koğuşunda yattım. 2 ay sonra savcılık ifadesine çağrıldım. Daha sonra bana “Pardon” dendi ve koğuşum değiştirildi. Bir “Pardon” ile mi? Bebek katili olarak lanse edildim. İçeride bana bir şey yapabilirlerdi."

"Kamuoyunun tatminine yönelik tutuklanan"

Hüseyin Günerhan’ın avukatı: “Sadece kamuoyunun tatminine yönelik tutuklanan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum”

Hüseyin Günerhan’ın sorgusu tamamlandı. Hüseyin Gündüz getirildi.

Sanık kürsüsüne Hüseyin Gündüz geldi

Mahkeme başkanı Ambulans şoförü Hüseyin Gündüz’e soruyor:

Mahkeme başkanı: Savunmanı yapacak mısın?

Hüseyin Gündüz: Evet, dosyada üzerime atılı suçları kabul etmiyorum.

Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum dediniz. Hakan Doğukan Taşçı dışında kimi tanıyorsunuz?

Hüseyin Gündüz: Volkan Hoca.

Mahkeme başkanı: Volkan Hoca derken?

Hüseyin Gündüz: Simayen. Çağla ve Ceylan’ı da simayen.

Mahkeme başkanı: Ne ilacı aldınız?

Hüseyin Gündüz: Crusoft

Mahkeme başkanı: Kaça sattınız?

Hüseyin Gündüz: 1000 TL.

Mahkeme başkanı: Kaça aldınız?

Hüseyin Gündüz: 600 TL.

"Hüseyin Gündüz’ün bu dosyada ne işi var?"

Hüseyin Gündüz’ün avukatı: (CUROSURF İlacı hakkında) "Bu ilaçlar birden fazla kişi ve hemşire tarafından birden fazla kişilere satılıyor zaten. Kendileri söylüyorlar. Sanki müvekkilim olmasaydı bu ilaçlar hastane dışına çıkarılamaz gibi bir algı oluşturulmuş. İddianameye birden bire 'örgüte üye olmamakla birlikte yardım etme' maddesi de eklendi. Hukukçu olarak şunu soruyorum: Hüseyin Gündüz’ün bu dosyada ne işi var? Müvekkilim hakkında dosyada hiçbir şey yok. Müvekkilim yol mu göstermiş, birine bir vaatte mi bulunmuş? Neden bu maddeyle iddianame düzenlendiği sorusuna cevap da yok. Yargıtay daha önce benzer durumda beraat kararı verdi.

Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

Mahkeme başkanı Yenidoğan Çetesi'nin hastaneye sevk işlemlerini yürüttüğü iddia edilen Fehmi Alperen’e soruyor:

Mahkeme başkanı: Normalde ne iş yapıyorsun?

Fehmi Alperen: Ambulans şoförüyüm.

Mahkeme başkanı: Nereye çalışıyorsun?

Fehmi Alperen: İBB’ye.

Mahkeme başkanı: Kaç yıldır?

Fehmi Alperen: 17 yıldır.

Mahkeme başkanı: Bir de şirketin mi var?

Fehmi Alperen: Evet.

Mahkeme başkanı: Bebek sevki ile ilgili ne diyeceksin?

Fehmi Alperen: Avrupa yakasında 4 ambulans vardır bebek sevki ile ilgili. Bu iddiaları kabul etmiyorum.

Duruşma yarın devam edecek

İlk duruşmanın ikinci oturumunda tutuklu 5 sanığı savunması alındı. İki günlük yargılama süresince dosya kapsamında tutuklu bulunan 22 sanıktan 6'sının savunması tamamlanmış oldu. Duruşmaya yarın saat 09.30'da devam edilecek. Geri kalan tutuklu sanıkların savunmaları alınacak.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar