YRP'den istifa eden Gülpınar, yol haritasını belirledi: CHP ve AKP itirafları dikkat çekti
Şanlıurfa Belediye Başkanı Kasım Gülpınar, geçtiğimiz günlerde Yeniden Refah Partisi'nden istifa ederek bağımsız olarak devam etme kararı aldığını açıklamıştı.
Yeni yol haritasını halka danışarak çizme kararı aldığını duyuran Gülpınar, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un yayınına katılarak gündeme ilişkin sorulara yanıt verdi.
"CHP'den teklif aldım"
31 Mart seçimleri öncesi AKP'den istifa ettikten sonra birçok partiden teklif aldığını söyleyen Gülpınar, bütün riskleri alıp tercihini YRP'den yana kullandığını belirtti. Milletvekilliği döneminde ise CHP'den teklif aldığını itiraf eden Gülpınar, "Bunları detaylandırıp, kendimizi ağırdan satalım diye malzeme haline getirmedik hiçbir zaman" dedi.
Saadet Partisinden de adaylık için teklif aldığını belirten Kasım Gülpınar, "Ben tercihimi babamın siyasete başladığı Refah'tan yana kullandım" şeklinde konuştu.
"Aday tanıtımın olduğu gün salonu terk ettim"
Ayrılık sürecine de değinen Mehmet Kasım Gülpınar, "Aday tanıtımın olduğu gün salonu terk ettim. Aslında o gün bırakıyordum adaylığı, geri döndürdüler. Bizden önce aday belirlenmiş. Bu adayların bir kısmı olmaz, bazılarının değiştirilmesi lazım, benim getireceğim arkadaşlar var, benden başarı bekliyorsunuz, oraya en iyi adayları götürmek zorundayım" diye tepki gösterdiğini söyledi.
Seçim döneminde de aynı problemlerin yaşandığını kaydeden Kasım Gülpınar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bazı görüşmelerimizde eksiklik oldu ama kimse bir sorun tespit etme, sorunu çözme gibi gayret etme içinde değildi. Genel başkanı hiç aramadım. Görevini, gerekeni yapmasını gerekenler görevini yapmak zorundadır.
Geldik encümen tespitine, adaylar tam istediğimiz gibi olmadı. Bu sefer birileri benimle kavgaya tutuştu 'bizim adamımız olsun' diye. Urfa'da yeni bir siyasi anlayış, yeni hareket. Kısa bir süre kalmış. Maalesef hiç sevmediğim, yapılması gerekmeyen Makyavelist bir anlayışla hareket etmek zorundayız dedim."
"Beni Erbakan'a şikayet ettiler"
Kendisini YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan'a şikayet ettiklerini açıklayan Gülpınar sözlerine şöyle devam etti:
"Beni genel başkana şikayet ettiler 'bizim adamları koymuyor, teşkilatı koymuyor' diye. Madem öyle koyduk adayları. Zorla kaybettirmek için adeta. Seçimler geldi. Üstü kapalı şantajlar, tehditvari şeyler. Başka yerden sıkıntılar. İstifa ederiz modunda insanlar vardı. Sık sık ikna etme çalışıyoruz. En son bardağı taşıyan noktaya geliyorum.
Bana tebligat yapılıyor, yerelden yapılıyor. 6 ilçede kongre kararı alınmış. Hayırlı olsun. Ben Urfa'da Refah Partisi'nin tek büyükşehir belediye başkanı olarak partim kongre kararı almışsa, hangi 6 ilçe ise, büyükşehir belediye başkanı en azından nezaketen sormaya gerek yok muydu? Ben de 'tamam' dedim. Ben AK Parti'de neyin mücadelesini yaptım. Aynı şeyi karşımda bulunca oturup, bunlarla mücadele edemem. Maaşları nasıl ödeyeceğim gibi düşünürken oturup bunlarla mı uğraşayım?
"Ne AK Parti'den teklif geldi ne benden gitti"
Açıkçası ne AK Parti'den teklif geldi ne benden gitti. Urfalı bir arkadaşımız aracı oldu. Biz belediye olarak Bakanlığa gidip dosyalarımızı sunarız. Bu görüşmede böyle bir şey söz konusu oldu. 'Hiçbir şey diyemem, halk ne diyorsa odur' dedim. Halkın onayı olmadan kendi başıma bir şey yaparsam orada bana gelecek leke, beni zedeleyecek argümanlar benim için önemlidir.
Seçimde herkes bize oy verdi. 80 yaşında delikanlılarla karşılaştım. Bana 'hayatımızda ilk defa bir sağ partiye oy vereceğiz' dediler. Yıllarca CHP'ye oy vermişler. DEM'li, HDP'liler de bana oy verdiler. MHP, AK Parti, İYİ Partilisi herkes bize oy verdi. Onların fikrini almadan tek başıma hareket etmem mümkün değil.
"Bana yapılan haksızlığı gördüler"
Beni davet ettiklerinde AK Parti'deydim. AK Parti usullere göre beni aday yapsaydı belki bu insanlar AK Parti'ye verecekti belki vermeyecekti. Bazıları haksızlık olarak gördü bana yapılanları. Solcusu, sağcısı bizim meselede herkes kendinden bir hikaye buldu.
Aslında anket hiç yapmam. O işlere girmem. Halk bana ulaştı. Çok ciddi irtibat kanallarımız var bizim. Meclis toplantısı oldu. Meclis'te dedim ki 'sizden 15 gün müsaade istiyorum'. 2 günlük süreçte infial koptu. 15 gün boyunca halk ne diyorsa onu yapacağım dedim. Mehmet Bey'e de onu söyledim. Beni günde onlarca insan arıyor, mesaj atıyor. İstanbul'a geldim, Kapalıçarşı'yı gezdim. İş Urfa'yı da geçmiş. Bayburtlu, Maraşlı ile de oturdum.
"Halk AKP'ye geçmemi istemiyor"
Halka soruyorum 'AK Parti'ye geçsem nasıl olur?' diyorum. Genel kanaat 'geçme' deniyor. Geçmişte benim gönlümde büyükelçilik vardı; fakat olmadı. Yaşım 54. Lambordini çekseniz altıma ben ona binemem. 25 yaşında verseniz binerdim. Benim görevim Urfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Şunu söyledim, bir şart bu. 'Her zaman bir araya gelelim, görüşelim, sakın bana makam teklifiyle gelmeyin' dedim.
"Bağımsız kalacağım"
'Ben dünyevi olarak hiçbir makama artık talip değilim' dedim. Zaten bir dönem Urfa Belediye Başkanıyım. Derdim, bir dönem başarılı bir şekilde başkanlığı yapıp, çekip gitmek. Benim için Urfa'da siyaset bitti, ne milletvekili adayıyım, ne büyükşehir belediye başkanı adayıyım. Genel siyaset için aynı şeyi söylemiyorum.
Benim yapmak istediğim siyasete yeni bir anlayış getirmek. Şeffaf olalım, net olalım. Ben halka sorarım. Halk şu anda şu pozisyonumdan memnun. Bu pozisyonu inşallah devam ettireceğim. Bugün gelirken uçakta bir arkadaş geldi, tanımıyordum. Urfa'da esnaf. Orhan Altun diye bir kardeşimiz. 'Allah için sana oy verdik, yıllarca AK Parti'ye oy verdim' dedi. 'Ne olur bir yere gitme, bağımsız kal' dedi. Ben de 'hiç merak etme' dedim. 15 gündür oyun mu oynuyorum. Halk bağımsız kalmamdan memnun, bir yere geçmiyorum. Halka sordum bağımsız kalacağım.
Kaynak:habertürk