Zülfü Livaneli, Akbelen'de: "Şunu bilsinler, halkla inatlaşılmaz"

Zülfü Livaneli, Akbelen'de: "Şunu bilsinler, halkla inatlaşılmaz"
Müzisyen, yazar Zülfü Livaneli, İkizdere köyündeki Akbelen Ormanı'nda ağaçların kesilmemesi için direnen köylülere ve doğaseverlere destek vermek için bölgeye gitti. "Karlı Kayın Ormanı" şarkısyla karşılanan Livaneli,...

Müzisyen, yazar Zülfü Livaneli, İkizdere köyündeki Akbelen Ormanı'nda ağaçların kesilmemesi için direnen köylülere ve doğaseverlere destek vermek için bölgeye gitti. "Karlı Kayın Ormanı" şarkısyla karşılanan Livaneli, “Şunu bilsinler, halkla inatlaşılmaz. Mümkün değil. Bu ağaçlar yine yeşerir, bu halk yine türkülerini söyler, onlar geçip giderler, arkalarından da bir dua okuyan olmaz” dedi.

Sanatçı Zülfü Livaneli, Muğla’nın Milas ilçesinde, YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek için beş gündür ağaçları kestiği Akbelen Ormanı’nda nöbet tutan çevreciler ve İkizköylülülere destek oldu. Köylüler ve çevreciler, Zülfü Livaneli’yi Karlı Kayın Ormanı şarkısını söyleyerek karşıladı. Livaneli de çevrecilere eşlik etti.

Livaneli, şunları söyledi:

“Ben size saygılarımı sunmaya geldim. Çok saygıdeğer bir iş yapıyorsunuz. Yurdumuzun ormanlarını, doğasını, haysiyetimizi, onurumuzu korumak için buradasınız. Türkiye halkı olarak, dünyanın ilerici insanları olarak; herkes sizinle onur duyuyor. En derin saygılarımızla sizi selamlıyoruz.

Bütün bu katliamın, yangınların; doğanın dengesinin bozulmasının, dünyadaki ısınma, fiyatlardaki, halka zulmeder derecede artış ve bu ormanlara el koyma… Hepsi bir tek nedene bağlanıyor. Lanet olası, kar hırsı. İnsanların gözü doymuyor. Milyarlarına milyar koyacaklar. İhtiyaçları da yok buna… Ama sadece bir inatlaşma.

Şunu bilsinler, halkla inatlaşılmaz. Mümkün değil. Şu anda belki karşı koyabilirler ama bu ağaçlar yine yeşerir, bu halk yine türkülerini söyler, onlar geçip giderler, arkalarından da bir dua okuyan olmaz. Lanet okunarak giderler. Ama sizin buradaki onurlu direnişiniz hep hatırlanacak.”


İkizköylü Necla Işık: 4 senedir burada vatan meselesi var

“Çok büyük bir kötülük ile karşı karşıyayız burada. Dört senedir, anlata anlata dinletemedik sözümüzü. Toprak, hava, su dedik. Başka bir şey istemiyoruz dedik. Orman, doğa dedik. Tüm canlılar için dedik; insanca bir yaşam istiyoruz dedik. Çok şey istemedik. Haksızlığı görüyorsunuz. Nöbet alanını sabah 06.00’da ablukaya aldılar. Arkadaşların tepesine dikildiler… Başladılar gözümüzün içine baka baka o ağaçları indirdiler, götürdüler. Bitmeyecek, mücadele bitmeyecek. İnadına yaşamdan, doğadan yana olacağız… Son ağaç kalıncaya kadar, burayı madene döndürmemek için asıl mücadele, şimdi başlıyor. Beş sene sonra burası kendisini yenileyecek, bu şekilde kalırsa. Ve herkesi buraya; tüm sanatçıları… Atatürk’e, altta yatan şehitlerimize bir borcumuz var bizim. Dört senedir burada, burası bir vatan meselesi dedik. Vatanını seven, Atatürk’ünü seven, buraya koşup gelecek… Öleceksek, onurumuzla öleceğiz.”

Livaneli: En ufak bir onur varsa; lütfen kesin bunu

“Yaşanacak… Ormanlarımız da yaşayacak. Çünkü bu kadim topraklarda, her ağaç bir topraktır. Dostlarımız Karlı Kayın Ormanı söylüyor. Bu şiiri, Nazım Hikmet; 1950’li yıllarda Moskova Ormanları’nda dolaşırken yazmış. Ben 1970’li yıllarda İsveç Ormanlarında dolaşırken yazdım. O ormanlar duruyor. Oranın hükümetleri, zenginleri, devletleri; o ormanlara dokunmuyorlar. Bizim Akbelen’imizi, Karabelen yapmak için gecelerini gündüzlerine katmışlar. Hepsine sesleniyoruz. Şu kadarcık vicdan, akıl, halk sevgisi, en ufak bir onur varsa; lütfen kesin bunu. Ne yapacaksınız burayı, kömüre çevirip ne yapacaksınız?”