İmamoğlu: Ey iş dünyası, pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur

İmamoğlu: Ey iş dünyası, pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, 13. Cumhurbaşkanı Seçimi 2. tur çalışmalarını İstanbul Küçükçekmece’de devam ettirdi. İmamoğlu, Halkalı...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, 13. Cumhurbaşkanı Seçimi 2. tur çalışmalarını İstanbul Küçükçekmece’de devam ettirdi. İmamoğlu, Halkalı Çarşamba Pazarı’nda, vatandaşlarla bir araya geldi; Zeynebiye Camii şantiyesinde, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz ile görüştü.

Fevzi Çakmak Meydanı'nda halka seslenen İmamoğlu şöyle konuştu:

Bu manzaranın en güzel tarafı da şu: Herkes burada. Burada emin olun her siyasi görüş var. Dayanışma var. Her yaşam biçimi var. Giyim, kuşam.. Bu var ya; biziz, biz. Bu Türkiye. Bu Anadolu. Bu İstanbul. Bu, Atatürk'ün Cumhuriyeti. O duygunun içinde herkes var. Onun için bizi ayırmak isteyen, bizi bölmek isteyen, ‘Bize oy veren, vermeyen’ diyen, kötü davranan, iftirada bulunanların bu pazar günü eve gitme vakti geldi. Yollayacağız onları. Kararlı olacağız. 4 gün sonra sandık başındayız. 28 Mayıs'ı ve oylarımızı neden Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğinizi konuşacağız.

"‘O koltuğu terk etmemek için her yol mubahtır’ diyor"

İstanbul'a hizmet edelim, diye siz bize oy verdiniz. Oylarınız bize emanet. Buna ihanet etmek, vatandaşa ihanet etmek anlamına gelir. Peki tüm yöneticiler için öyle mi? Değil. Ne yazık ki onların derdi başka. Bir mevkiye getirdikleriniz, 20 yıldır bu milletin kaynaklarını kullanmak üzere bir zaman geçirdiler. Ama diyorlar ki ‘Bu bana yetmedi, yetmiyor, yetmeyecek’ diyor. Ve ‘O koltuğu terk etmemek için her yol mubahtır’ diyor. Ama az kaldı. Kurtulacağız. 28 Mayıs'ta hep birlikte sandığa gideceğiz ve onlara ‘güle güle’ diyeceğiz. 14 Mayıs'ta ilk mesajı verdiniz. ‘Artık daha fazla biz size dayanamıyoruz’ dediniz. 14 Mayıs'ta vatandaşımız dedi ki, ‘İktidar, seni istemiyoruz.’ Ve eğer diyorsanız ki, ‘Millet İttifakı iktidara gelsin’ -ki öyle diyorsunuz, olması gereken de bu- o zaman ne yapacağız? Birleşe birleşe kazanacağız. Ve yönetime geldiğimizde, o ‘birleşe birleşe kazanacağız’ kimliğine devam edeceğiz. Ve bu güzel vatanın geleceğine, en geniş mutabakatla hep birlikte karar vereceğiz. Üstelik bunu da gizlimiz, saklımız olmadan yapacağız. Millet İttifakı ne yaptı? Her konuştuğunu bir metne dönüştürdü. Vatandaşa açıkladı. Bu Cumhur İttifakı'nın ortaklarıyla nasıl anlaştığını biliyor muyuz?

"Pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur. Bu çöküşün bedelleri ağır olur"

Mesela ekonomiyi bitirdiler. İşsizliği, yoksulluğu dayanılmaz hale getirdiler. Buradan özellikle iş dünyasına seslenmek istiyorum. Bakınız; sakın ha kafanızı kuma sokmayın. Ey iş dünyası; pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur. Bu çöküşün bedelleri ağır olur. Dolayısıyla, ekonomiyi yokuşa süren, kötü yöneten bunlar, bir an önce gitmeli. Ve liyakatli, ahlaklı, iyi yetişmiş insanlar Türkiye'yi yönetmeli. Ekonomiyi düze çıkartmalı. Bu zihniyetten hep birlikte kurtulmalıyız. Ekonomisini batıran ülke, dışarı bağlı, yabancıya mahkum ülke demektir. Onun için biz, sizden yetki istiyoruz. (‘Meclis’te Hizbullah istemiyoruz’ tezahüratları üzerine.) Bu toprakların ahlakına uymayan, bu toprakların davranış biçimine uymayan, bu cennet vatanın güzel insanlarının yaşam biçimine aykırı olan hiçbir anlayış, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde barınamaz. Bundan emin olun.

"Mitinglerde o gösterdiği filmin montaj olduğunu söyledi. Ne bekleriz? Çık bir özür dile, öyle değil mi? Özür de dilemek yok"

Bakın sevgili hemşerilerim; ne dedi? ‘Ama montaj, ama şu, ama bu’ dedi değil mi? Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en acı itirafı. Bu iftirayı yapmanın tek anlamı var. ‘Seçimi kazanmak için her şeyi yaparım’ anlamı var bunda. Her şeyi yaparlar. Ama biz ne yapıyoruz? Allah'a sığınıyoruz. İşte Allah, konuşturur seni ve yalanın ortaya çıkar, iftiran ortaya çıkar. Mitinglerde o gösterdiği filmin montaj olduğunu söyledi. Ne bekleriz? Çık bir özür dile, öyle değil mi? Özür de dilemek yok. Çık de ki ‘Kardeşim, yanlış yaptık.’ Af dile. Öyle bir şey yok. Çünkü seçimi kazanmak için her yol mubah bunlara. Ama biz, bu işi ve bu tür davranışları sona erdireceğiz. Kalkıyor bir tane danışmanı, tweet atıyor. Neymiş efendim, ‘Kemal Kılıçdaroğlu'nun oyu, -atıyorum- Mardin'de azmış, Van'da azmış, niye oradan yüzde 60-65 oy almış’ diyerek PKK'lı göndermesi yapıyor. Bu ayıbın, bu terbiyesizliğin daniskası. Ama en baştaki montajı, iftirayı normal bulursa, aşağıdakiler de ona uyar. Bütün bu davranışları, hep birlikte pazar günü çöpe atalım. Gelin, millete Saray’dan kibirle bakanlardan, bu güzel vatanı bir avuç insana peşkeş çekenlerden hep birlikte kurtulalım. 28 Mayıs'ta kim kazanacak? Millet kazanacak. Kim kazanacak? Türkiye kazanacak. Kim kazanacak? 86 milyon insanımızın birliği, beraberliği ve kardeşliği kazanacak.

Biz, iyiliğin kazanmasına talibiz. Kötülüğün gitmesine de hep birlikte kararlıyız. Bunu anlatın. Kalan üç gün boyunca, her saatini, her vaktini bu sürece ayırıp; tatlı dille, güler yüzle deyin ki, ‘Eko Başkan’ın size selamı var’ deyin. ‘Sevgili Ekrem Başkanımızın selamı var’ deyin. ‘Ekrem Abimizin selamı var’ deyin. Ne derseniz deyin. Bakın bunlar, sürece iyi niyetli bakmıyorlar. Bunların İstanbul'u talan etmeye niyeti var. Bunlar, bu seçim döneminde bir kelime bile ‘Kanal İstanbul’ diyemediler. Niye? Çünkü, Kanal İstanbul'u millet istemiyor. Oy kaybettirir. Edemiyorlar. Sizden korkuyorlar. Onun için demiyorlar. Sizi aldatmak istiyorlar. İstanbul'u kollamak için arkadaşlarınızı ikna edin, İstanbul'u korumak için arkadaşlarınızı ikna edin. Ne diyorlar? Diyorlar ki, ‘Ekrem İmamoğlu'nun dosyası büyüdü. Biz, 28 Mayıs'tan sonra Ekrem İmamoğlu'nun dosyasıyla ilgileneceğiz’ diyorlar. Ben de onlara diyorum ki ‘Yahu kardeşim, hala akıllanmadınız. Ekrem İmamoğlu milletin evladı. Millet, Ekrem’i size yedirmez, yedirmez. Bunu anlamıyorlar. Ama siz, bütün bunlara, bütün bu sözlere, yapılanlara ve bizim yapacaklarımızı bu ülkenin, bu şehrin, insanlarımızın güzel bir geleceğe kavuşmasına kararlı bir ekip olduğumuzu anlatmaya ve bu 3 günü dolu dolu geçirerek çalışmaya, hep birlikte Küçükçekmece olarak hazır mıyız?"

İBB Başkanı İmamoğlu, konuşması sırasında bir gencin "Sinan Ateş’in hesabını soracak mısınız" seslenişine "Herhalde soracağız. Soracağız tabii. Sinan Ateş'in hesabını sormaz olur muyuz? Tabii ki soracağız. Memlekete adalet gelecek, adalet" yanıtını verdi.