İmkanlar Daraltılsa da Hizmet Devam Ediyor

Dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir lansmanına katıldım. Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı lansman, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın bünyesinde ihtiyacı olan ailelere “Yenidoğan Destek Paketi”nin ücretsiz dağıtılması.
Yeni doğan bebeklerin ilk 4 aylık tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bu paket, sosyal incelemesi yapılmış ve sosyoekonomik muhtaçlığı tespit edilmiş ailelere hiçbir ücret talep edilmeden ulaştırılacak.

Yenidoğan Destek Paketi

Paketin içinde ahşap beşik, kitap seti (6 kitap), bez, biberon (Anti Colic), ıslak mendil, ağız mendili, zıbın, hırka, eldiven, patik, çorap, alt üst kıyafet, alt üst pijama, pudra, pişik kremi, bebek şampuanı, ateş ölçer, çıngırak, battaniye, bebek tırnak makası yer alıyor.
Bu paket, yeni doğan bebeğin ilk 4 aylık ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmış. Paketin içinde yer alan 6 kitaptan oluşan set ise bebeğin ilk 36 aylık döneminde ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte okumaları için tasarlanan ve gelişim sürecine uygun olarak çocukların odaklanma, görsel algı, bilişsel ve dilsel beceri gibi temel becerilerinin gelişmesini hedefliyor.
İBB bu destek paketini ilk etapta sosyal yardımdan yararlanan 10 bin aileye ulaştırmayı hedefliyor. İhtiyaç olduğunda ise sayı arttırılacak.

Yoksulluğu Değil Açlığı Önlemeye Çalışıyoruz

Lansman sonrasında Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık ile kısa bir görüşme yapma imkanı oldu.
Edindiğim ilk izlenim, pandemi ile birlikte belediyede iş yükü ve sorumluluğu en çok artan müdürlüklerden birisinin Sosyal Hizmetler Müdürlüğü olduğu. Kadınlar, çocuklar, engelliler ve bağımlılar olmak üzere toplumun dezavantajlı gruplarına hizmet sunan müdürlüğe, pandemi ile birlikte toplumun tüm sosyal kesimlerinden yardım başvurusu gelmeye başlamış.
Daire Başkanı Yavuz Saltık, hedeflerinin, “İstanbul’da ikamet eden, herhangi bir sebeple sosyal veya ekonomik desteğe ihtiyaç duyan, asgari seviyede dahi geçinme imkânı bulamayan birey ve ailelerin ihtiyaçlarının eşit ve kapsayıcı bir şekilde karşılanarak sosyal ve ekonomik destek sağlamak” olduğunu söyleyerek başladı söze.
Ve devam etti; “Pandemi ile yoğunluğumuz hayli arttı. Ayda 30 bin aile yardım için bize başvuruyor. Bunların ancak 20 binine cevap verebiliyoruz. Eskiden sadece yoksulluk sınırı altındakilerine yardım ederken bugün açlık sınırındaki insanların taleplerini karşılayabiliyoruz.

Yardımları hak temelli ve adil biçimde dağıtmak birincil önceliğimiz. Yardımlarda partizanlık, dışardan siyasal telkin yok.
Kent yoksulluğu, derin yoksulluk sadece Türkiye’de değil, İstanbul’da da çok arttı. Dahası yoksulluğun tanımı değişti.
Eskiden işi olmayan, geliri olmayan insanlara yoksul derdik. Şimdi işi var, geliri var ama geçinemiyor. Çalışan ama yoksul bir sınıf var. Ve bunlar yoksulluk uçurumuna sürükleniyorlar. Ne yazık ki merkezi idare, hükümet bunu önlemek için bir adım atmıyor.

İtiraf edelim ki, merkezi idareinin yapması gerekenleri biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kısıtlı bütçemizle yapmaya çalışıyoruz.”
Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık’ın söylediklerini destekleyen pek çok gelişmeye şahit oluyoruz.
Merkezi idare yani hükümet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kaynak bulmadan yetki kıstlamasına kadar her alanda zorluk çıkarıyor. Ekrem İmamoğlu ve ekibi tüm bu zorluklara rağmen tüm İstanbul halkına hizmet vermeye devam ediyor.

En son Ümraniye ve Üsküdar’da açılmak istenen Halk Ekmek Satış Büfeleri‘nin açılmaması için ilçe belediyelerinin çıkardıkları zorlukları yakından izledik. Halk Ekmek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan vekili Özgen Nama ve çalışma arkadaşlarının o büfeleri korumak için nasıl mücadele ettiğini de.
Özetle daralan bütçeye, çıkarılan keyfi kısıtlamalara, keyfi soruşturma ve yıpratma çabalarına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ekrem İmamoğlu başkanlığında tüm İstanbullulara hizmet vermeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aksoy Arşivi