İsrail savaş karşıtı doktorlar ve sağlık çalışanlarını da işten atıyor

İsrail savaş karşıtı doktorlar ve sağlık çalışanlarını da işten atıyor
Hamas’ın saldırıları sonrası güvenlikçi politikaların daha da güçlendiği İsrail’de insan hakları ihlalleri de artıyor. Akademisyenlerden sonra savaş karşıtı doktor ve sağlık çalışanlarının da işten atıldığı...

Hamas’ın saldırıları sonrası güvenlikçi politikaların daha da güçlendiği İsrail’de insan hakları ihlalleri de artıyor. Akademisyenlerden sonra savaş karşıtı doktor ve sağlık çalışanlarının da işten atıldığı öğrenildi

Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı saldırılar sonrası sağcı parti Likud ve çatışmalar sonrası oluşturulan ‘savaş kabinesi’ İsrail’deki savaş karşıtlarını hedef almaya başladı.

Savaş karşıtı paylaşımlar yapan öğrenci ve akademisyenlerin okullardan uzaklaştırılmasından sonra bazı sağlıkçılar da işten atılmakla tehdit edilirken bazı sağlıkçılar ise işlerinden oldu.

Özellikle ülke içinde artan ırkçılık Arap sağlıkçıları, öğrencileri hedef almaya başladı.

İsrail Sağlık Bakanlığı Arap sağlıkçılara yönelik Gazze’de yaşanan şiddete karşı açıklama yapmaları nedeniyle yaptırımlar uyguladı.

Sağlıkçılardan tepki

Doktor ve sağlık çalışanlarının mesleklerinden edilmelerine ilişkin, İsrail Arap Toplumu Sağlık İşleri İzleme Komitesi bir açıklama yaptı.

Komite adına Prof. Dr. Nihaya Daoud tarafından yapılan açıklamada hükümetin ‘terör’ gerekçesiyle uyguladığı denetimler eleştirildi.

Açıklamada İsrail genelinde kıdemli doktorlara ve Arap sağlık emekçilerine karşı ırkçı saldırılar olduğu belirtilirken doktor ve sağlık çalışanlarının işten atıldığı, disiplin tedbirleri alındığı vurgulandı.

Gerilim artıyor

Hastanelerde statü, kimlik ve görüş ayrımcılığı yapılamayacağının vurgulandığı açıklamada Yahudi ve Arap doktorların yan yana çalıştıkları ve din, dil ve ırk ayrımı yapılmaksızın bütün insanlara yardım ettiği belirtildi.

İşten çıkarmaların Arap ve Yahudiler arasındaki gerilimi artırdığına dikkati çeken Prof. Daoud “Çatışmaların arttığı bu dönemde sağlıkçıların ifade özgürlüklerini ihlal eden, temel haklarını ayaklar altına alan yaptırımların bir zulüm olduğunu” ifade etti.