Kedi sevene her gün bayram

Kediler yaşamın tanığı; onlarla olan dostluğumuzun ardında binlerce yıllık yaşanmışlıklar var

Her ne kadar bu yazımı Dünya Kedi Gününe yetiştirememiş olsam da, benim gibi hayvan dostları için “her gün kedi bayramı” diyerek, kedi sevgisini, hayvan haklarını sık sık hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var, diye düşündüm. Unutmayalım ki, kedilerin dostu olduğu kadar düşmanları da var. Sularının içine sigara izmariti atanlara, kasten üstüne araba sürenlere, tekmeleyenlere, eziyet hatta işkence edenlere hemen hemen her kültürde rastlanıyor.
Sokakta başıboş hayvan görmenin mümkün olmadığı ülkelerden başlayarak yayılan 8 Ağustos Dünya kediler günü, aynı anneler - babalar günü gibi, bazı ülkelerde değişik tarihlerde de kutlanıyor. Türkiye ve Polonya’da 17 Şubat, ABD’de 29 Ekim, Rusya’da ise 1 Mart’ta kediler için ayrılmış özel günler var.
Mağara yaşamından bu yana evcilleştirdiği hayvanlarla beraber yaşayan insanın, tarım devrimiyle birlikte yerleşik hayata geçmesinden bu yana hep kedisi olmuş. Kedinin ya da bir hayvanın evcilleşebilmesinin 6 tane kriteri varmış. Bunlar kolayca beslenebilmesi, doğal yaşamdaki haliyle büyüyebilmesi, insana ekonomik açıdan fayda getirmesi, etrafındaki insanlara rağmen üremesini sürdürebilmesi, güzelliği - çekiciliği ile insanın gönlünde yer edebilmesi, yırtıcılıktan uzaklaşabilmesi ve türünün güçlü özelliklerini taşımaya devam edebilmesiymiş. Özellikle kedi üzerinden konuştuğumuzda et –süt -yumurta gibi ekonomik getirileri olmasa da tüm diğer özellikleri içinde barındırıyor.
İlk ev kedisi 9500 yıl öncesinin Kıbrıs’ında
Bugün şehir yaşamımızda, doğalarına çok uygun olmasa da evlerimizde dört duvar arasında beslemeye çalıştığımız kedilerimizin insanoğluyla olan tanışıklığını 12.000 yıl önceye kadar götürenler de olsa da, bulabildiğim kadarıyla bilinen ilk ev kedisi izi 9500 yıl öncesinin Kıbrıs’ında. Arkeolojik bir kazıda belli bir mekâna ait iç içe geçmiş buluntular içinde, deniz kabukları, parlatılmış yarı değerli taşlar, dekoratif eşyalarla birlikte kedi iskeleti de bulunmuş. Kazıyı Paris’teki doğa tarihi müzesi adına yapan arkeolog Jean Denis Vigne buluntuyu, ilk evcil kedi izi olarak açıklamış. Kedi iskeletin gömülüş tarzı, evin sahipleriyle olan güçlü sevgi bağını ve birlikteliği gösteriyormuş.
Eski Mısır’da şehir dışına kedi çıkartmak yasakmış, kedi öldürmenin cezası ölümmüş
Eski Mısır’da kedi o kadar önemliymiş ki, kedilere zarar vermek, onları uzak diyarlara götürmek yasakmış. İlginçtir, kaçırılan kedilerin peşi sıra gönderilen gizli servis ajanları kedileri ve suçluları bulup geri getirmek üzere görevlendiriliyorlarmış. Tümüyle kedi ya da kedi başlı bir kadın olarak tasvir edilen tanrıça Bastet, kendisi ile sırlarını paylaşan kadınların evlerinin bereketini ve doğurganlıklarını koruyor, onları kem gözlerden, kötü ruhlardan, hastalıklardan uzak tutuyormuş. O yıllarda sık sık yaşanan ev yangınlarında ilk kurtarılacak şey evin kedisiymiş. Yükselen ateşlerin içine girip kedisini kurtaran ya da bu uğurda ölen kişiler, sonsuza kadar tanrıça Bastet’in himayesinde olacaklarına inanırlarmış. MÖ 484 – 425 yılları arasında yaşamış tarihçi Herodot, Mısır’a yaptığı seyahatte kedisi ölen ailelerin çok derin bir acı içinde olduklarını, yaslarını yaşarken de kaşlarını kökünden kestiklerini görmüş.
Kedi diye almışlar, puma çıkmış
Kedilerimizin DNA bakımından % 96,6 oranında kaplanlara yakınmış. Birbirleri arasında o kadar çok benzerlik var ki, şaşırmamak elde değil. Arjantin’in kuzeyindeki Tucuman eyaletinde yaşayan Florencia Lobo adlı bir kişinin, yol kenarında bulup beslediği yavru kediler puma çıkmış. 2 Ay sonra bebeklerin Güney ve Kuzey Amerika’nın güneyine özgü “puma yaguarundi” olduğunu veteriner muayenesinde öğrenen Lobo, hayvanları kardeşiyle birlikte ölü bir kedinin yanında bulduklarını ve annelerinin doğum sırasında öldüğünü düşündükleri için eve götürdüklerini söylemiş.
Film galasında kırmızı halı üstünde yürüyen kedi
Hayvan severleri için kedinin stresi alıcı, kötü enerjiyi ortadan kaldırıcı, sakinlik ve mutluluk verici özellikleri malum. Bunları çok üst boyutta yaşayanlar da var. 2007 yılında uyuşturucu bağımlılığından kurtulmaya çabalayan James Bowen bir gün yaralı halde karşılaştığı terk edilmiş bir kediyi sahiplenmesiyle başlayan hikâyeyi 2012 yılında “Bob adındaki bir sokak kedisi hayatımı nasıl kurtardı” adıyla kaleme almış. İzleyen yıllarda bu konuda yazdığı 5 kitap da satış rekorları kırmış ve 40’dan fazla dile çevrilmiş. Londra sokaklarında müzik yaparak para toplayan ve evsizlerle dayanışma amacıyla sokak insanları tarafından çıkarılan The Big Issue dergisini satan James Bowen, her yere omzunda oturan Bob’la birlikte gidiyormuş. James’i müzik çalarken bir kenarda oturup dinleyen Bob da bu beraberlikten çok memnun görünüyor ve izleyenlere sevimli pozlar veriyormuş. 2016 yılında James Bowen ile kedisinin hikâyesi bir filme konu olmuş ve Bob bu filmde kendisini oynamış. Tabii ki, filmin galasında kırmızı halıda sahibi James Bowen’la birlikte yürümüş.
2015 yılında, Londra’nın güneyinde bulunan Croydon bölgesinde onlarca kedinin parçalara ayrılmış halde ölü bulunmasıyla ilgili başlatılan soruşturma tam 3 yıl sürmüş. Bu süreçte, tam 400 şikâyetle çok sayıda kedinin parçalanmış olarak bulunması yöre halkını dehşete düşürmüş olmasının da verdiği sıkıntıları değerlendiren Polis Teşkilatı Scotland Yard, soruşturmayı derinleştirmiş. Zaman zaman sapık bir seri kedi katili aramış, yerine göre kedilerin kendi aralarındaki kavgalardan ve araba kazalarından sonra bu halde bulunduğunu düşünmüş. Hatta bir ara kedi katilini bulana 10 bin sterlin vaat etmiş. Ama otopsi sonuçlarından ve güvenlik kameraları görüntülerinin incelenmesinden sonra bunu yapanların tilkiler olduğu anlaşılmış. Her ne kadar polisin bu açıklaması açık tüm dosyaları kapatmış olsa da çevrede yaşayan kedi dostları ikna olmamış, onlar işin içinde insan eli olduğunu düşünmeye devam ediyorlarmış.
Birkaç haftadır günlük konulara girince yazılarımı koleksiyoncu olarak bağlamaktan uzak kaldım. Kedi temalı koleksiyonlar dünyanın her yerinde çok popüler ve yaygın. Koleksiyon yapmaya yeni başlamak isteyenler için ben de bu temayı şiddetle öneriyorum. Hem makul fiyatlarla hatta yerine göre bedava olarak toplanabilecek puldan efemeraya, madalyadan anahtarlığa, teneke kutudan, seramik heykelciğe hatta kartpostala kadar içinde kedi olan on binlerce şey var. Her geçen gün de yenileri yaşamımıza giriyor, kolayca ulaşabileceğimiz şekilde karşımıza çıkıyor. Siz yeter ki kedi ve koleksiyon sevgisini içinizde yaşayın, biriktirme zevkinizi kedi teması içinde arayın.
Güzellikleri biriktirmenizi dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İrfan Yalın Arşivi