İKİ KALECİNİN TAKTİK SAVAŞI
Biri 68 diğeri 57 yaşında.
İkisi de futbolculuktan gelme.
İkisi de kaleci. Bu sihirli oyunu hep direkler arasından izlemiş.
Şenol Güneş ile Stanislav Cherchesov’dan söz ediyorum.
Moskova’daki müsabakada yenişememişlerdi. Kaleci olup hücum futbolunu oya gibi işleyen bu iki adamın İstanbul rövanşı merak ediliyordu.
Kasım ayı Şenol Güneş için adeta aşk ayları.
Misal, 14 Kasım 2001. Play-off maçları. Avusturya’yı eliyoruz ve Milli Takım tam 48 yıl aradan sonra Dünya kupasına gitmeye hak kazanıyor. Gidiyor ve Şenol Güneş ile Türk futbolunun en büyük zaferiyle, dünya üçüncülüğüyle dönüyoruz.
Misal 14 Kasım 2019. Enkaz gibi devraldığı takımı İzlanda maçından yenilmeden çıkaran Şenol Güneş, pandemi nedeniyle 2021’e kalan Avrupa Şampiyonası’na götürme başarısı gösteriyor.
Hepimize olduğu gibi 2020 senesi Milli Takım’a da mutluluk getirmedi. Bu yıl 6 maçın 1’ini kaybedip 5’inde berabere kalmıştık.
Bu maça çıkarken kozlar bizim elimizde değildi. UEFA Uluslar Ligi’nde devam etmek için sadece bizim alacağımız galibiyetlerin yetmediği, yani kendi göbeğimizi kendimizin kesemeyeceği bir fikstür içindeydik.
İki kurt hocanın taktik savaşında ilk öne geçen Stanislav Cherchesov oldu. Neden? Milli Takım kazanmak zorunda, ileri oynamak, topu rakip sahada tutmak zorunda. Bu durumu ancak benzer bir taktik durdurabilir. Cherchesov, tam da bunu yaptı.
Sahaya çok güzel yayılan Ruslar, adeta sahadan çıkmamızı engelledi, oyun kurmamıza, pas yapmamıza, yetenekleriyle maçın kaderini değiştirecek adamlara top atmamıza imkan vermedi. İlk yarı Hakan Çalhanoğlu ve Kenan Karaman topu göremedi, Okay Yokuşlu oradan oraya savruldu.
Ve 10. dakikada golü yedik. Bir kalecinin kendine güveni çok önemlidir. Büyük beğeni toplar, takıma güven verir ama bu güvenin şımarıklığa dönüşmesi felaket getirir. Kaleci Mert’in ilk golde şımarık pası kalemizde golle sonuçlandı.
Rusların taktiği tutmuştu, her şey yolunda giderse geriye kondisyonlarının yetip yetmeyeceği kalıyordu. Ancak 25. dakikada Semenov’un Cenk Tosun’a yaptığı hareket kırmızı kartla cezalandırılınca işler değişti.
Bu karttan iki dakika sonra bay asist Caner’in ortasında topu fileyle buluşturan Kenan, geri dönüşümüzün ateşini yaktı.
Ve Cengiz Ünder sahaya çıktı 32’de harika bir organizasyonun sonucunda nefis bir gol attı ve millileri öne geçirdi.
Cengiz Ünder başlı başına bir yazı konusu. Müthiş bir zeka, müthiş bir ayak, bravo arkadaş, alkışlıyorum tüm kalbimle seni.
Rakip 10 kişi kaldı, biz geri döndük ve öne geçtik ama Cherchesov oyun planını değiştirmedi. Biliyordu ki takımı önde basmaz, Türklere geniş alanlar bırakırsa tarihi bir farka gider maç.
Nitekim 52’de Ozan’ın yarattığı penaltıyı Cenk gole çevirince “Rahatladık” dedik. 6 dakika sürdü rahatlığımız, Caner başta olmak üzere defansımızın güzelce seyrettiği pozisyonda topu ağlarla buluşturan isim Karavaev oldu.
Maç 3-2’ye geldi. Ayağımıza kadar gelen fırsatları değerlendiremedik ve tarihi bir farka gidemedik. Maçın son 10 dakikasında Şenol Güneş oyunu maçın 25. dakikasından beri 10 kişi oynayan rakibine karşı maçı garantiye alacak değişikliklere gitti ve 2020’nin ilk galibiyetini tarihe yazdırdı.
Tarih, şimdiye kadar İstanbul’da hiç yenemediğimiz Rusları yenen takımın başında Şenol Güneş’in de olduğunu yazacak artık. Bir kez daha tebrikler Şenol Hocam.
Neredeyse 65 dakikadan fazla 10 kişi oynayan Rusların hakkını verelim. Topa yüzde bir fazlasıyla da olsa daha çok sahip oldular. 18 şutumuza 16 şut ile yanıt verdiler. Bizim 39 tehlikeli atağımıza onlar 41 atak ile karşı koydular.
Maçın hakemi Polonyalı Szymon Marciniak’ı da tebrik etmeli. Görmeye pek alışmadığımız türde maç yönetti.
Şimdi Budapeşte yolcusuyuz. Milli Takım orada da galip gelmek için oynayacaktır.