2023 yılını uğurlarken zor sorular

2023 yılını uğurlarken zor sorular
2023 yılı bitiyor ancak milleti de bitirdi(!) Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, dünü unutun; 100TL ile pazar yapmak, karın doyurmak, çocuğa harçlık vermek çook eskilerde kaldı. Şimdi kaygımız; 2023 yılını arar mıyız?...
2023 yılı bitiyor ancak milleti de bitirdi(!) Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, dünü unutun; 100TL ile pazar yapmak, karın doyurmak, çocuğa harçlık vermek çook eskilerde kaldı. Şimdi kaygımız; 2023 yılını arar mıyız? 2024 ve sonrası; etrafımızda Üçüncü Dünya Savaşı için mevziler kazılıyor ve muhtemel İstanbul depremi kapımızda… Bir de seçim var! Allah Devlete ve Millete zeval vermesin!

2023 yılını uğurluyoruz;

Büyük acılar yaşadığımız, sebebi sorgulamadan müsebbibi ödüllendirdiğimiz bir yılı geride bırakıyoruz. İktidarı yeniden seçtik veya seçmek zorunda kaldık; korkunun esiri, celladına aşık zelil bir psikoloji içinde bunaldığımız rezil bir yıl yaşadık! Arar mıyız, bittiğine sevinir miyiz, bilemem, ancak her gelenin gideni arattığı kesin, artık değişmez kurala dönüştü; 2023’ün şu son günlerinde iki yılda hayatımızda değişenleri geriye doğru düşündüğümüzde yaşananlara ve sonuçlara inanmak ve kabul etmek mümkün değil.

2023 yılının unutulmayacak üç olayı; 6 Şubat’ta yaşanan büyük deprem felaketinin acıları, ekonomide yaşanan depremle canavarlaşan hayat pahalılığının ağır faturası ve muhalefet partilerinin yaşattığı demokrasi depremi. Bugün 19 Aralık. Tam iki yıl önce; 19 Aralık 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir törende şöyle söylemişti, “Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam

edeceğim. Hüküm bu…”

Bu hüküm gereği faizler %19’dan %8.5’e kadar indirildi. Ekonomi yönetimi buna göre yeniden tanzim edildi; Nebati Bakan, TC Merkez Bankası’nın faizini düşürerek enflasyonu düşüreceklerini ispat etmek için icat ettikleri Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi ile “Bir taşla beş kuş vurulacaktı: Kur dengelenecek, enflasyon düşecek,

dolarizasyon engellenecek, Merkez Bankası rezervi artacak ve faiz düşecekti. “Yeni Ekonomi Modeli” ve “Yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla” ile refaha ulaşacaktık(!) İnanmamıştık amma… Çaresiz, sabırla bekledik. Sonuçta KKM, 120 milyar dolar seviyelerine erişen bir canavara dönüştü. Ne kuru dengeledi, ne enflasyonu düşürdü, ne dolarizasyonu engelledi ne de ekonomi cari fazla verdi. Yalnızca Nebati Bakanın adamları milletin sırtından milyarlarca dolar soygun yaptı. Vatandaş uzaya çıkan fiyatlar karşısında dondu kaldı… Eylül 2021’de dolar 8.67 Tl, enflasyon yüzde 19,58, yıllık cari açık 18.4 milyar dolardı, 200 gram ekmek 2 Liraydı. 1 gram altın 495 TL, hibrit motor seçeneğiyle Toyota Corolla sedan otomobilin fiyatı 220 bin TL’sından başlıyordu. 30 Türk Lirası ile 15 ekmek, 3.5 dolar alabilmek mümkündü.

Bugün 30 TL ile ancak bir dolar ve 3 ekmek alabilirsiniz. Bir gram altın yaklaşık iki bin TL. Otomobil fiyatları 1.5 milyon TL’den başlıyor. 2023 Kasım ayında Devlet (TÜİK) verilerine göre, yıllık enflasyon yüzde 61,98 seviyesine yükseldi. Sokağın/toplumun (ENAG) verilerine göre ise yüzde 129,27 oldu. Özellikle gıda maddeleri enflasyonunda Avrupa birincisi dünya dördüncüsü olduk. Bugün dolar kuru 30 TL’ye dayandı, enflasyon yüzde yüzlerde, cari açık 51.7 milyar dolar olacağı hesaplanıyor. Peki faiz ne oldu; TC Merkez Bankası faizleri %40’a çıkardı.

NEREDEN NEREYEEE!

İyi de biz bu herzeyi niye yedik?

Bugün, bu ülkede yaşayan herkesin; varlıklı olanın da yoksulun da, dar ve sabit gelirlinin de psikolojisini bozan hayat pahalılığının yani enflasyonun canavarlaşmasının sebebi olan “nas var naas” efelenmesinin ağır faturasını insanımıza/topluma neden ödettiniz? Faiz haram; nas bu, eyvallah! Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahiplerine, Kamu Özel İşbirliği(KÖİ) şirketlerine, ödediğiniz kur farkı artı faiz haram değil mi? Londra, Paris tefecilerinden yıllık %9.30 faizle yaptığınız döviz borçlanması helal mi? (Sizi gidi siziii…)

2023 yılını uğurlarken ruhumuzu karartan, öfkemizi kabartan, cevapları zor bu tür soruların sorulması, sonuçların, sebeplerinin sorgulanması ve topluma yaşatılan bu işkencenin sorumlularının suçlanması gerekmez mi? Beterin beteri var mı, bugünleri de arar mıyız? Mümkün! Etrafımızda, komşu ülkelerde veya kendi geçmişimizde daha kötü yaşanmışlıklar var mı? Var. Olana şükretmek, olmayana sabretmek yaşananlara katlanmayı kolaylaştırabilir! Ancak bu yaşadıklarımız kaderimiz mi, bu toplum, buna müstehak mı; bu işkenceye daha ne kadar tahammül gösterecek, dayanacak? “Nas var nas” söylemiyle açılan parantez, 2,5 yıl sonra kapatıldı, YEM

rafa kaldırıldı, şimdi Türkiye Yüzyılı başladı; şapkadan ne çıkacak göreceğiz. Adam demiş ya, “Rüyamda aslan görim korkmiyem, kaplan görim korkmiyem bir sakallı görünce ödüm kopuyor.” Ülkeyi yönetenler ne zaman bir müjde verse, yeni bir program açıklasa anamız ağlıyor!

BENCE

2023 yılı bitiyor ancak milleti de bitirdi(!) Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, dünü unutun; 100TL ile pazar yapmak, karın doyurmak, çocuğa harçlık vermek çook eskilerde kaldı.

Şimdi kaygımız; 2023 yılını arar mıyız?

2024 ve sonrası; etrafımızda Üçüncü Dünya Savaşı için mevziler kazılıyor ve muhtemel İstanbul depremi kapımızda…

Bir de seçim var!

Allah Devlete ve Millete zeval vermesin!