60 yıllık efsane The Swingles, İstanbul’da sahneye çıkıyor
Kuruluşundan bu yana geçen 60 yılda adını 5 Grammy ödülüyle taçlandıran topluluk, İstanbul konserinde yeni albümleri Theatreland’den parçaların yanı sıra kendi tarihine damga vuran eserleri de seslendirecek.
Müziğin türler arası serüvenini sahneye taşıyan The Swingles, rock’tan caza, klasik müzikten çağdaş avangarta uzanan geniş bir yelpazede yalnızca insan sesini kullanarak adeta bir orkestraya dönüşüyor. Acapella tarzında gerçekleştirdikleri performanslar, yalnızca müzik değil, bir işitsel keşif olarak da değerlendiriliyor. Grup, Grey’s Anatomy, Sex and the City ve The Two Popes gibi kült yapımların müziklerinde de iz bırakan çalışmalara imza atmış durumda.
Paris’ten başlayan bir ses devrimi
The Swingles, ilk adımını 1962 yılında Paris’te Amerikalı müzisyen Ward Swingle’ın öncülüğünde attı. Johann Sebastian Bach’ın “Das Wohltemperierte Klavier” adlı eserini vokal olarak yorumlayan bu ilk kayıt, Jazz Sebastian Bach adıyla yayımlandı ve büyük bir etki yarattı. O günden bugüne kadrosu değişse de ruhunu koruyan topluluk, bugün hâlâ türlerin sınırlarını zorlayan tavrıyla sahnede varlığını sürdürüyor.
2014’ten bu yana yeniden orijinal adlarıyla sahne alan The Swingles, bugünkü kadrosunda Hindistan-İngiltere kökenli Mallika Bhagwat, ABD’den Sarah McLeod, Birleşik Krallık’tan Scarlet Halton, James Botcher, Owen Butcher, Jamie Wright ve Tom Hartley gibi yetenekli vokalistlere yer veriyor. Topluluğun teknik koordinasyonu ve ses tasarımı ise Jacques Golding’e emanet.
Sahnede canlı ses mühendisliği
Grubun konserlerinde kullandığı “live-looping” tekniği, canlı performanslara benzersiz bir boyut katıyor. Bu yöntemle, sahnede kaydedilen vokaller anlık olarak katmanlanıyor ve çok sesli bir kompozisyon yaratılıyor. Seyirciye neredeyse stüdyo kalitesinde bir deneyim sunan bu teknik, konseri bir ses mühendisliği gösterisine dönüştürüyor.
Klasiklerden Broadway’e uzanan yolculuk
Yeni albümleri Theatreland, The Swingles’ın köklü geçmişiyle yenilikçi yönünü bir araya getiriyor. Bach düzenlemelerinden halk ezgilerine, caz standartlarından Broadway şarkılarına kadar geniş bir repertuvara sahip konser, hem nostaljik hem deneysel bir tat sunuyor. Grup üyelerinin bireysel ses yetkinlikleri, kolektif uyumla birleşerek sahnede güçlü bir anlatı oluşturuyor.
Topluluk, sadece eğlendirmeyi değil; aynı zamanda teknolojinin, kültürün ve insanlığın ortak duygularının da sesle ifade bulabileceği bir zemin yaratmayı amaçlıyor.
12 Nisan’daki bu özel konserin biletleri CRR gişesi ve Biletix üzerinden satışta. Etkinlik hakkında daha fazla bilgiye, CRR’nin sosyal medya hesapları ve crrkonsersalonu.ibb.istanbul adresinden ulaşılabilir.
Kaynak:Haber Merkezi