Altı sanatçı, tek hafıza: “Ağaçlar Gibi Konuşmak”
Gümüşsuyu’nda yer alan Brieflyart’ın son sergisi “Ağaçlar Gibi Konuşmak”, adını Rainer Maria Rilke’nin dizelerinden alıyor: “Ağaçların arasında yalnız hissetmez insan; onlar hep birlikte ayakta durur.” Sergi, gerçekten de bu cümledeki duyguyu taşıyor; farklı kuşaklardan altı sanatçının işleri, bir ormandaki ağaçlar gibi birbirine değmeden, ama birbirini tamamlayarak duruyor.
Neş’e Erdok, Hüsnü Koldaş, Kemal İskender, Nedret Sekban, Resul Aytemür ve Ahmet Umur Deniz’in eserleri aynı belleğin farklı köklerinden besleniyor. Her biri, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin disiplinli ama özgür geleneğinin bir yansıması gibi. Sergiyi gezerken, sanki bir dönemin Neşet Günal Atölyesi'ne adım atıyor, fırça darbelerinde geçmişin titizliğini hissediyorsunuz.

Sergideki işler, aynı okuldan geçmiş olmanın bıraktığı izlerle birbirine temas ediyor. Neş’e Erdok’un insanın kırılgan yanını yansıtan figürleri, Sekban’ın dramatik anlatımı, Aytemür’ün kent belleğini renklerle canlı tutan resimleri, Umur Deniz’in çağdaş hafıza okumaları, Koldaş’ın deneysel disiplini ve İskender’in düşünsel altyapısı… Her biri aynı kökten gelen, ama kendi yolunu bulmuş sanatçılar.

Sergi esnasında sohbet etme fırsatı bulduğumuz Kemal İskender’in dediği gibi, “Herkes sonunda kendi karakterinin resmini yapar; ister soyut ister somut olsun.”

“Ağaçlar Gibi Konuşmak”, kuşaklar arası bir diyaloğu sessiz ama derin biçimde kuruyor. Sergiyi, 16 Kasım’a kadar Brieflyart’ta ziyaret edebilirsiniz. Resmi çok seven ve mali müşavirken mesleğini bırakıp bu galeriyi açan Baran Hanım, renklerin arasında kaybolurken size keyifli sohbetiyle eşlik edecektir.

Kaynak:Nilay Can