Antalya Müzesi'nin tarihi binası yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya

Antalya Müzesi'nin tarihi binası yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya
Türkiye'nin en önemli müzelerinden Antalya Arkeoloji Müzesi'nin 53 yıldır hizmet veren tarihi binasının, Kültür ve Turizm Bakanlığı talimatıyla yıkılması planlanıyor.

Türkiye'nin en önemli müzelerinden Antalya Arkeoloji Müzesi'nin 53 yıldır hizmet veren tarihi binasının, Kültür ve Turizm Bakanlığı talimatıyla yıkılması planlanıyor. Antalya Müzesi’nin mimarlarından Doğan Tekeli, "Antalya Müzesi, Beydağları ile uyuma sahip, iklim koşullarından ziyaretçi akışına birçok detay düşünülerek tasarlanmış çok özel bir yapı. Eserlerin tarihsel süreçlerine göre kronolojik olarak ve niteliklerine yakışır biçimde planlanması düşünüldü. Müzenin bir yatay plaklar sistemi ile örtülmesini planladık. Belki kuzguna yavrusu güzel görünür ama tarafsız bir gözle de bakıyorum. Antalya Müzesi gerçekten çok özgün bir yapı" dedi.

Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye Milli Komitesi, "Türkiye’nin Modern Mimarlık Mirasının Korunmasına Yönelik Güncel Tartışmalar" başlığıyla düzenlediği çevrimiçi toplantıya konuşmacı olarak katılan Antalya Müzesi’nin mimarlarından Doğan Tekeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılıp yenileneceği tartışmalarıyla gündeme gelen Antalya Arkeoloji Müzesi’ne ilişkin konuştu.

"Yıkım kararını gazeteden öğrendim"

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin projesini çizdikleri dönemde 60 civarında yarışmaya katılıp 20’sinden birincilikle döndüklerini belirten Doğan Tekeli, müze projesinin de böyle bir yarışmada seçilmiş bir eser olarak hayata geçtiğini hatırlattı. Tekeli, Antalya Müzesi’nin yıkılacağı haberini şaşkınlıkla karşıladığını belirterek, şunları söyledi:

"Haberi gazetede gördüm. ‘Müzemizi yıkmayın’ gibi bir çağrı yapılıyordu, şok oldum. Daha önce de inşa ettiğimiz eserlerin yıkıldığı oldu. Danıştay binası, yıkılmaması yönünde çıkan karara rağmen yıkıldı. Bu yıkımlara alışkınız aslında. Ama Antalya Müzesi, Beydağları ile uyuma sahip, iklim koşullarından ziyaretçi akışına birçok detay düşünülerek tasarlanmış çok özel bir yapı. Eserlerin tarihsel süreçlerine göre kronolojik olarak ve niteliklerine yakışır biçimde planlanması düşünüldü. Ziyaretçilerin nasıl bir senaryo içerisinde müzede gezeceğini düşündük. Müzenin bir yatay plaklar sistemi ile örtülmesini planladık. O yıllarda yapılarda klima söz konusu olmadığı için doğal havalandırmayı sağlayacak bir sistem düşünüldü. Belki kuzguna yavrusu güzel görünür ama tarafsız bir gözle de bakıyorum. Antalya Müzesi gerçekten çok özgün bir yapı.”

"Beydağları'nın önünde yatay bir siluet"

Doğan Tekeli, Antalya Müzesi’nin Beydağları önünde yatay bir silüet ve akışkanlığın sağlandığı bir tasarımla kurulduğu günden bugüne uzanan yarım asırlık öyküsünü de şu sözlerle anlattı:

"Antalya Müzesi, yerinden ve işlevinden doğmuş özgün bir eserdir. Dünyadaki hiçbir müze ile benzerliği yoktur. Buraya mahsustur. Cumhuriyet döneminde yapılmış diğer müzelere bakınca, bunun farklı bir yeri olduğunu söylemek mümkün. Binanın mesleki kontrolünü Bayındırlık Bakanlığı yarışma şartnamesinde olduğu halde bize vermedi. Antalya Bayındırlık Müdürlüğü elemanları bize sormadan, yer yer kendilerine göre değişiklikler yaptılar. Özgün halinden hafifçe uzaklaşmış oldu yapı. Ama yine de 1974’te yapımından sonra yerinden çektirdiğimiz fotoğraflardan değerlendirdiğimizde ilk haline yakın olduğunu görüyorum. Yapının yapımında bazı değişikliklere rağmen orijinal projeye büyük oranda sadık kalındı."

"Eser sahibinin yarışmadan haberi olmaz mı?"

Antalya Müzesi’nin yıkılmasına ve yeniden inşasına dair karar alınırken, kendisinin haberdar edilmediğini belirten Tekeli, yıkım kararından eser sahibine bilgi verilmemesinin garip olduğunu dile getirdi.

Müzenin yeni projesi için açılan yarışmayı kazanan gençlerin kendisini ziyaret ettiğini belirten Tekeli, "Arkadaşlar açılan proje yarışmasına 11 projenin katıldığını ve kendi çizdikleri projenin beğenildiğini anlattılar. ‘Projemiz sizin projenizin esaslarına benziyor, ziyaretçi sirkülasyon şeması gibi benzer özellikleri var’ dediler. Ben onlarla konuştum, bazı şeyler önerdim. Bu görüşmeden çok memnun olduklarını söylediler. ‘Tekrar görüşeceğiz’ deyip ayrıldılar. Sonra arkadaşlardan bir daha ses çıkmadı. Türkiye’de işler anlaşılan böyle yürüyor. Alışmış olmamız lazım. Bir bina yıkılacaksa ve yerine yenisi yapılacaksa, bunun için yeni bir yarışma açılıyorsa, eserin sahibi usulen bu yarışmadan haberdar edilir. Benim yarışmadan haberim olmadı" dedi.

Tekeli'den Bakanlığa çağrı: "100 milyon TL ile güçlendirilir"

50 yılı aşkın süredir ziyaretçi ağırlayan müzenin bir mücevher kutusu gibi tasarlanmış nadir eserlerden biri olduğunu ifade eden Tekeli, yapının korunması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulundu:

"Antalya Müzesi’nin benim portfolyom içinde çok özel bir yeri var. Tabii ki tek benim değil, arkadaşlarımızla birlikte yapmıştık. Metin Hepgüler ve Sami Sisa'nın da payı var. Diğer iki arkadaşım olmadığı için müzenin mimari mirasını taşımak bize kalıyor. Müzenin kamuoyu ve kent tarafından benimsenmesi mimar için son derece mutluluk verici. Bir yolu bulunarak, belki güçlendirilerek korunabilirse, Antalya ve Türkiye için son derece önemli bir belge yapı olacaktır. Türk mimarisi için bir kültüre sahiplik örneği olacaktır. İhtiyaç duyulan yeni müze yapısı başka bir yerde yapılabilir ve bu müze korunabilir. Antalya’ya milyonlarca turist geliyor. Diyecekler ki fiziksel yıpranmaya rağmen korumayı başarmışlar. Sırf böyle bir örnek için bu külfet kabul edilmez mi? Yeni projenin inşası için ayrılan 2,5 milyar liralık bir bütçe var. Mevcut yapı 100 milyon lira ile güçlendirilebilir. Bu yapının korunmasını şiddetle arzu ediyorum."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar