Bursa’da kültür sanat atağı
Geçtiğimiz hafta Bursa Şehir Tiyatrosu’nun ‘Kısa Süren Saltanat’ oyununu İBB Şehir Tiyatroları Sadabad Sahnesi’nde izlemiştim ki bkz. İletişim’den gelen Bursa Uluslararası Edebiyat Festivali’nin açılış davetiyle kendimi Bursa’da buldum. Üstelik festivalin açılışından bir gün önce Bursa Şehir Tiyatrosu’nun genç oyuncularla tekrar sahneye koyduğu ölümsüz eser Antigone’yi izleme fırsatım da oldu.
Bu yıl “Cesaret” temasıyla ikinci kez düzenlenen Bursa Uluslararası Edebiyat Festivali (BUEF) 7 ülkeden 15 yazarı ağırlıyor. Festivalin uluslararası konukları arasında Dimitri Verhulst, Enne Koens, Georgi Gospodinov, Hannah Peck, Jente Posthuma, Maylis de Kerangal ve Niels Overgaard yer alıyor. Türkiye’den ise geçtiğimiz günlerde 2025 Fransa - Türkiye Fernand Rouillon Edebiyat Ödülü'nü alan Ayfer Tunç, Ayşen Işık, Ezgi Tanergeç, Melisa Kesmez, Miray Aydın ve Ova Ceren 27–30 Kasım 2025 tarihlerinde Tayyare Kültür Merkezi’nde edebiyatseverlerle buluşacak.

Çocuklar da unutulmadı
Söyleşilerin yanı sıra festival boyunca çocuklara ve yetişkinlere yönelik atölye çalışmaları da düzenlenecek. Özellikle 8–10 yaş grubu çocuklar için planlanan interaktif okuma ve çizim atölyeleriyle, edebiyatın erken yaşta deneyimlenmesi hedefleniyor.
Bursa Şehir Tiyatrosu 20 yaşında!
Antigone oyunu öncesinde geçtiğimiz yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın Genel Sanat Yönetmenliği görevine getirilen usta tiyatro sanatçısı ve yönetmen Ali Düşenkalkar ile görüşme şansı da yakaladık. Düşenkalkar, Bursa’ya yabancı bir isim değil daha önce Nilüfer Kent Tiyatrosu’nda Genel Sanat Yönetmenliği yapıyordu. Tiyatroyu merkezle sınırlamayan ve ilçelere de taşıyan Düşenkalkar; Bu yıl 10 genç oyuncuyu kadrolarına kattıklarını heyecanla anlatırken yeni atölyelerinde dekorlarını kendilerinin hazırladıklarının bilgisini de verdi. Kült film Neredesin Firuze’nin de yakında Bursa’da perde açacağını, senarist Levent Kazak’ın oyunun metni üzerinde çalıştığını anlattı. Hafta sonu hem Bursa’yı ziyaret edip hem de oyun izlemek için keyifli bir bahane…

İnsan mı büyük yasa mı?
Sofokles’in insanoğlunun sistem karşısındaki var olma mücadelesini ve tercihlerinin sonuçlarını ele alan oyunu Antigone, Yönetmen Altuğ Görgü ve genç oyuncularıyla sahnede yalnızca bir trajediyi değil, aynı zamanda insanın vicdanı ile otorite arasında sıkıştığı anların sahnedeki yansımasını aktarıyor.

Krallar yasa koyar ama vicdan susmaz
Konusuna gelirsek; Oyunun başkahramanı Antigone’nin kardeşleri olan Eteokles ve Polyneikes savaş esnasında birbirlerinin katili olmuşlardır. Thebai halkının yeni kralı olan Kreon, Thebai için savaşan Eteokles’in cenazisinin gömülmesine izin vermiş ancak Polyneikes’in gömülmesini yasaklamıştır. Antigone yasağa karşı gelerek kardeşi Polynikes’i kendi elleriyle gömmüştür. Kral Kreon da oğlunun nişanlısı olan Antigone’yi ölüme mahkum etmiştir. Tek sebebi kardeşini huzura ermesi için gömmesi değildir egemen olarak kadına söz hakkı vermemek ve onu toplumda görünmez kılmak istemektedir. Sonunda ölümler gerçekleşir ve oyunun karakterleri yazgılarıyla yüzleşir. Yüzleşme anları da izleyiciyi oyuna sadece tanık değil, sorgulayan bir özne haline getiriyor. Antigone, seyredilip biten bir oyun olmaktan çok, salondan çıkıldığında zihinde büyümeye devam eden bir düşünce alanı açıyor.

Kaynak:Nilay Can