Sanatçı geçmişte verdiği bir demecinde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Uçağa binmekten ve deniz yolculuğundan korkarım. Köprü benim için çok iyi oldu. Eskiden tiyatrodan çıktıktan sonra, birkaç kadeh içip Kabataş’tan araba vapuruna binerek eve giderdim. O zamanlar Metin Akpınar’la beraber çok içiyorduk. Geceyarısı giderdim Kabataş’a. Bir arabalı vapuru uğurlardım Üsküdar’a. Nasıl gidiyor diye bakardım. Gider Üsküdar’a, yenisi Kabataş’a yanaşır. Arabalar biner, ben de binerken bir dolmuşçu, “Taksim, Taksim” diye bağırır. Ben de atlar, Taksim’e dönerdim, korkudan binemezdim. Tam sabah güneş çıkarken, sabahın 5′inde, bakarım deniz sütliman, o zaman Üsküdar’a geçerdim.”