Tan baskınının 80. yıldönümünde 'Roman Gibi' hafızaları tazeledi

Tan baskınının 80. yıldönümünde 'Roman Gibi'  hafızaları tazeledi
Bundan tam 80 yıl önce Türk basın tarihinin en utanç verici olaylarından biri yaşandı ve Tan gazetesi matbaası basıldı. Tam da yıldönümünde yönetmen Tayfun Belet'in 'Roman Gibi' belgeseli ile hem o günleri hem de Serteller çiftinin mücadelesini hatırladık

Basın tarihimize damga vuran isimler Sabiha ve Zekeriya Sertel’in yaşamına ışık tutan “Roman Gibi” belgeseli, Tayfun Belet’in yönetmenliğinde üç yıl süren yoğun bir çalışmanın ürünü. Bu yıl 62. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Belgesel Film ödülünü kazanan 'Roman Gibi', Atlas Sineması'nda film ekibinin katılımıyla İstanbul seyircisiyle buluştu.

Uzun zamandır Sabiha ve Zekeriya Sertel çiftinin hayatını araştıran ve bu konuda Gazete Pencere'de birçok yazısı yayınlanan Eda Köprü Yılmayan'ın sunuculuğunu yaptığı gecede 80 yıl öncesine giderek o meşum saldırıyı ve Serteller'in hayat hikayesini izleme fırsatı bulduk.

whatsapp-image-2025-12-04-at-13-16-58.jpeg

“Roman Gibi”, Sertel çiftinin hem kişisel hem de politik mücadelesini merkeze alıyor. Film, Sabiha Sertel’in ikinci kuşak yeğeni Nur Deriş’in aile geçmişine yaptığı kişisel keşif yolculuğu, gazeteci Korhan Atay'ın 'Serteller' ve Zekeriya Sertel'in 'Hatırladıklarım' kitapları üzerinden ilerliyor.

Yönetmen Belet, üç buçuk yılı aşkın bir süredir çalıştıklarını çok yoğun bir arşiv taramasını yaptıklarını anlattı ve bu süreçte birçok insandan da gönüllü olarak destek gördüklerini söyledi. Hiçbir sponsorları olmadan Nur Deriş'le birlikte elele vererek süreci yürüttüklerinden bahsetti ve ikinci filmin yolda olduğu müjdesini de verdi. Belgeselde Zekeriya Sertel’in yeğeni Gündüz Vassaf, Filiz Ali, Emine Uşaklıgil, Korhan Atay, Turgay Olcayto, Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Oya Baydar, İbrahim Metin, Orhan Bahtiyar, Serpil Eryılmaz, Barış Çatal ve Serdar Kara gibi birçok isim yer alıyor. Filmin müzikleri ise besteci Ömer Oral’a ait ve 7 Aralık'ta dijital platformlarda yerini alacak. 'Roman Gibi'yi ise çok yakında yine dijitalde izleme şansı bulacağız.

whatsapp-image-2025-12-04-at-12-14-16.jpeg

Sertel çifti, Türkiye’nin çok sesliliğe en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerde düşünce ve ifade özgürlüğünün öncü savunucuları olarak öne çıkmış; bu uğurda baskı, hapis ve sürgünle karşılaşmıştı.

Biz filmi 3 Aralık gecesi izledik bundan 80 yıl önce yine bir 3 Aralık gecesinde ne olduğunu ise Nur Deriş'ten dinliyoruz; "İstanbul'un üniversite yurtlarına bazı insanlar girip yarın yani 4 Aralık'ta nümayiş olacağını, bu nümayişe katılmanın çok önemli olduğunu söyleyerek insanları özellikle de gençleri kışkırttı. Her dönemde rastlanan bir şeydir. Orada o öfkeli kalabalığın içinde kim vardı, kim yoktu, isimler kimlerdi bunlar önemli değil. Orada soğukkanlılıkla planlanmış bir tezgah var. Bu tezgahın farkına varmak önemli. Bu tezgahın ne kadar inceden inceye düşünülerek ve nasıl adım adım gerçekleştirilmek üzere yapıldığını başka bir örnekle daha anlatayım size. İsim vermeyelim diyoruz ama bu ismi vermek önemli. Çünkü zaten filmimizde de verdik. Hüseyin Cahit Yalçın. Hüseyin Cahit Yalçın sadece Tanin Gazetesi'nin başyazarı değil. Aynı zamanda CHP milletvekili o sırada. Ve Babıali basınında çok kalbur üstünde üstü insanların devam ettiği yerlerde bulunan, görüşen insanlardan biri. Zaten Selanikli de olduğu için Zekeriya ve Sabiha'yla tanışıyorlar ve yani belli bir hukukları var. Her ne kadar aynı yönde gazetecilik yapmasalar da. Zekeriya anlatıyor: 'Bir gece önce bir davet var. Ve davette yüzüme gülerek hatırımı sordu. Nasılsın, iyi misin, ailen nasıl, kızlar nasıl filan gibi benimle sohbet etti. Ve ben ertesi gün anladım ki o davete geldiğinde "Kalkın ey ehli vatan." yazısını yazmıştı ve basına vermişti.' Bunları bilmemiz lazım. Böyle bir tezgâhın nasıl inceden inceye hazırlandığını ve bu tür tezgâhların nasıl her zaman hazırlanmaya hazır olduğunu dolayısıyla bizim ancak uyanık davranarak ve bilinçli bir şekilde davranarak bunlardan belki de kaçabileceğimizi anlamak önemli."

Nur Deriş'in bahsettiği Hüseyin Cahit Yalçın'ın Tanin Gazetesi'ndeki başyazısında şu çağrı vardı : Kalkın Ey Ehli Vatan! Mücadele başlıyor… Bunları susturmak, cevap vermek, hükümete düşmez. Söz, eli kalem tutan gazetecilerin ve hür vatandaşlarındır”. Bu tepkinin sebebi Serteller'in demokrasinin sağlıklı olması açısından çok partili döneme geçilmesini ve Demokrat Parti'nin kurulmasına destek vermesi ve Zekeriya Sertel’in son yazılarında bazı CHP’lilerin yolsuzluk olaylarını gündeme getirmesiydi.

whatsapp-image-2025-12-04-at-12-18-50.jpeg

Zekeriya Sertel'in yeğeni olan Gündüz Vassaf, Eda Köprü Yılmayan'a verdiği röportajında; "Zekeriya Sertel hem devletin hem de bugün bile özeleştirisini yapamayan Türkiye solunun mağduru oldu. Mağdur olurken solun bağnaz tutumuyla asıl mağdur olansa Türkiye oldu " diyerek farklı bir bakış açısı da sunuyor bizlere.

4 Aralık gününe geldiğimizde ise Türk basın tarihinin en utanç verici olaylarından biri yaşandı ve Serteller çiftinin sahibi olduğu Tan gazetesi matbaası basıldı. Sayıları bir anda on binleri bulan göstericiler, “Kahrolsun Serteller, Kahrolsun komünistler, Yaşasın İnönü” diye bağırıyorlardı…Matbaaya balyozlarla saldırılmış büyük şans eseri gazeteden kimse yaralanmadan yandaki işhanının penceresinden kaçmıştı. Oysa Zekeriya Sertel, baskının haberini almış ve dönemin İstanbul valisi Lütfi Kırdar'ı arayarak tedbirli olmalarını istemişti. Kırdar ise ona "Merak etmeyin, gerekli tedbirleri aldım" demişti.

whatsapp-image-2025-12-04-at-12-19-05.jpeg

Saldırganlardan kimse gözaltına alınmadı, mahkemeye çıkarılmadı ve ceza almadı ama Tan gazetesi kapandı, Sabiha ve Zekeriya Sertel ise baskından 45 gün sonra tutuklandı. Serteller 6 ay sonra tahliye edildiler ama hayat onlar için artık çok sevdikleri ülkelerinde sürdürülemeyecek hale gelmişti. Bir süre sonra yurt dışına çıktılar ve bu iki demokrasi aşığı vatana hasret kalarak hayata veda ettiler.

Sertel çiftini merak edip daha fazla bilgi almak isterseniz Youtube üzerinden Eda Köprü Yılmayan'ın Tayfun Belet ve Nur Deriş'le yaptığı Sertellerin yaşamını anlatan Roman Gibi belgeseline ödül röportajının linkini buraya bırakıyorum.

Zekeriya Sertel anılarını yazdığı Hatırladıklarım kitabında “Gazete bir aynadır. Gazeteci, toplumu, bütün istekleri, bütün dertleri ve kederleriyle bu aynaya yansıtır. Bunu namuslu bir gazeteci gibi sadakatle yaparsa yönetim başındakileri ürkütür.” diye yazıyor. Günümüzle ne çok paralellik var değil mi?

Kaynak:Nilay Can

Öne Çıkanlar