Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde ilk gün: Sinema, adalet ve insan hikâyeleri

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde ilk gün: Sinema, adalet ve insan hikâyeleri
Festivalin açılış gününde İstanbul’un iki yakasında dokuz film seyirciyle buluştu. Rüçhan Çalışkur ve Rashid Masharawi’nin katıldığı söyleşilerle sinema, adalet ve insan hakları ekseninde güçlü mesajlar verildi.

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, İstanbul’da gerçekleştirilen ilk gösterim gününde hem sinema salonlarını hem de düşünsel alanı hareketlendirdi. Festival kapsamında kentin iki yakasında dokuz film izleyiciyle buluşurken, söyleşiler ve panellerle de adalet, hukuk, yaşam hakkı ve insanlık temaları çok boyutlu olarak tartışıldı.

Altın Terazi Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın ilk gösterimleri, İki Dünya Arasında (Living the Land) ve Dünyanın En İyi Annesi (The Best Mother in the World) filmleriyle başladı. Gösterimlerin yanı sıra düzenlenen Uluslararası Akademik Program kapsamında Filistin Paneli gerçekleştirildi. Panelde, Bosna Hersek’te kadın cinayetlerinin ayrı suç sayılması, sürdürülebilirlik ile ceza hukuku ilişkisi ve sanat yoluyla yaşam hakkının görünür kılınması gibi konular farklı disiplinlerden akademisyenler tarafından değerlendirildi.

Rüçhan Çalışkur: “Sanatçı, mücadeleyi göstermekle yükümlüdür”

Festivalin söyleşi platformu VisionIST’te, Alin Taşçıyan’ın moderatörlüğünde oyuncu Rüçhan Çalışkur izleyiciyle buluştu. Sinema Onur Ödülü’nü alan Çalışkur, Bulutları Beklerken filminin gösterimi sonrası yaptığı konuşmada, sanat hayatının başlangıcından bugüne uzanan süreci değerlendirdi.

Senaryonun kendisi için her zaman ilk sırada olduğunu vurgulayan Çalışkur, karakterlerini inşa ederken gözlem gücünün ve sahada geçirdiği zamanın belirleyici olduğunu söyledi. Rol aldığı yapımlarda genellikle güçlü kadın karakterleri tercih ettiğini, bunun bilinçli bir duruş olduğunu ifade eden usta oyuncu, tiyatronun ise hayatında ayrı bir yerde durduğunu dile getirdi.Çalışkur ayrıca, yeni oyunu Şüphe’nin 10 Kasım’da prömiyer yapacağını ve önümüzdeki yaz bir sinema projesinde yer alacağını da duyurdu.

Rashid Masharawi: “Gazze’de sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor”

Filistinli yönetmen Rashid Masharawi ise “From Ground Zero + Gaza / Sıfır Noktasından +: Gazze’nin Bitmemiş Öyküleri” seçkisi öncesinde izleyicilerle bir araya geldi. Masharawi, projenin Gazze’de yaşananları doğrudan orada yaşayan yönetmenlerin gözünden anlatmak amacıyla hayata geçtiğini belirtti.

Filistinlilerin sadece sayılardan ibaret olmadığını vurgulayan Masharawi, her birinin bir hikâyesi, ailesi ve hayalleri olduğunu söyleyerek medyada süregelen temsil sorununa dikkat çekti. Sinemanın hafızayı koruma gücüne işaret eden yönetmen, Gazze’de yaşananların insanlığın ortak meselesi olduğunu ifade etti.

Masharawi ayrıca, savaş ortamına rağmen Gazze’de çocuklar için düzenlenen Film Festivali’ne de değinerek, oradaki çocuklara başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek istediklerini söyledi.

Festivalde günün programı

Festival kapsamında 28 Kasım’da İBB Beyoğlu Sineması ve Caddebostan Kültür Merkezi’nde çok sayıda film izleyiciyle buluşacak. Programda Ukrayna’daki savaşı eğitim üzerinden anlatan Zaman Damgası (Timestamp), toplumsal adaletsizliklere odaklanan Kapana Kısılmak (Shadowbox) ve Sebastián Lelio’nun Dalga (The Wave) filmi öne çıkan yapımlar arasında yer alıyor.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar